KOMİSYON KONUŞMASI

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Efendim, biz, tabii, sunumunuzdan dolayı çok teşekkür ediyoruz. Kadına bakış açısını da çok güzel anlattınız, bu görüşünüz için de ayrıca teşekkür ediyorum.

Tabii, medyanın dilinin ve sunumunun çok önemli olduğunu biz de kabul ediyoruz. Şimdi, mesela, hep şöyle geçiyor gazetelerde, medyada veyahut da televizyonlarda: "Namus davası" yok "talihsiz kadın", "çocuk gelin", "çıldırma anı", "cinnet anı", "töre." Şimdi, bu ifadelerle sanki daha yasallaşıyor, meşrulaşıyor gibi bir sunum oluyor, bir algı yaratılıyor kanaati var bende. Ondan dolayı da bu dilin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Mesela burada "çocuk gelin", 13 yaşında bir kız çocuğunu kaçırmışlar, "çocuk gelin" diyor yani neticede bu gelinmiş de yaşı küçükmüş. Ama 13 yaşındaki bir çocuk farik ve mümeyyiz değildir. Zaten reşit değil ama ne yaptığının bilincinde olacak bir çocuk, çocuktur yani. Sen şimdi o çocuğu, neticede bu bir ırza geçmedir, bu bir tecavüzdür, sen onu "çocuk gelin" diye sunarak sanki toplumda bunu meşrulaştırıyorsun algısı var bende. Ben otuz yıllık...

BİNNAZ TOPRAK (İstanbul) - Kadın örgütleri de "çocuk gelin" diyor ama.

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Yanlış buluyorum, ben kendi görüşümü söylüyorum.

Ben otuz yıl avukatlık yaptım, sizin söyleminizden bir küçük olayı sizle paylaşmak istiyorum. Bir lisede müstahdem bir kadın avukat tutmaya parası yok. Lise öğretmenleri rica etti, "Ücretsiz girer misin?" dedi. "Girerim." dedim davasına. Şiddetli geçimsizlikten boşanma davasına girdik. Adam kadını devamlı tehdit ediyor. Ben çağırdım, "Bu tehditle bir yere varamayacaksın." diyerek adamı ikna ettim, ikna ettiğimi zannettim daha doğrusu. Hâkim boşadı ama bu arada da devamlı tehdit ediyor. Emniyete gidiyorum, kadınla birlikte şikâyet ediyorum yani görevimi yapmanın ötesinde kadınla birlikte baştan sona bir yol haritası çizdik, onu anlatmak istiyorum. Emniyete gidiyorum, "Ya, Nedret Hanım, bunlar bugün böyle kavga ediyorlar, yarın barışırlar. Biz karı koca işine karışmayız." diyorlar. Mahkemede boşandılar. Mahkemeden sonra gene tehdit ediyor koca. Savcıya gidiyorum, tehditten şikâyet ediyorum, savcıya anlatıyorum "Çok ciddi bir konu var, buna lütfen sahip çıkın." "Canım, şahitleri getirin, davada dinleyelim, şu olur, bu olur." En sonunda da, bir hafta sonra da bizim müvekkilimizi köprünün üzerinde adam öldürdü. Ondan sonra ne oldu? O kadın, sadece boşanma davasına girdiğim kadın sanki benim artık sorumluluğumda olan bir kadın. Ben onu koruyamadım bir avukat olarak düşüncesiyle, tabii, ondan sonraki, ağır cezadaki sorumluluğunu da kadının ailesinin vekâleti olarak yüklendim, müdahil olarak davaya girdik.

Ama savcının bakış açısı, emniyetin bakış açısı, sizin demin söylediniz, yani bunlar karı kocadır, yarın barışır, öyle değil olay, öyle basit görmemek lazım. Bir ailedir, yok, sırlar dışarı çıkmasın, yok, tehdidi çok önemsemeyip... Bakış açısı bir kere... "Yani bugün böyle kavga ediyorlar, yarın barışırlar." bakış açısıyla değil, daha ciddiye alan bir bakış açısıyla olaylara yaklaşılmalı. Emniyetten itibaren savcılıkta da mahkemelerde de mutlaka bu konuda... Belki bir kadın savcı, dediğiniz gibi, polisler yoluyla eğitimle ama çok çeşitli şekillerde...

Neticede bir baştan sona o kadını koruyamadım. Cinayetle de öldürüldü çok kötü bir şekilde, evine giderken. Çünkü ne yapıyordu, kadın çalışıyordu, müstahdemdi, adam iş yapmıyordu. Neticede kadın ona bakıyordu, kadının bakımından da tabii, mahrum kaldığı için -maalesef Türk toplumundaki bazı gerçekler- en sonunda kadını ölünceye kadar da böyle bir gidildi.

Sizin dediğiniz gibi, yani bir eğitim mutlaka şart ama medyanın da olayları sunum tarzındaki dilinin de çok önemli olduğuna inanıyorum. Mesela ben töre cinayeti, namus cinayeti... Ne demek namus cinayeti? Şimdi bir karı koca, evliler, ayrılmışlar, hâlâ kadını namusu görüyor. Niye kadını hâlâ namusu görüyor. Neticede bir nikâhla bir araya gelmiş, eş olmuşlar. Ama ondan sonra da, ayrıldıktan sonra da kadını hâlâ namusu görmemeli o erkek.

ORAL ÇALIŞLAR - Evliyken de görmemeli canım.

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Evliyken de, yani kadın kendi namusuna sahip çıkacak düzeyde. Evlilik öncesinde de evlilik sonrasında da, sonrasında da. Onun için yani bu tür çocuk gelin gibi, namus davası gibi, töre cinayeti gibi, veyahut da cinnet geçirdi de kadını vurdu. Yani bu tip ifadelerin medya dilinin bir başka şekilde daha dikkat edilerek yapılmasından yana olduğumu söylemek istiyorum. Görüşlerimi de paylaşıyorum.

Teşekkür ediyorum.