| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, İçişleri Bakanlığı bünyesindeki dijital dönüşüm uygulamaları, stratejileri, mevcut durum ve hedefleri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .02.2021 |
AYHAN ALTINTAŞ (Ankara) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkanım, değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanım, değerli bürokratlar, basın mensupları, katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ben milletvekili olmadan önce otuz yıl Bilkent Üniversitesinde Elektronik Mühendisliğinde hocalık yaptım, yaşım itibarıyla epeyce bir projede de rol aldım. Bunların içinde: JEMUS da var, TASMUS var, TEIRS var; ASELSAN'la yaptığımız projeler, başka kurumlarla da var. JEMUS Projesi'nin ilk kabulünde Denizli Honaz Dağı'nda ben de bulundum.
Şimdi, burada öncelikle Sayın Bakanı tebrik etmek istiyorum. Fransa'daki sistemi biliyorum biraz, ona göre biz dijitalleşmede, devlet hizmetleri açısından çok çok iyiyiz yani bunu gerçekten söylüyorum, bizzat yaşayan biri olarak söylüyorum, kabul etmek lazım. Tabii, bürokrasi denince hep şöyle bir şey aklıma geliyordu: Devletin bir kurumundan aldığınız bir belgeyi götürüp başka bir kurumuna veriyorsunuz. Ya, ne gereği var? Onu veren de devlet, onu veren de devlet. Bunu artık otomatize edebilmemiz lazım. Siz büyük ölçüde bunu yapmışsınız tebrik ediyorum ama mesela "Çiftçi kayıt belgesini hâlâ 'upload' ediyoruz." dediniz, bence gerek yok. Eğer o bilgi varsa devlette, zaten o bilginin bir şekilde ulaşılabilir olması lazım, bu benim düşüncem, detaylarını bilmiyorum, o belgeyi nasıl doğruluyorsunuz onu da bilmiyorum.
Şimdi, tabii bu yazılımların yerli ve millî yapılması konusunda ufak bir şey dikkatimi çekti. Sunumda 8'inci sayfada -bunlar hep yerli, millî diyoruz ama belki Ravza Hanım da bilecektir- e-devlet hizmetleri -parantez içinde- G2C, G2B, G2G, işte, vatandaşa yönelik hizmetler, özel sektöre... Bunlar tabii, İngilizcede: "Goverment to Citizen" "Goverment to Business" "Goverment to Goverment" Bunların olması sanki "Bu iş yurt dışından alınıp yerlileştirilmiş mi acaba?" sorusunu da aklımıza getiriyor. Bunu da dikkatinize sunmak istiyorum.
Şimdi, "dijital faşizm" "dijital diktatörlük" denince benim aklıma George Orwell'ın kitabı geliyor daha çok. Dolayısıyla, ben biraz ürperiyorum o konuda. Yani burada firmaların yaptıklarını savunmuyorum ama esas mesele devletin, elindeki verilerle vatandaşı tehdit etmesidir. Buna karşı da biz anayasal güvenceleri, yasal güvenceleri sağlamak durumundayız diye düşünüyorum.
Trump'ın "tweet"leri konusunu çok örnek vermek istemiyorum çünkü Trump'ın durumu ortada, kendi ülkesinde darbe yapmaya kalktı diye suçlanan bir kişi. Dolayısıyla onun durumu çok özel, onu konuşmak istemiyorum.
Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar. Sayın Bakanımıza tekrar buraya kadar zahmet ettikleri için, zaman harcadıkları için teşekkür ediyorum.
Saygılarımla.