KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Hocam, ben de detaylı sunumunuzdan dolayı teşekkür ediyorum; yalnız, işimizi gerçekten zorlaştırdınız bu sunumun neticesine baktığımız zaman.

PROF. DR. RECEP KILIÇ - Ama, affedersin...

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Hem işimizi zorlaştırdınız hem maliyetimizi artırdınız hocam.

Şimdi, bizim Komisyon olarak ağırlıklı çalışma alanımız şu: "Mevcut yapılar depreme nasıl dayanıklı hâle getirilebilir?" Bunlardan bir tanesi yeniden yıkıp yapmak, kentsel dönüşüm; diğeri de güçlendirme. Güçlendirmede de, "güçlendirme" deyince bugüne kadar genelde, ağırlıklı olarak binanın güçlendirilmesi akla geliyordu ama sizin bu anlatımınızdan gördük ki binayı tek başına güçlendirmeniz bir anlam ifade etmiyor, zemini de güçlendirmeniz gerekiyor. Dolayısıyla, maliyetlerimiz arttı hocam.

Bununla birlikte, burada, yine, sunumunuzda dikkatimi çekti, "jet grout"tan bahsettiniz ve zeminin iyileştirilmesiyle ilgili... Oraya bir soru işareti koydunuz, yani çok da uygun görmediniz gibi anladım veya da bir problemi olabileceğini ifade ettiniz. "Daha sonra açıklayacağım." dediniz ama dikkatimi çekmedi. Mesela, biz Kocaeli'de arıtma tesislerini yaparken zeminde sıvılaşma da olduğu için zemin bu şekilde güçlendirildi ve bunun üzerine arıtma tesisleri yapıldı. Bunun sıkıntısı, problemi nedir, onu bir öğrenmek isterim; soru işareti koymuştunuz.

İkincisinde de, yine, hocam, dediniz ki: "2009'dan sonra depremler arttı, çoğaldı." Yani, bunun nedeni... 2009'dan sonra dünyadaki yer hareketlerinde bir artış mı var, hareketlilik mi var dünyada yoksa 2009'dan sonra ölçülebilir miktarlar arttığından dolayı mı tespit daha çok oldu, daha çok tespit edilebildi?

Bir de yine dikkatimi çeken bir konu, zemin sıvılaştırmasından bahsederken ben buraya not almıştım "Yani, su seviyesi kaç metre, ne kadar olursa sıkıntı olur?" diye. 20 metre olarak ifade ettiniz onu. Tabii, Türkiye'deki mevcut arazinin ne kadarının su seviyesi 20 metre veya daha üzerindedir, onu bilemiyorum ama tabii, sıvılaşmanın olmadığı yerde kuraklık da söz konusu. İşte, bugünlerde, bu mevsim değişiklikleri nedeniyle işte gelecek 2050'li yıllarda Türkiye'nin de çölleşeceğini, zemindeki su seviyesinin çok çok düşük olabileceği de böyle vurgulanıyor. Böyle bir çelişki de var tabii, bir tarafta depreme zarar verirken diğer taraftan olmaması hâlinde de kuraklığı tetikliyor diye değerlendirdim ama o iki konu hakkında bir bilgi almak isterim hocam.

Teşekkür ediyorum.