| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Prof. Dr. Abdussamet Arslan'ın, fay hatlarıyla ilgili çalışmaları ve binaların depreme dayanıklı olup olmadığının tespitine yönelik geliştirdikleri yapay zeka teknikleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 10 .02.2021 |
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet Hocam, biz çok teşekkür ederiz. Hemen hemen her konuya da değindiniz ama tabii ki bizim açımızdan da en önemli husus ve en dikkat çekici olanı sizin geliştirdiğiniz bu yazılım. Onunla ilgili sorularımız da mutlaka olacak.
Tabii, öncelikle şunu soralım: Şimdi, stratejik olarak böylesine kısıtlı bir bütçeyle, böylesine dar bir zamanda, deprem tehlikesiyle her an karşılaşabileceğimiz bir durum, bir şart altında bu kadar da yüksek bir depreme güvensiz yapı stokuyla baş başa kaldığımızda bizim önceliklendirme yapmamız şart ve bunu en hızlı şekilde tespit etmek, belli kriterlere dayandırabilmek ve bu noktada da kamuoyunu da bu önceliklendirme hususunda bir şekilde tatmin edebilmek çok önemli. Şimdi, bölgeleri ne kadar öngörsek bile Türkiye'de bizi şaşırtan depremlerle de karşılaşabiliriz, beklemediğimizi zannettiğimiz, beklenmeyecek yerlerde de yıkıcı olacak depremlerle de karşılaşabiliriz. Bunlar, kamuoyunda tabii, hep olumsuz tepkilere ya da algılara sebebiyet verebilir. O yönüyle, sizin, özellikle cep telefonları üzerinde geliştirdiğiniz o mobil uygulama öne çıkıyor, çok dikkat çekiyor. Biraz önce Hacettepe Üniversitesinden hocalarımızın sunumunda, onların "KAYES" dediğimiz kamu yapılarının riskinin belirlenmesine ilişkin yaptıkları, geliştirdikleri metot, onu diğer özel yapılara uygulamak için geliştirdikleri metot da ilgimizi çekmişti.
Sizin yaklaşımınızın daha vatandaş odaklı, herkes tarafından da kullanılabilen, daha hızlı sonuç verebilen, bu noktada yoğun bir eğitim gerektirmeyen ya da uzmanlık gerektirmeyen bir metot olduğunu görüyoruz.
Şimdi, tabii, burada yapay zekâ esaslı hızlı değerlendirme dediğiniz bir husus var. Şimdi, bu yapay zekânın işlemesi için sizin sorduğunuz sorular, oradaki örnekler, benzetilecek örnekler, sorunun ardından gelecek olan diğer sorularla birlikte derinleşen metot sonuç itibarıyla bir yapay zekâ havuzundaki büyük bir veriyle kıyaslanacak, o veri üzerinden bir yere oturtulacak.
Şimdi, ben şurasını özellikle merak ettim: Bu veri nerede var Hocam? Yani bu veriyi biz nasıl örnekleyeceğiz? Şimdi, bugüne kadar bir şekilde bütün depremlerde hasar almış, yıkılmış, orta hasarlı hâle gelmiş, işte yapının kat yüksekliğinden, betonarme taşıyıcı sistemin özelliğine kadar her türlü verinin içinde olduğu ve onun sonuçlarının da o veri tabanına yansıdığı bir veri havuzumuz maalesef yok benim bildiğim. Biz daha o yıkım, hasar alma ve yapı ilişkisini yapay zekâ örneklerinden çıkaracak bir veriyi bırakın normal ayakta duran yapılarımızın envanterini şu anda en sağlıklı ve en hızlı şekilde çıkarmak için işte kafa yoruyoruz, bütün kurumlarımız, bakanlıklarımız uygulama geliştirmeye çalışıyorlar. Bizler de Komisyon olarak bu iş nasıl daha hızlı olabilir bunun arayışı içindeyiz, önerilerimizde yansıtma gayreti içindeyiz. Bu uygulama nasıl olacak Hocam? Yani bunu biraz daha açarsanız... Bu veriyi nereden alacak, bu veri nerede saklanacak? Hani biraz önce sunumunuzda "Bakanlıktaki merkez ya da başka bir yerdeki merkez." dediniz. Veya bu veri biriktikçe mi daha sağlıklı işler hâle gelecek? Onunla ilgili ben sorayım dedim. Biraz daha detay verirseniz memnun olurum.
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Çok teşekkür ederim.
Yani hakikaten çok çok çok güzel bir soru, müthiş bir soru diyebilirim. Çünkü oraları zaten açık bıraktık. Çünkü onları izah etmeden anlamak birazcık hakikaten komplike hâle gelebiliyor.
Şimdi, yapay zekâ nedir kısaca? İnsan gibi düşünebilen ve karar verebilen bilgisayar sistemleri veya sayısal sistemler, artık bilgisayar olur başka bir şey olur, şimdi yenileri gelişti çünkü. Biyolojik sinirleri kullanarak vesaire falan da artık yapılabiliyor, böceklerde, şurada burada, hayvanlarda.
2 tane öğrenme var, insanın öğrenmesi de aynısı. Biz insan öğrenmesini taklit ediyoruz aslında. Bir tanesi, "Supervised" eğitimli öğrenme yani örnekler göstererek öğrenme; diyoruz ki: "Bu kırmızıdır." 10 defa bunu gösterdiğiniz zaman, onu gördüğü zaman "Aa bu artık kırmızıdır." diye bilgisayar algılıyor.
İkincisi de, "Unsupervised" dediğimiz yani daha verileri vermeden kendiliğinden, diyoruz ki: "Böyle bir çevre var, böyle bir ortam var -tarif ediyorum her tarafı- şöyle bir pencere var, kapı var; kapılar şu iş içindir, koltuklar bu iş içindir; üstünde oturulur, masalar böyledir, eğer masaların yüksekliği şu kadarsa oturulabilir, bak yüksek olursa o masa olmaz, başka bir şey olur, alçak olursa sehpa olur." gibi gibi... Ortamı tamamen tarif ettikten sonra örneğin, diyorum ki: "Benim hedefim burada toplantı yapmak, nasıl yapayım?" O bana oradaki verileri kullanarak bir türlü... Henüz daha toplantının ne olduğunu tarif etmiyorum. Matematiksel bir şey, soru soruyorum, o oradan kendi içerisinde organize ederek yapıyor. Bunu yaparken nasıl yapıyor? Normal bilgisayar sistemlerinde olduğu gibi bizim bilgisayarlarımızda biz veri biriktiririz yani diyelim bir vatandaşın ismi, TC kimlik numarası, adı, soyadı, çocuk sayısı, şu bu, falan filan. Bunların hepsi birer veridir, birer datadır. Yapay zekâda ise bunu toplamıyoruz. Yapay zekâda biz şunu topluyoruz: "Masa üzerinde çalışmak içindir." Masa diye bir verimiz yok bizim, bilgimiz var; masa ne işe yarar bilgisi. Sonra bu verileri, başlangıç bilgilerini ben bu şekilde bilgisayara giriyorum. Ben başlangıç bilgilerini girdikten sonra bu aslında 2, 3, 5 yaşındaki bir çocuk durumunda. Hayatta yeni yeni tecrübeler gördükçe altına yeni bilgiyi kendisi ekliyor, "Ya, şu ana kadar gördüğüm memnuniyet, işte ortam mavi renkli olduğu zaman daha iyi oluyormuş." diyor ve altına yazıyor hemen bunu. Siz "Ben bunu hiç öğretmedim, nereden aldı bunu buradan." Diyorsunuz. Biz bu sistemde de en başta şöyle yapacağız: "Unsupervised" diye kullanmayacağız çünkü o risk taşıyor. Biz laboratuvar ortamında veyahut da elimizdeki bilgisayardaki mevcut envanteri alacağız, uzmanları bir araya getireceğiz -50 uzmanı- uzmanlık bilgisini alacağız ve bunu ön bilgi olarak yükleyeceğiz. Ondan sonraki yaptığınız her türlü araştırma ve yeni sonuçları altına ilave ederek yapacak. Yani yapay zeka aslında bir tür tecrübeli bilgisayar ve tecrübesiz bilgisayar gibidir, aynı insan gibi. Bir inşaat mühendisinin bir binanın analizini yapması için gerekli olan eğitim süresi dört yıllık mühendislik eğitiminden sonra -öncekileri saymıyorum bile, on beş yıl da üstüne ilave edin- bir iki yıl da master ister hiç olmazsa. Biz bunu on yedi yılda değil de on yedi dakikada yapmaya çalışıyoruz ve yapıyor da, çok da güzel yapıyor, çok da hassas yapıyor. Ve bu sistemi kurduktan sonra diyelim birinci aydaki aldığınız cevaplar yüzde 80 seviyesinde tutarlıysa, üçüncü yıl sonunda bu yüzde 100'e yaklaşacak. Şimdi, iPhone kullananlarınız vardır, Siri'yi biliyorsunuz. Siri ilk çıktığı zaman size doğru dürüst cevap bile vermiyordu, cevapların hepsi aynıydı. Şimdi, öyle bir cevap veriyor ki -o bir yapay zekadır- şaşırıyorsunuz "Ya, ne oldu buna?" diye çünkü her gün öğreniyor, sizi tanıyor, sizin ne tür sorular sorduğunuzu tanıyor, depoluyor onu. Tabii, bunun tehlikeli tarafları da var ayrı konu. Ama Google'da arıyorsunuz siz adiye "Sen şunu severdin, hadi bakayım şuna da bir bak." diyor, bunların hepsi yapay zeka. Buradaki hadisede -dediğim gibi- elimizdeki mevcut verileri kullanacağız, olmadı sahaya gideceğiz, uzmanlara 100 tane, 500 tane binanın gözlemsel analizini yapıp yazacağız -ki çok zor değil- ondan sonra da bunları veri olarak işleyeceğiz ve başlangıç olarak bunu kullanacağız, sonra kendi içerisinde eğiteceğiz biz bunu ama vatandaşa açmamız belki üçüncü ayı bulacak veya birinci yıla bulacak, onu bilemiyorum. Orada bir performans değerlendirmesi yapacak kendi kendine sürekli. Bu gece sabaha kadar kendi kendini daha iyileştirmenin yollarını arayacak. Aslında bu bir matematiksel şey de değil yani aynen insan beynindeki nöronlar gibi. 20 milyar nöron var, birbirleriyle bağlantılı aksonları, dendritleri var bunların, hangi nöronun nereye bağlı olduğunu bilmiyoruz, bir tanesi koptu mu da unutkanlık başlıyor, davranış bozukluğu başlıyor vesaire falan. Bu, unutmuyor, o bağlantı hiç kopmuyor. Siz bir başladığınız zaman bir yıl sonra müthiş bir şey hâline geliyorsunuz. Yani yüzde 100'e yakın sonuç almamaya imkân yok. Şu anda zaten diğer alanlardaki uygulamalarından bahsetmek için şimdi zaman yok, artık klasik şey bitti, o devir kapandı komple. Yani 20'nci yüzyılda nükleer konuşuyorduk, 21'inci yüzyılda -otuz sene önce söylüyordum, 90'larda, 91'lerde ama çok şey olmadı, hâlâ öyledir- biz bu yüzyılda yapay zeka konuşacağız sadece, başka da bir şey konuşmayacağız gibi görünüyor.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet Hocam, bir de bu uygulamanın artık kendi adınıza tescilini, patentini yapmak zorunda kaldığınızı söylediniz.
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Almadım daha henüz ama bekliyorum, biraz daha bekleyeceğim.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Sonuç itibarıyla bu uygulamanın daha üzerinde çalışılması için ilgili hangi bakanlıklarla temas ettiniz?
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Ben Çevre ve Şehircilik Bakanlığıyla görüştüm, ama orada çok ilgilenen olmadı, belki AFAD daha ilgilenir diye AFAD Başkan Yardımcımızla görüştüm, en son AFAD'la bir toplantı yaptık.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Ne kadar süre geçti Hocam Çevre Şehircilik Bakanlığıyla görüşmenizin üstünden?
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Bir yılı geçti.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Bir yılı geçti?
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Evet İzmir depreminden sonra basında yer almıştı, aradılar sağ olsunlar ben cevap bekliyorum dedim, telefonu kapattım, inşallah ararlar.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Çevre ve Şehircilik Bakanlığında...
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Evet AFAD'la görüştüm, yani AFAD'a da söyledim ben biraz daha beklerim, sonra patentinin zaten müracaatını yaptım ben bunun, bilabedel, benim böyle bir kaygım, derdim, para pul derdim yoktu ama o hâle gelebilirim, her vatandaş da bunu 1 Türk lirasına cep telefonuna yükleyebilir, 1 milyon kişi yüklerse de ben de epeyce bir para kazanırım. Kendi bilgisayarımı, merkezde kuracağım bilgisayarımı finansa edeceğim aslında o parayla, onun analizini yapacak.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Anlıyorum.
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Yoksa para pul derdinde değilim.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Tabii, biz bunu sonuçta vatandaşın kolaylığını ve depreme karşı güvenli konut üretimini hızlandırması adına sonuçta bu işi koordine edecek, yürütecek organizasyonun sahibi devletimiz olacak, bakanlıklarımız olacak. Sonuç itibarıyla mutlaka yine doğrudan, dolaylı da olsa, siz ne kadar ticari patent de alsanız muhatabı bir şekilde bakanlık olacak.
PROF. DR. ABDUSSAMET ARSLAN - Aynen.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet Hocam, teşekkür ederim.
Şimdi sorusu olan Adana Milletvekilimiz Müzeyyen Şevkin.
Buyurun Sayın Vekilim.