| Komisyon Adı | : | (10 / 3200, 3361, 3362, 3364, 3365) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Doç. Dr. Meltem Şenol Balaban'ın, video konferans aracılığıyla, Türkiye'nin afet profili, güvenli/dirençli kentler, afet risk yönetimi anlayışının katkıları, Japonya deneyimi ve farklılıklar,, yeni gelişme alanları, mevcut yerleşim alanları ile öneriler hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 11 .02.2021 |
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Hocam, biz teşekkür ediyoruz.
Uzatmadınız, gayet güzel bir sunum oldu.
Tabii, Japonya'daki deprem deneyimizin de Japonya'daki tecrübeleri bize aktarmanızda gerçekten faydalı oldu. Tabii, bu noktada, sizin de değindiğiniz gibi, daha önce, sizden önce Handan Türkoğlu Hocamızla da değindiğimiz hususlar, yani yeni planlama noktasında, diğer mekanizmalar noktasında belki sıkıntımız yok da deprem güvenliğini sağlama açısından önümüze çıkan en önemli tablo şu: Bu kadar büyük bir güvensiz yapı stokunu dönüştürmek ya da güçlendirmek, bunun için organizasyonu sağlamak, finansmanı sağlamak, önceliklerini belirlemek. Bu önümüzdeki en büyük sorun alanı. Tabii, kentsel dönüşümün biz önünü açabilmek için... Çok farklı, birbirinden farklı sebeplerle kentsel dönüşümde sorun yaşanan, dönüştürülemeyen alanlar var. Değerli vekillerimiz de bunları dile getirdiler, deprem yaşayan illerimiz var, ruhsatsız, kaçak yapılaşma dolayısıyla bir şekilde oluşmuş güvensiz yapı stokları var, değişen planlama esasları, değişen mevzuat dolayısıyla imar planlarında da değişiklikler var. Bütün bunlar neticesinde, mevcut mevzuatımızın elverdiği, önünü açtığı alanlarda dönüşüm sağlanabildi. Ancak mevcut mevzuatın çok küçük nüanslarla da olsa ya da daha farklı birtakım istisnalar getirerek -tabii bütüncül yaklaşımını bozmadan- bölge bölge değerlendirerek kentsel dönüşümün hem önceliklerini belirlemek hem de uygulanabilirliğini sağlamak durumundayız. O açıdan da tabii ki bu noktada şehir plancıları olarak sizlerin destekleri, sizlerin yaklaşımı bizler için önemli. Tabii, siz de değindiniz konuşmanız içerisinde, buna ilişkin birtakım yoğunluk artışları nasıl uygulanabilir? İşte, imar hakkı transferleriyle bu yoğunluk artışları mevcut plan bütünlüğünü bozmadan nasıl sürdürülebilir hâle getirilebilir gibi birtakım sorunlar var; onların daha da şekillenerek, bizler de çözüm önerilerimiz arasında zikrederek o alanlarda mutlaka bir çalışmanın geliştirilerek yapılmasının önemine değineceğiz inşallah.
Çok teşekkür ediyoruz Hocam, önemli bilgiler paylaştınız.
Tabii bir de şeyi sormak isterim, şimdi, Japonya'da sizin de yaşadığınız 2011 yılındaki depremin büyüklüğü neydi?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - "Magnitude" olarak 9'a denk geliyordu; şiddet olarak tabii farklılaştı, onların Japon şiddet ölçümü çok daha farklı ama "magnitude" olarak bakıldığında okyanus tabanında 9 "moment magnitude"a denk geliyordu.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Yani depremin merkezinin size uzaklığı ne kadardı Hocam?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - 300 kilometreden biraz daha fazla olabilir, 300 kilometreyi biraz geçebilir yani Japonya'nın doğu kıyılarının açıklarında oldu. Dolayısıyla da erken uyarı sistemi o açıdan bütün hızlı trenleri, vinçleri, ameliyathanedeki lazerle ilgili çalışma yapanları otomatik olarak devre dışı bıraktı; bununla ilgili sistemleri gayet iyi çalıştı, onu söylediklerini biliyorum. Dolayısıyla biz uzakta olmamıza rağmen önce ufak bir sarsıntı hissedip... Ya, bu geçen hafta olan 7,5 herhâlde dediğiniz ama tam birkaç saniye sonra ağaçtan elma düşürürcesine şiddetli bir sarsıntıya dönen, 9'uncu katta, öyle tarif edebilirim ve yaklaşık üç dört dakika süren -abartmıyorum, gökdelenler on üç dakika sallandılar- bir sarsıntıydı.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Değerli Hocam, bu erken uyarı sistemi ne kadar bir zaman kazandırıyor, kaç saniye, kaç dakika?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Bulunduğunuz yere bağlı olarak değişiyor ama yirmi saniyeye kadar kazandırdığını biliyoruz. Okyanus dibinde, okyanus derininde bir "epicenter" -odak noktası- olursa onun karasal alanlara gelişinde zaman kazanıyorsunuz. O okyanusun yakınlığı kıyı olarak size yakınsa kazandığınız süre azalıyor yani bulunduğunuz lokasyona bağlı cep telefonunuzda olsun, televizyonlarda olsun, haberlerde veya akıllı olarak binanıza da koyabileceğiniz sistemlerle çok efektif çalışıyor ama bu deprem o kadar yüksekti ki bu düzeyde olduğunu... Ya, şeyi aştı çünkü orada; herhâlde kalibre etmişlerdi çünkü her depremde onun şeyini kalibre ediyorlar.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Hocam, tsunami oluştu mu bu depremde?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Oluştu ama Tokyo'daki çok santim denecek düzeydi, biz Tokyo'da olduğumuz için.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Can kaybı ne kadardı Hocam?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Vallaha tsunamiden olan çok fazlaydı. Görmüşsünüzdür; 2011'deki Tohoku depreminde inanılmaz fazla sayıda, ben şimdi hatırlamayacağım ama.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Şimdi uzman arkadaşım "web"ten baktı da 15 binin üzerinde.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Evet, onlar da çoğunlukla binaların tsunamiyle alınıp götürülmesine... İnsanların aslında tsunamiye uygun duvarlarının olduğuna inancından kaynaklandı; bunu da son toplantıda, gene Japon bir uzmanımız var JICA'dan, sürekli bize katkı veren... Toplumun bu sefer de mevcut yapısal korunum sistemine aşırı güvenmesi sebebiyle bazı insanlar tsunamiyi koruma duvarlarına çıkmışlar "Nasılsa bu tsunami bizi geçemez." diye ama onun neredeyse 3 katı boyutunda bir dalga gelmiş.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Yani çok güvendikleri için tedbir almayı bırakmışlar, âdeta izlemişler.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Evet, öyle bir tartışma konusu da oldu.
PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU - Meltem, nükleer santrali şey yapmadı mı?
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Etkiledi Hocam. Bir sene de biz nükleer santral sonrası radyasyona maruz kalmış olabiliriz.
PROF. DR. HANDAN TÜRKOĞLU - Yani oraya nükleer santral yapmaları da tabii ayrıca tartışma konusu.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Onunla ilgili eğer yanılmıyorsam şöyle bir bilgi verebilirim: 1985'lerde bir balıkçı köyü, nüfusun çok az olduğu bir yer seçilmiş nükleer santral için. Yani o dönemlerde, aslında, yakın çevresinde çok da fazla bir nüfus olmamasından kaynaklı böyle bir yer seçimi yapıldığını ama ileriye dönük olarak birtakım düzenlemeleri yapmakta geç kaldıklarını söylediler. Bu düzenlemeler ise santralin elektrikle soğutulmasını sağlayan elektrik sisteminin yer yüzeyinde olması sebebiyle dalgaların o elektrik sistemini "backup"ıyla çökertmesi olarak söylendi. Yeni sistemlerde depreme dayanıklı yer altına gömülmesi aslında mümkün oluyormuş. Buradaki sıkıntının bu sebepten kaynaklandığı ve belki de bu türden bir dalga boyunun, yani tsunami dalgasının çok küçük olasılıkla olduğunu, belki bin yılda bir olduğunu söyledikleri için hani bu kadar büyük bir sele sebep olamazdı diye düşünülmüş ama okyanuslarla ilgili çalışan ve bu depremsellikle ilişki kuranlar dağlarda, yüksekler tepelerde birtakım deniz kabukları bulduklarını söylüyorlar. Aslında bunu tahmin etmek zor değildi diyenler de var yani 30 metreye çıkabilecek çok sınırlı sayıda bilim adamları.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet Hocam, yani yine...
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Ben hani anladıklarımı size aktarıyorum. Daha detaylı bilgi için ileride tercih ederseniz tekrardan...
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Yine de bu büyüklükte bir deprem... Ben sizin yazdığınız notları okudum da yani siz "Yokohama'da evime trenle gitmek durumda olduğum için gidemedim." demişsiniz.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Evet.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Bir gün sonra trenler işlemiş ve bir gün sonra siz evinize gidebilmişsiniz. Yani bu büyüklükteki bir depremden sonra bu ulaşım sistemlerinin yine çalışıyor olması aslında bir başarıdır nihayetinde.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Evet. Orada Handan Hocamın söylediği konu da önemli. Afet sırasında okulların altında, hastanelerin altında, üniversitelerde bu konuyla ilgili bir bina ya da alt kat, zarar görmeyecek katlara birçok madde stoklanıyor, yerler sağlanıyor, gidemeyecek kişilerin kalabileceği konular düşünülüyor. Bununla ilgili de tatbikatlar yapılıyor. Elektrik de kesilmemişti, işte, cep telefonlarıyla Türkiye'yle de iletişim kurduk. Dolayısıyla da hani o dönemde, aslında, birçok konuda "Tamam." dediler. Biz, bunlarda iyiyiz ama 9 saatte yürüyerek evine giden vardı çünkü ulaşım bloke olmuştu. Dolayısıyla, hani Tokyo'nun ulaşımıyla ilgili tekrardan düşünülmesi gerektiği yönünde bir ders çıkardılar.
Bunlarla ilgili bir başka konu da arama, kurtarmacı pozisyonunda çalışan kişilerin çalışma alanları ile ev alanlarının 5 kilometre çapında olması konusunda bir çözümleri varmış çünkü bir yerden bir yere gitmek o kadar zor olacak ki bu türden çözümlerle acaba biz yakın çevremize katkı sağlayabilir miyiz...
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Evet, o da çok aslında akılcı bir yaklaşım gibi görünüyor.
Evet Hocam, çok teşekkür ediyoruz. Çok güzel de bir sunum oldu, önemli bilgiler de paylaştınız.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - Teşekkür ederim.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - Değerli milletvekillerimiz, bugün çevrimiçi sunumuyla bizlere katkı sağlayan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Meltem Şenol Balaban Hocamıza çok teşekkür ediyoruz, başarılarının devamını diliyoruz. Tüm Komisyon üyelerimiz adına biz de sizlere tekrar selamlarımızı iletiyor, iyi akşamlar diliyoruz Hocam, çok sağ olun.
DOÇ. DR. MELTEM ŞENOL BALABAN - İyi akşamlar, sağlıklı günler hepinize.
BAŞKAN RECEP UNCUOĞLU - İnşallah Hocam, sağ olun. Teşekkür ederiz.