| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Ayşe Nuray Karancı tarafından, video konferans aracılığıyla, "Depremin zararlarını azaltırken psikoloji biliminden nasıl yararlanabiliriz" konusu hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .02.2021 |
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet Hocam, teşekkür ediyoruz.
Tabii, bu hususta, Bina Kimlik Sistemi yüzde 100 binanın deprem güvenliğini gösteren bir sistem şeklinde değil de binanın ruhsatlı ruhsatsız süreçlerini gösteren, taşıyıcı sisteminin türünü gösteren, işte bağımsız bölüm sayısını gösteren, yapım yılını, ruhsat aldığı zamanı gösteren ve diğer sadece arama kurtarma ve afet yönetiminde kullanılabilecek türden verileri, onların uygulamasını gösteren, onların alabileceği bir sistem şeklinde olacak. Bu yönüyle Bina Kimlik Sistemi, binaların yüzde 100 deprem performansını yansıtıp, kamuoyunda farklı bir algı, beklenti ya da başka dinamikleri harekete geçirecek bir sistem yerine, binanın işte -özellikle milat kabul edilen- 1999, 2000 yılı öncesinde yapılıp yapılmadığı, işte ruhsata aykırı eklerinin ne durumda olduğu gibi hususları yansıtan bir sistem. Tabii, bununla birlikte de binanın işte -biraz önce bahsettiğim gibi- çeşitli değişkenlere göre periyodik olarak muayenesi sırasında da ortaya çıkmış olan raporlara belki erişimini sağlayacak olan bir sistem. O raporlar da binanın depreme güvenliğini, tüm yapısal olarak performansını değil, sadece kullanımı sırasında bir önceki muayeneden bir sonraki muayeneye kadar değişen hususları yansıtan, bu noktada biraz fikir veren raporlar olacak. Yani vatandaş kanun gereği iki yılda bir otomobilini araç muayenesine götürüp, oradaki süreci nasıl tamamlayıp aracını o şekilde trafiğe çıkarıyorsa şimdi de vatandaşımız "Ben bu binada istediğim değişikliği yapamam, istediğim duvarları yıkamam, efendim, binanın altına istediğim imalathaneyi açamam, buradaki taşıyıcı sisteme istediğim gibi montajlar yapıp oralara hasar veremem çünkü bunlardan sorumlu olurum. Bunlar iki yılda bir, üç yılda bir denetlenecek ve ben buranın maliki ya da kullanıcısı olarak sorumlu tutulacağım." algısıyla biraz daha bilinçli bir davranış ortaya koyacak.
Tabii, özellikle de bugün mevzuatımızda belediyelerimizin ve Bakanlığımızın binalara ilişkin resen risk analizi yapıp o binaların risk durumuna göre onların iskânlarını iptal etme, yıkım kararı alma yetkileri de var. Aynı şekilde de vatandaşların bu noktada anlaşarak, bir araya gelerek 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası kapsamında riskli yapı tespiti yaptırıp binanın yıkımına ve ondan sonra kentsel dönüşüm olanaklarından yararlanarak yeniden yapımına varacak bir süreci işletme hakları var. Onun dışında, bir şekilde, bu Bina Kimlik Sistemi olsun, binalardaki periyodik muayene olsun, bunlar o manada "Binanın yüzde 100 deprem performansı vardır." veya "Yoktur." gibi bir yaklaşıma neden olmayacak şekilde dizayn edilmeli. Sizin altını çizdiğiniz hususa biz de katılıyoruz. Tabii, deprem geçirmiş, afetten sonra yapılan hasar tespitleri için, hem AFAD'ın hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hem de işte poliçe teminatı ödeyen DASK'ın aynı metodoloji içerisinde hasar tespiti yapmalarına yönelik çok ciddi düzenlemeler de oldu. Bu kurumlar da bir arada hasar tespit metodolojisini ortaklaştırmak için çalışmalarını hâlâ sürdürüyorlar.
Tabii, birçok husus var, afet geçirildikten sonra o bölgede hasar tespiti yapılmasını engelleyen bazı durumlarla karşılaşılabiliyor, bazı binaların içindeki kaplamalardan tutun da oradaki birtakım donatılar, mobilyalar ya da işte zemin katlarda birtakım makine, teçhizat konuşlandırılan yerlerde bazı yapısal hasarlar zamanında görülemiyor vesaire, bunlara dair zaten bütün hak sahiplerinin itiraz mekanizmaları açık. Bunlar içerisinde orta hasarlı ve ağır hasarlı yapılarda, zaten ağır hasarlı yapılara mutlaka yıkım kararı veriliyor, orta hasarlı yapılar güçlendirilmeden iskân edilmiyor, belli bir süre içinde güçlendirilmezse zaten ağır hasara dönüşüyor. Burada sadece az hasara ilişkin, az hasar-orta hasar arasındaki farklara ilişkin vatandaşlar, depremzedeler arasında, hak sahipleri arasında farklı tercihler oluyor ama o konuda da bir hayli mesafe alındı. Ama tabii, kamuoyunda bu kötümser bakış açısı ya da o güvensizliğin hemen kulaktan kulağa yayıldığı, birçok bilen, bilmeyen insanı etkilediği, sebep-sonuç ilişkilerini bilmeden "Şu kişi az hasara itiraz etmiş, binasına hasarsız raporu almış." ya da işte "Orta hasarı az hasara döndürmüş." gibi birtakım hikâyeler anlatılıyor, bunlarla biz 1999 depremi sonrasında Sakarya'da da çok karşılaştık. Tabii, o günden bugüne de hasar tespiti noktasında kurumlarımızın kabiliyetleri de çok arttı, ilgili mevzuat da gelişti ve hepsi aynı eş güdüm içinde, aynı koordinasyon içinde, ellerinde tabletler ve belli bir arayüz içerisinde hasar tespiti yapıyorlar ve bu noktada da daha ileri bir durumda olduğumuzu söyleyebilirim. İnşallah, bütün bu çalışmalar neticesinde de bu farkındalık artar.
Kamil Bey, başka bir husus var mıydı değineceğiniz?
KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Yok.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Değerli Hocam, çok teşekkür ediyoruz.
PROF. DR. AYŞE NURAY KARANCI - Ben de çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Varsa ekleyeceğiniz hususlar, son sözlerinizi de alabiliriz.
PROF. DR. AYŞE NURAY KARANCI - Ben bir tek şunu merak ettim son sözüm olarak.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Buyurun.
PROF. DR. AYŞE NURAY KARANCI - Bu binaların değerlendirilmesini araba muayenesine benzettiniz de hani araba muayeneden geçemeyince trafiğe çıkamıyor, bina geçemeyince yasal olarak ne olacak? Yani bu konuyu eminim düşünmüşsünüzdür.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Tabii, tabii. O noktada şöyle bir uygulama var...
PROF. DR. AYŞE NURAY KARANCI - Son olarak, ben hepinize çok teşekkür ediyorum, çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Beni dinlediğiniz için çok onur duydum, paylaşımlarımız için.
İyi günler diliyorum.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Çok teşekkür ederiz Hocam.
Tabii, bu, şu anda bizim yasal mevzuatımızda zaten hem belediyelerin hem Bakanlığın artık deprem olmadan... Malum, biliyorsunuz, Kartal'da Yeşilyurt Apartmanı'nda kendi hâlinde bir yıkım oldu ve vatandaşlarımızı orada kaybettik, Allah rahmet eylesin. İşte bu gibi durumların önüne geçebilmek için yani oradaki taşıyıcı sistemin artık kendi hâlinde dahi birtakım basit vibrasyonlarla bile binanın toptan göçmesine sebep olabileceği durumlar olabiliyor. Bu gibi durumlarda o yapı mutlaka iskândan menedilecek, boşaltılacak ve ilgili idare tarafından yıkım kararı alınacak. Eğer onun dışında güçlendirerek ya da birtakım tedbirler alarak, işte birkaç taşıyıcı eleman kapsamında birtakım müdahaleler gereken yerlerde de bunlara zaten yol gösterilecek. Bu noktada da birçok kat maliki zemin katlardaki farklı mülkiyetlerden dolayı, oralarda imalathaneye, depoya vesaireye çevrilmiş yerlerin akıbetini bilemiyor, birçok yer bu şekilde kilit altında olabiliyor. Siz binanın üstünde bir daire sahibisiniz ama bodrumdaki, zemin kattaki imalathanede ne oluyor, ne bitiyor bunu göremeyebiliyorsunuz. Bu noktada da hem daha sıkı denetimin hem de yapıların durumunun, risk taşıyanların öncelikli tespit edilebilmesinin önünü açacak diye düşünüyoruz bu uygulama.
Çok teşekkür ediyoruz Hocam.