BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Teşekkür ederim.

Ben zaman zaman diyorum sizlere değerli arkadaşlar, ben tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kardeşinizim, arkadaşınızım. Ben size binlerce örnek verebilirim. Şimdi, ben, Allah selamet versin, çok severim de kendisini, Sayın Deniz Baykal'a yapılan kaset kumpasındaki meselelerde, o günkü tartışmaları falan hatırladığımda... Şimdi, bu karşılıklı olursa biz buralardan çıkamayız yani mesele bu değil. Mesela, bakın, Fatih Bey'in bir sözünü çok önemsedim, ben zaten bunu söylemiştim daha önce de tekrar siz de onu belirttiniz, çok önemli, ben de kullanacağım müsaadenizle; gerçek hayatta ne varsa dijital hayatta da bu suçtur. Yani düşünce açıklamak, fikir açıklamak... Türkiye bunları çoktan geçmedi mi? Ben mi yanılıyorum yahu? Yani gerçekten bunları biz beraberce -ben İbrahim Ethem Bey'in uyarısını çok önemli buluyorum, çok değerli- dinleyelim, sonra tekrar konuşuruz; Allah'a şükür zamanımız var. Birbirimize karşı... Sizler bizden yaşça biraz daha gençsiniz ve başka bir dünyanın temsilcilerisiniz. O anlamda, siz, bizim en azından -yani daha tırnak içinde söylüyorum- farklı bir yaş kuşağında, farklı bir zihin dünyasında olan insanların şeyini tekrar etmeyin. Herkes her şeyi biliyor zaten, sonuçta Türkiye açık, demokratik, hukuk devleti. Türkiye 1876'da ilk Parlamentosunu açmış, Anayasa'sını... Tuna vilayetinde ilk yerel meclisler kurulmuş. Ha, darbeler falan; hepimiz bunlara karşıyız zaten. Bunun altını çizmek isterim.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başkanım, süreye riayet edersek...

BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Evet, güzel, süreye... Ben de Başkan olarak korsan bildiri...

Şimdi, Fatih Bey, nasıl öngörüyorsunuz? Bu kadar mevzular oldu, atomu parçalamak gibi. Bize bir özet olarak -usta bir Bakan Yardımcımızsınız, usta bir insansınız- böyle bir toparlayarak, yeni bir tartışma açmadan ve rica ediyoruz, bize de bütün bunları bir bilgi notuyla -çünkü sorular çok oldu, uzun uzun şey yapacaksınız- bize, en azından sorulara yazılı da cevap vermek suretiyle...

Teşekkürler.