KOMİSYON KONUŞMASI

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkür ederim Değerli Başkanım.

Değerli Bakanım, değerli bürokratlar ve tüm katılımcılar, Komisyon üyeleri...

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Performans ölçümlerini de söyle.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Evet, teşekkür ediyorum.

Olumlu şöyle bir durum var: Sayın Komisyon Başkanının sektör temsilcilerini özellikle önemsemesi ve davet etmesi, kanunun hazırlanma aşamasında da görüş ve önerilerini alması tabii ki olumlu, nitelikli yasa yapma tekniği açısından bu yönteminin kalıcı kılınması gerekiyor çünkü temel bir sorun bu, bunu çok önemsemiyoruz.

Bir de tali Komisyon olarak Adalet Komisyonu üyelerinin ya da Adalet Komisyonunun bir fikir beyan etmesi gerekiyordu, o da bir eksiklik olmuş. Sayın Alpay Antmen Vekilimiz...

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ama Alpay Bey sizin gibi sabırlı olsaydı söz alacaktı.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Ama Sayın Başkan söyle bir durum var: Komisyon Sayın Vekilimizin de kendisini bilgilendirmemiş, bu da büyük bir eksiklik.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Onu kendi Komisyonuna soracak.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tali komisyonlarda bu bir gelenek hâline geldi bu dönem. Tali Komisyon başkanları üyelere böyle bir teklifin geldiğini en azından elektronik ortamda iletip görüş ve önerileri alabilirler ya da ilgili Komisyon üyeleri Komisyona gelerek, gruplarının Komisyon sözcülerine bilgi vererek söz alabilirler; bu bir eksiklik oldu.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Grup sözcünüz ona söyleyebilirdi, "Grup adına sen konuşma yap." diyebilirdi mesela.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Şöyle söyleyeceğim: Kanuna ilk baktığım zaman gerekçe kısmını ve bütün metni dikkatli bir şekilde okudum. Önemli ve ilk izlenim olarak da otuz yıla yakındır böyle bir sistem var, işte temsilcileri de aile şirketleri şeklinde bugüne kadar geldiğini ifade ettiler ve sistem içinde devlet güvencesi olmadan vatandaşların belli bir tasarrufu ve karşılığında bir finansman sistemi kurulmuş. Gündeme gelen bazı durumlar oldu ve muazzam bir reklam kampanyasıyla Komisyon gündemine de geldi yasa teklifi. Gerekçeye baktığım zaman -geçmiş dönem Ticaret Bakanımız da ilk teklif sahibi- şöyle ifadeler var dikkatimi çeken: "Ülkemizin istikrarlı ve uzun dönemli bir büyüme performansı yakalayabilmesi için yurt içi tasarruflar kilit rol oynamakta." Evet, bu sistem de zaten bir tasarruf sistemi üzerine kuruluyor, bu önemli ülkemiz açısından çünkü Sayın Hamzaçebi de bu konuya giriş yaparak gerekli bilgileri de istatistikleri de vererek konuştu. Bu ülkemizin temel sorunu, bir tasarruf sorunu var ve bu tasarruf sorununda da Avrupa Birliği ya da OECD ülkeleri içerisinde yüksek ya da orta gelirli grup ülkeler açısından gerideyiz biz, ileride değiliz; burada teklifte ileride bir süreçte olduğumuz söyleniyor ve mevcut tasarruf sistemlerimizde de... İşte, bireysel emeklilik sisteminde şu an 2020 ve 2021 dönemine baktığımız zaman da... Ciddi çıkışlar var yani tasarrufu artırmaya dönük gerçekten bunu temel sorun hâline getirmemiz gerekirken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Yatırım yapılmadığı için öyle gözüküyor aslında.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Buyurun.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Mevcut tasarruf sistemlerimiz de sorunlu. İşte, 2021'in ilk altı haftasında neredeyse 100.001 sözleşme iptali olmuş ekonomik gerekçelerle; işte işsizlik, refah kaybı. 2020 yılında da 1 milyona yakın sözleşme iptal edilmiş. Yani ciddi bir tasarruf sorunu var ve ülkenin geneli açısından bu tasarruf sorunu doğal olarak ülkeyi dış tasarruflara yöneltiyor. İşte, yeni dönem Hazine Bakanlığı da bu noktada daha farklı bir çalışma yürütüyor çünkü burada şöyle veriler verilmiş, diyor ki: "Hane halkı tasarruflarının artırılması için -gerekçeden söylüyorum- öncelikle kişilerin kendilerini finansal açıdan güvence altında hissedecekleri uygun tasarruf ürünleri..." Şimdi, bu doğru bir cümle değil, öncelikle vatandaşlarımızın -öncelikle hane halkının tabii ki, daha sonra özel sektör ve kamunun- güvenceli bir gelirinin sağlanması gerekiyor. Merkez Bankasının da güzel bir raporu var "Ekonomi Notları" diye. Burada tasarruf bileşenleri ne vatandaşların ve hangi kesimler daha çok tasarruf yapıyor? Yurt içi tasarrufların Türkiye'de düşük olmasının gerekçelerini söylüyor ve temel sorun gelir; gelirini artırmamız gerekiyor vatandaşlarımızın, zorunlu harcamalarının dışındaki gelirlerinin artması gerekiyor ama Türkiye'de maalesef bunun tersine işleyen bir süreç var. Eğitim seviyesi arttıkça tasarruf düzeyi artıyor ama biz eğitim seviyesi artıkça işsizliğin arttığı bir ülke hâline geldik ve bu temel bir sorun, yani vatandaşlarımızın gelirlerini artırmamız gerekiyor ki son dönemde ülkemizdeki enflasyon, faiz oranı, döviz kuru ve TL'nin giderek değersizleşmesiyle yurt içi tasarruflarımız temel bir sonu hâline gelmeye başladı yani gerekçede bunlara atıf yapıldığı için ben de bunları dile getirmek istiyorum ama kanunun detayları da gerekli, geç kalmış ve vatandaşları da güvence altına alan bir sistem ama bunlar da değinmek istedim. Özellikle para ve maliye politikalarıyla, vergi politikalarıyla, işte, asgari ücretliden vergi alınmaması gibi... Yani o kesimin tasarruf oranını artırmamız, istihdamı artırmamız, üretimi artırmamız, TL'nin değerlenmesini sağlayacak temel mali ve para politikalarına önem vermemiz gerekiyor. Birçok vatandaş TL'nin değersizleşmesiyle beraber döviz ve altın gibi yastıkaltı tasarruflara yönelmiş yani tasarrufu artırmamızın sebebi ülkede yatırım, üretim ve büyümeyi gerçekleştirmemiz ama bu gerekçeyi, biz zaten döviz kuru, faiz oranı ve ekonomi sarmalı içerisinde bunu zaten eritiyoruz. Yüksek faizlerle birlikte yatırımdan kaçan bir özel sektör var; bu gibi temel, bütüncül politikalarda ciddi değişiklik yapılması gerekiyor ve ciddi reformlara ihtiyaç var ama bu noktada ciddi sorunlar var; gerekçede belirtiği için bunları dile getirmek istedim.

İşsizlik temel bir sonu alanı, yani bizim Meclis olarak bugün belki en acil komisyonlarımızda tartışmamız gereken işsizlik sorunu, genç işsizliği, kadın istihdamı çünkü bunlar, ülkenin yurt içi tasarruflarını artıran ekonomi ve büyümeyi etkileyecek unsurlar. Bu noktada -verileri tekrar söylemiyorum- 10 milyonu aştı işsizliğimiz. Dediğim gibi eğitimi seviyesi artıkça üniversite mezunu genç işsizliği de hızla artıyor. Refah kaybı var, yüksek enflasyon var özellikle temel harcama kalemleri, doğal gaz, elektrik ve benzeri ve pandemi sonrası ciddi bir gıda enflasyonu var ülkemizde yani zorunlu temel harcamalar da gelir içerisinde hızlı bir yer elde ederken ciddi bir gelir kaybı yaşanıyor ve tasarruf oranları giderek azalıyor. Bunun için asıl bunları gündeme almamız gerektiğini söylemek istiyorum. Yüksek bir faiz oranı olan bir ülke hâline geldik ve bu kronik hâle geldi.

İcra iflas dairelerinde -Sayın Tarhan da değindi- gerçekten ciddi bir, 1 milyonları aşan dosya sayıları var. Hâlen derdest olan dosya -geçen yılın aynı günündeki dosya sayısına göre- 1 milyon 600 bin yani 2 milyona yakın veriler. Esnaf ciddi bir... KOBİ'lerden bahsedildi, KOBİ'lerin tasarruf imkanlarından bahsetti sektör temsilcileri, bu noktada bir yol açılmasını söylediler ama özellikle pandemi öncesinde başlayan kriz ve pandemi sonrasıyla birlikte 25 bine yakın esnaf dükkânını kapatmış, evini arabasını satıp borçlarını kapatmış, kiracı durumuna düşmüş yani bırakın KOBİ'leri tasarruf sistemine almayı mevcut durumda da ciddi şekilde sorun hâlinde. Bireysel kredilerde ciddi bir borç, vatandaşın borcu neredeyse 836 milyar lirayı geçmiş.

Bu gibi temel sorunlar var. Ben gerekçeyi de görünce aklıma gelen ilk cümleleri burada sizlerle paylaşmak istedim.

Yasaya baktığımız zaman yasada gerçekten ilginç bir sistem var. Vatandaşları bir araya getiren ve -Ali Bey de belli davaları dile getirdi- gerçekten detaylı bir şekilde müşteriyi, sisteme katılan vatandaşı korumak adına yapılmış yani onu öncellemiş ve ciddi bir şekilde de BDDK'nin denetimi altına alınması da gerçekten olumlu bir süreç çünkü tasarruf ve finansman anlamında bir açıklık var. İşte lisansları almaları gerekecek artık. 370 bine yakın kişinin var olduğu... Bilmiyoruz bu kişiler hangi gerekçelerle o sistemin içerisinde, açıkçası gerçekten faizsiz olması amaçları mı var yoksa öyle bir amaçları yok mu? Bunun da verisini... Hukukçu bir akademisyen arkadaşımız vardı ama o çok detay bilgi vermedi. Bakmak lazım, neden bu insanlar bu sistem içerisinde?

Birçok düzenlemeyi getiriyor teklif ve olumlu buluyorum ben bunları, geç kalmış hatta. Vatandaşı koruyan, fesih noktasında işte sözleşmelerin detayı, sözleşmeden cayma, lisans şartları, denetlenmesi noktasında finans sistemimiz içerisinde ciddi bir denetime tabi olacaklar ve giren vatandaşlarımız da bu haklarını bilerek girecekler bu sisteme, bu açıdan olumlu buluyorum. Birkaç eksik, belki detay noktaları da Komisyon üyelerimiz de zaten dile getirdiler. Umuyorum, hani sistem içerisinde ama bizim burada yine söylüyorum temel odaklanmamız gereken ekonominin temel yapısal sorunları. Ülkenin ekonomi, üretim ve istihdam noktasında ve eğitimle beraber tasarruf oranlarımızı artıracak ve bu vatandaşlar acaba neden ve hangi gerekçelerle bu sisteme geçti ya da neden böyle bir sistem doğdu, temelinde neler var? Çünkü vatandaşlarımızın normal sistem içerisinde tasarruflarını artırmalarını sağlamamız gerekiyor ki ekonominin bütünü açısından refah artışı olması gerekiyor.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Evet, teşekkür ediyorum Sibel Hanım.

Bitiriyor musunuz?

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Tekrar teşekkür ediyorum.

BAŞKAN MUSTAFA ELİTAŞ - Ben teşekkür ediyorum katkılarınız için.

SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Teşekkürler.