KOMİSYON KONUŞMASI

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - Evet, ben de öncelikle sunumunuzdan dolayı teşekkür ediyorum Sayın Genel Sekreter Yardımcım. Allah kolaylık versin, Allah yardımcınız olsun diyelim.

Sakarya gerçekten deprem açısından Kocaeli gibi önemli bir kent, geçmişte de büyük açılar yaşandı.

Ben de özellikle, bu önerilerle ilgili iki üç konu dikkatimi çektiği için üzerinde durmak istiyorum. Tebligat düzenlemesiyle ilgili sürelerde sıkıntılar var, doğru, onun aslında hızlandırılması için bir gözden geçirilmesi lazım.

Yine "99 öncesinde inşa edilmiş tüm yapıların mutlaka riskli yapı mı değil mi malik tarafından kontrol ettirilmesi gerekir." diyorsunuz. Mesela, şöyle bir şey sorsam: Bu anlamda, Sakarya'da 99 öncesinde yapılmış olan binaların yüzde olarak ne kadarında riskli yapı incelemesi yapılmıştır? Belki tam rakam olarak bilemeyebilirsiniz ama yüzde 3, 5, 10, yüzde 50 gibisinden. Bununla birlikte, eğer vatandaş... Anladığım kadarıyla "Belirli bir süre verilsin, vatandaş yapmazsa belediye kendisi yapsın veya ilgili kurumlar bu incelemeyi yaptırsın." diyorsunuz. Yani mantıklı.

Sonra diğer konuda Müzeyyen Hanım karşı çıktı ama Sayın Vekilim, ben aslında o maddeyi destekliyorum çünkü İzmir'de bunu yaşadık. İşte, İzmir'de yıkılan Rıza Bey Apartmanı bildiğim kadarıyla teknik raporu var ve sıkıntılı olduğu, riskli olduğu ama belediyenin bir türlü tahliye ettiremediği bir yapı. Şu anda, böyle, ortalık durulduktan sonra orada yaşayanlar, orada hayatını kaybedenlerin yakınları devlet hakkında, belediye hakkında, bakanlık hakkında da büyük bir ihtimalle maddi, manevi tazminat davaları açacaklardır. Ama aslında belediye orada yapmış ama çıkartamamış yani sonuçta o rapor düzenlenmiş vesaire. Dolayısıyla, burada da teknik rapor düzenlendikten sonra belediyenin olası tebligatlarından sonra eğer vatandaş orayı terk etmiyorsa -yani burada belediye çıkartmak için yine uğraşmalı- o sorumluluğu vatandaş da üstlenmesi lazım. Çünkü şu anda, işte, 99 depreminde olsun, Van depreminde olsun, diğer depremlerde olsun deprem nedeniyle, depremden dolayı yıkılan binalardaki vatandaşların belediyeler hakkında, bakanlık hakkında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı hakkında, AFAD hakkında maddi, manevi tazminat davaları açtığını duyuyoruz. Bu, gerçekten ileride ciddi bir problem ve onun altından kalkılması da mümkün değil. Dolayısıyla, burada vatandaşın full kasko olmaması lazım yani o sorumluluğu vatandaşın da üstlenmesi lazım, devletin de üstlenmesi lazım. Bu anlamda bu önerinizi de yerinde buluyorum, tekrar, çalışmalarınızdan dolayı tebrik ediyorum.