KOMİSYON KONUŞMASI

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Teşekkür ediyorum Değerli Başkanım.

Ben de Sayın Genel Müdürümüze bu kapsamlı sunumundan dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.

Ahmet Ağabey sağ olsun, bütün ilçeleri saydı.

Ne merak ediyorsun ağabey? Boru geçiyor; bak, boru geçince gaz gelecek demektir.

AHMET KAYA (Trabzon) - Yok ağabey, geçmiyor; 9'unda hiçbir şey yok.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Söylediniz ya hani...

Evet, demek ki gelme ihtimali yüksek; dolayısıyla, biz ilçeler bazında şey yapmayalım ama şimdi, benim gördüğüm şu: Yani, özellikle "2017 yılında 191 milyon metreküp olan gaz akışını 393 milyona çıkardık." dediniz yani genel manada Türkiye'yi özetlediniz. Dediniz ki: "Bizim artık son dönemlerdeki rakamlar da diyor ki herhangi bir sorun yaşamayacağız." Yani "Yatırımı tamamladık." gibi bir şey ifade ettiniz. Zaten son üç senedir de özellikle rakamlar yerinde duruyor yani tüketim rakamları 47, 48 milyar metreküp seviyelerinde sayıyor. Aslında bu, bir miktar da şunu gösteriyor: Biz enerji üretiminde de buna baktık, orada da rakamlar yerinde duruyor yani son üç senedir orada da tüketimle ilgili sorunlar var. Buradan da yani gaz tüketiminden de belki sanayi açısından... Sanayi rakamlarınız da hep yerinde duruyor zaten; 2017, 2018, 2019'da sanayide tüketilen rakamlar da aynı, çok fazla bir değişiklik göstermiyor. İşte, 2018'de 14 milyar, 2019'da aynı, 2020'de yine 14,8; yani, sanki Türkiye bir durağan döneme girmiş gibi de bir şey çıkıyor, gerek gaz tüketiminden bunu anlıyoruz gerekse enerji tüketiminden.

Şimdi, burada özellikle finansal açıdan yani gaz arzı açısından bizim bir problemimiz görünmüyor. Aynı zamanda, Türkiye de boru hatları açısından Avrupa'nın enerji üssü oldu, olacak. Şu anki boru hatlarının üç aşağı beş yukarı hepsi de tamamlandı yani TANAP, Mavi Akım, Türkakım'ı, sizin söylediğiniz, işte, ilk kullandığımız, Romanya üzerinden gelen hattan bahsediyorsunuz, FSRU'lardan sağlanan desteklerden bahsediyorsunuz. Yani dolayısıyla otomatikman bu hat üzerindeyiz ama Hazar'dan sağlanan, mesela, Hazar'dan daha çok... Son dönemde Rusya gazı ve İran'dan aldığımız gaz miktarları düşerken Azerbaycan'dan aldığımız gaz miktarlarında yüzde 70 civarında bir artış...

Son dönemde Türkmenistan, Azerbaycan ve bizim Dışişleri Bakanımız bir araya geldiler, özellikle bu gaz konusunda. Türkmenistan, biliyorsunuz, dünya gaz rezervinde ilk dört sırada; çok ciddi gaz rezervleri var, en ucuz gaz da bu Hazar Bölgesi'nde. Yani, orada böyle bir çalışma oldu mu bu satın almada çeşitlendirilmek üzere? Belki biz Türkmen gazını alıyoruz ama Rusya üzerinden alıyoruz. Gerçi Ruslara da şu ara çok fazla gaz satmıyorlar. Ruslar ile Türkmenlerin en son yaptıkları anlaşmalar 20 milyarlardan 1 milyar metreküpe kadar düştü yani neredeyse normal basınçlarıyla çalışıyor, oradan fazla gaz almıyorlar. Acaba Azerbaycan üzerinden gaz alımı konusunda Türkmenistan'la böyle bir çalışma var mı, hani, ürün çeşitliliği açısından?

Yine, bunun devamında, biz size Parlamentoda bir yetki vermiştik. Arkadaşlarımız da belirttiler ama tam da böyle, gazların, fiyatların yukarı aşağı gidip geldiği konuda biz sizi 4734'ün dışında tutmuştuk serbest piyasadan daha rahat alışveriş yapasınız diye ki ben de buna aynen katılıyorum. Ne oldu buradaki durum? Yani, oradaki hareketlerde gördüğümüz kadarıyla sadece LNG'de bir alım artışlarınız oldu, herhâlde onu daha fazla depolayabildiniz diye algılıyorum ben; dolayısıyla yeşil eğrinizde daha çok o yukarılardaydı. Diğer giriş noktalarıyla ilgili bir bağlantınız yani rakamlarınız oldu mu? Herhâlde "Elimiz rahat olursa oradan çok daha rahat alışveriş yaparız." demiştiniz. Şu an Türkiye gaz ihtiyacının ne kadarını BOTAŞ üzerinden sağlıyor, ne kadarını diğer... Yani, bunun adı, işte... Farklı şirketler var biliyorsunuz. Devletin dışında, özel sektörden ne kadar gaz alıyoruz? Bunun şeyi farklı olabilir, onu merak ediyorum.

Onun dışında, tabii, bu, Türkiye'deki gaz satışlarından bahsettiniz. İşte, 1 metreküp gazı 2,13 TL'ye... Sizin verdiğiniz rakamlara göre Avrupa'da gazı en düşük rakamla biz tüketiyoruz, Türkiye'de satılıyor diyelim. Yani 1 metreküpü 2,13 TL; ona en yakın Londra'yı söylediniz 4,2 TL; Sofya 5,06 TL. Tabii, bu rakamlarla satarken bir şeyi de sübvanse mi ediyorsunuz? Yani netice itibarıyla siz uluslararası arenadan aynı şartlarda bu gazı aldığınıza göre, üçte 1, dörtte 1 fiyatına sattığınıza göre ya ucuz fiyata alıyorsunuz, ucuz satıyorsunuz ya da yüksek fiyata alıp... Yani zararlarınızın oluşmasının bir noktadaki karşılığı da bu mu? Yani biz de uluslararası rakamlarla satarsak... Zaten Türkiye'de bir alım gücü yok, devlet sosyal devlet, doğal olarak düşük fiyatla gaz satmalı, elektrik, su, bunlar temel ihtiyaçlar, temel girdiler. Yani bu zararı oluşturan faktörlerden biri o mu?

"Personel konusunda iyiyiz." dediniz, onda hiç şüphemiz yok ama şöyle söyleyeyim: Türkiye'de binlerce teknik eleman var yani bunlar da iş bekliyor. Siz, işte "Bunları eğitime alıyoruz, ciddi zaman harcıyoruz bu işlere." diyorsunuz. Dolayısıyla bu mühendislerimiz çok ciddi oranda işsiz. Maliyetleriniz de ortada ama neticede bu sektör de gelişiyor bir taraftan yani enerjide tersine doğru gidiş söz konusu olamaz. Dolayısıyla mesela, hiç eleman almadığınıza göre, önümüzdeki dönemde teknik eleman konusunda, mühendis konusunda, elektrik, makine -bunların hepsini çeşitlendirebilirsiniz- bu konuyla ilgili mesela, bir şeyiniz var mı, talebiniz var mı, oluşacak mı?

Çevre konusunda hassasiyetlerinizi biliyoruz. Tuz Gölü'nde özellikle biz de baktık, gördük Tuz Gölü'yle ilgili faaliyetlerinizi ama aynı şekilde bu Saros Körfezi'nde kurmayı planladığınız FSRU'lar var. Yani orada da, tam tersine, "Kendini temizleyen körfez sadece Saros Körfezi." diyorlar. Ben bununla ilgili olumsuz bir şey beklemiyorum ama kamuoyunda bu konuyla ilgili ciddi şeyler var bu çevresel etkileşmeyle ilgili yani oradaki körfezin kirlenmesine yönelik. Bu konuyu biraz daha aydınlığa kavuşturursanız mutlu olacağız.

Yerli üretimle ilgili bir milletvekili arkadaşımız sormuştu, bu önemli. Yani, özellikle boru hatlarının vanalarından, fittings'lerinden tutun da tamamı -artık Türkiye demir-çelik sektöründe fena değil- tahmin ediyorum, boru hatlarında kullanılan çeliğin yüzde 80'i, 90'ı Türkiye'de üretiliyor diye düşünüyorum. O vana... Daha önceki toplantılarda da söylemiştik, "3-4 tane firma bu konuyla ilgili bizden onay aldı hatta desteklemeye devam ediyoruz." demiştiniz.

Bu "hot tap"lar konusu... Canlı hatlarla olan bağlantılarda yerli yapabiliyor muyuz? Ben de bir miktar bu işlerle uğraşan birisi olarak... Yani özellikle büyük çaplarda -36 inç, 48'inç- bu "hot tap"larda sorun olduğunu biliyorum. Yerli firmalar bu işleri de yapmaya başladılar mı diye merak ediyorum.

Devamında "Kendi enerjini kendin üret..." Siz aynı zamanda bir enerji sağlıyorsunuz ama ciddi oranda da tesislerinizde enerji tüketiyorsunuz. Bunun üretimine yönelik söylediğiniz 1-2 megavat bence bu işlerde leblebi, çekirdek değil. Yani, güneş enerjisiyle ilgili kurduğunuz... Bilmiyorum, şu an kaç megavattasınız ama çok ciddi bir tüketiminiz var. Türkiye de bu konuda aslında iyi yani özellikle güneş enerjisi konusunda çok ciddi rezervleri var, yani Türkiye'nin güney yarım küresi çok ciddi oranda enerji aldığına göre... Yani bunun planlaması da olursa -ciddi enerji giderleriniz muhakkak vardır- bunu bu alandan karşılayabilirsiniz. Bu, sadece güneş enerjisi değil; yani bugün rüzgar üzerinden de bunu yapabilirsiniz. Diğerlerini haydi boş verin ama en azından rüzgar üzerinden yapabilirsiniz, güneş enerjisi üzerinden yapabilirsiniz yani kendi enerjinizi kendiniz üretebilirsiniz diye düşünüyorum.

Özellikle bu Karadeniz gazı... Şimdi söylediniz, sizin verdiğiniz rakam: "210 kilometreyi biz yapacağız. Sakarya'ya bağlayacağız 48 inç boru hattıyla." dediniz. Sizin verdiğiniz takvim 2023. Yani biz de buradan şunu anlıyoruz: "Boru hattı olmadığına göre gaz da 2023'ten önce gelmeyecek." diye bir kanaat oluştu bizde. Bu böyle midir yani bir planlama var mıdır? Biz Karadeniz gazını ne zaman... Yani bu planlamaya göre siz hattı 2023 sonuna kadar tamamlayacağınıza göre sanki bundan sonrasına planlanmış bir şey gibi... Hâlbuki kamuoyunda mümkün olduğunca daha erken geleceğine dair kanaatler var. Başka türlü de bu ülkeye giremeyeceğine göre... Burada sizin verdiğiniz rakama göre 2024'ten öncesi görünmüyor. 155 kilometrelik platform ile kara arasındaki bir mesafeden bahsettiniz; bunu siz mi yapacaksınız yoksa "Karaya geldiği andan itibaren BOTAŞ'ın ilgi alanına giriyor, ondan öncesi bizim ilgi alanımızın dışında mı diyorsunuz, onu öğrenmek istiyorum.

Devamında, şimdi, ben şöyle düşünüyorum.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süremiz doldu Sayın Yaşar.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Tamamlıyorum Başkanım.

Şimdi, bu boru hatlarıyla ilgili Lütfi Bey söylemişti, ona söz hakkı doğsun diye söyleyeyim ama; yani, gazın talepte belli pik zamanları var, yani sizin de boru hatlarınız var, diyelim yazın talep düşüyor, talebin düştüğü dönemlerde, mesela bununla ilgili bu su naklini yapabilirsiniz diye ben düşünüyorum çünkü zaten su hatları daha düşük basınçlı borularla yapılan nakliyeler. Dolayısıyla siz en düşük gaz boru hattını 25 bar basınçla test ediyordunuz bildiğim kadarıyla, 75 barla da çalışıyordu, su da zaten 16-25 arası çalıştığına göre, bu hatlardan çok rahat ben su sevkiyatı yapabilirsiniz diye düşünüyorum yani fikir olarak, talebin olmadığı dönemlerde.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür ediyorum.

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Ama en önemlisi şu Başkanım: Yani bu zarar ateşten gömlek. Bu finansman konusunda muhakkak bunu aydınlatacak bir şeyler ortaya da koymanız lazım. Bu bizi şahsen tatmin etmiyor. Yani ya iyi bir finansman yönetiminiz yok ya bir şeyleri sübvanse ediyorsunuz. Yani sizin bu finansman boyutunuz karanlık Değerli Genel Müdürüm. Çünkü pazarlamada sorun yok, talep var; üretimde... "Arz" diyoruz buna, üretim değil, karşılığı da arz.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Teşekkür edelim mi Sayın Yaşar?

BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Demek ki finansta problem var. Bununla ilgili net bilgiler sizden bekliyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.