KOMİSYON KONUŞMASI

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, çok teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Ben de Ferhat Bey'i burada görmekten çok memnuniyet duyuyorum. Kendisiyle kısa bir zaman olsa da çalıştık bu proje de yakinen, altyapısından üstyapısına kadar ve gelişim sürecine kadar.

Tabii, buradaki esas önemli olan süreç, çok değerli bir konuya temas ettiniz Başkanım biraz önceki soruyla. Bu ortaya çıkan tecrübe ve birikimin gerçekten Türkiye'nin diğer bölgelerinde de örnek olacak şekilde... Çünkü Avrupa örneğine de bakıyoruz, dünya örneklerine de bakıyoruz, her projenin kendi özellikleri, kendi yapısal durumları, çevresel etki durumları farklılık arz ediyor. Aynı şeyi siz farklı şehirlerde uygulayamazsınız; İstanbul'un şartları çok farklıdır, Ankara yine öyledir, maalesef bunu tek bir sistem içerisinde yürütemezsiniz elbette. Ancak çok değerli bir birikim var burada, o da şu: "Kentsel dönüşüm" dediğimiz hadisede, yerel yöneticilerle yani belediyelerle yine kamunun ciddi bir ortaklığının olması zorunluluk arz ediyor. Yani siz sadece bakanlık düzeyinde yapacağınız bir çalışmayla o bölgedeki kentsel dönüşümü sürdürmeniz tek başınıza yeterli değil. Mutlaka oradaki yerel idarenin de yerel yöneticilerin de belediyelerin de buna çok ciddi destek vermeleri lazım. Altyapısından çevre düzenlemesine kadar oradaki kültür, spor etkinliklerinde ihtiyaç duyulacak diğer tüm hususlara bu konuda belediyenin ciddi katkı vermesi lazım. Tabii, Ankara Büyükşehir Belediyesiyle beraber TOKİ Başkanlığımız, TOKİ'nin operasyonel gücü, finans gücü, bu konudaki deneyimleri çok değerli ve kıymetli, Ankara Büyükşehir Belediyesinin de bu mahiyetteki durumu. Tabii, bu başlangıç itibarıyla, gerçekten yani, TOKİ belki üzerine düşen görevi layıkıveçhile yapmış olabilir ancak gerçekten bunu örnek sunacağımız noktada belediyelerin gerek altyapı noktasında gerekse oradaki ulaşım aksı noktasında yapmaları gereken birçok husus var. Bu, başlangıcından itibaren bugüne kadarki süreçte -ki arada da seçimler de oldu tabii- bu çalışmalarında aksayan veya üzerine düşmesi gereken 5393 sayılı Belediye Kanunu kapsamında... Ve belediyenin de yüzde 50 ortaklığı var zannedersem burada, yüzde 50-50.

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Evet efendim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Dolayısıyla, yönetimde de bir temsiliyeti var. Bunun olumlu mahiyette başlangıcından itibaren yaşadığınız bu tecrübeyi de bu ortaklık noktasında diğer şehirlere de yansıtacağımız ölçüde bir iş birliği sağlandı mı, belediyelerin bu konudaki yapmaları gereken hususlarda ne gibi aksaklıklar meydana geldi, şu anda var mı üzerin düşen görevler vesaire? Bu konuda da paylaşırsanız çok memnun oluruz.

TOPLU KONUT İDARESİ-ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ İNŞAAT, EMLAK, MİMARLIK VE PROJE AŞ GENEL MÜDÜRÜ FERHAT ERTÜRK - Sayın Vekilim, Allah razı olsun, sizin de çok büyük katkılarınızı gördük biz TOKİ'de görev yaptığınız dönemde, yapıyı da çok iyi biliyorsunuz.

Şimdi, bir kere söylediklerinizde, ben -herhâlde sonradan geldiniz salona- az evvel ifade etmiştim yani bir çatı örgütün olması çok mühim, bu TOKİ olabilir, bakanlık olabilir ama muhakkak ve muhakkak yerel yönetimler bu işin içerisinde olmalı, onların emrinde olan TOBAŞ gibi bir müşavir şirket olmalı. Yani, şimdi, Dikmen Vadisi Projesi'ne baktığımızda orada bir başarısızlık yaşandı. Onu da ben analiz ettiğimde şunu gördüm: Şimdi, -Sayın Vekilim bilir- şantiye alanını ben projenin tam göbeğine yaptırdım. Vatandaşın ulaşılabilir olması çok önemli. İnanın bu kızcağıza aynı amca 10 defa geldi, 10 defa çayını, kahvesini içti, aynı soruları sordu. Bıkmadan, usanmadan aynı cevapları verdi. Hatta bir gün biz bir kıymet takdiri yapmışız, yeni gençlerden biri de sordu böyle, ben de arkadan dinliyorum, "Amca ne istiyorsunuz?" dedi, bugünün rakamıyla söyleyeyim, "500 bin lira." "Olur mu amca? Senin şeyin 30 bin lira etmez." dedi. Ben hemen müdahale ettim: "Bir dakika, oğlum, yanlış söylüyorsun, amca doğru söylüyor." Dedim, amcanın şeyi belki 500'den de fazla eder ama bizim imkânlarımız onu vermeye müsait değil.

Şimdi, her kentsel dönüşüm projesinde gecekondu yapanlarla, sahipleriyle binalar arasında duygusal bir bağ var. Bunu siz göz ardı ederseniz, onu değersiz, onu yok sayarsanız Dikmen Vadisi'nde olduğu gibi: "Delikanlıysan gel de yık. Gel de çatımdan bir tane kiremit al." der. Onun için her hâlükârda vatandaşa değer verip hemen içerisinde, hemen ulaşabileceği bir noktada sizin onun sorularına cevap vermeniz lazım. Dikmen Vadisi Projesi'nde şantiye binası yoktu, yaşlı amcam iki dolmuş parası veriyordu Varlık'a geliyordu. Varlık'ta -özür dilerim memur arkadaşlardan- biri o odaya itekliyordu, biri o odaya itekliyordu, kan ter içerisinde "Hadi gücünüz yetiyorsa alın." şeyiyle çıkıyordu, yani nefret etmiş, devletin o ceberut yüzünü görerek şey yapıyordu. Burada kentsel dönüşümün yaklaşımı çok önemli. Abdullah ağabey, onun için ben muhakkak bir müşavir... Ben TOBAŞ olsun demiyorum haklısınız, TOBAŞ belki İstanbul'da başarılı olamaz veya bu kadar başarılı olamaz ama İstanbul'un yerel şartlarını bilen bir müşavir şirket muhakkak olmalı. Yani sadece bürokratlardan oluşan bir sistemi ben reddediyorum, muhakkak özel sektör mantığıyla çalışan bir sistemin devreye sokulması lazım. Öbür türlü devletin soğuk yüzünü gösteriyorsunuz siz ve maalesef duvara tosluyorsunuz yani vatandaşa rağmen bir dönüşümü yapmak mümkün değil. Aslında anlatılacak bu hususta çok şey var.

Ben bu arada yüksek lisansımı bu konuda yapıyorum Sabahattin Zaim Üniversitesinde.

Az evvel bir sorunuz cevapsız kaldı Başkanım, özür dilerim.