| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 09 .03.2021 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Arkadaşlar gündeme getirdi ama tekrarın gücü diye bir şey var. Ben de tekraren bunu sormak istiyorum: Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleri ile Makina ve Kimya Endüstrisi arasında 2016 ve 2017 yıllarında 3 tip uçak bombası ihracatını kapsayan 3 ayrı sözleşme imzalanmıştır. Belirtilen sözleşmelerin bedelleri sırasıyla 36,3 milyon dolar, 51,2 milyon dolar ve 32,8 milyon dolar olmak üzere toplam 120,3 milyon dolar olmuştur. 2 sözleşme için yüzde 30, 1 sözleşme için de yüzde 40 oranında avans ödenmesinin sözleşmenin imzalanmasından itibaren otuz gün içerisinde faturanın teslim edilmesi gerektiği sözleşmeye eklenmiştir. Nisan 2020 itibarıyla toplam 10 ayrı sevkiyat yapılmış bu sevkiyatlar karşılığı avans ödemeleri dâhil olmak üzere 48,1 milyon dolar tahsilat yapılmış ancak ödenmesi gereken 66,2 milyon doların henüz tahsil edilemediği görülmüştür. Sözleşme incelendiğinde ceza hükümlerinin sadece Makina ve Kimya Endüstrisi aleyhine düzenlenmiş olduğu, Makina ve Kimya Endüstrisinin tahsilat yapamaması durumunda sözleşmede bir tedbirin olmadığı görülmektedir. Bunun sebebi nedir? Bu tür bir sorun öngörülememiş midir? Yani tahsilatla ilgili bir sorunun olacağı öngörülemediği için mi sözleşmeye bu madde konmamıştır? Makina ve Kimya Endüstrisi gibi millî bir kurumumuz, millî güvenliğimizle ilintili bir kurumsa neden kendini garantiye alacak bir maddeyi sözleşmeye eklemekten kaçınılmıştır ya da göz ardı edilmiştir? Kurumun önemi itibarıyla bunun düşünülemediğini düşünmek dahi istemiyoruz. Bu durum Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetlerine verilmiş bir imtiyaz mıdır, böyle de değerlendirilebilir mi? Böyleyse, bu imtiyaz Suudilere neden tanınmıştır? Açıkçası bunu merak ediyoruz, böyle bir değerlendirme var.
Bir başka merak ettiğimiz mesele ise, uçak ve bomba ihracatı sözleşmeleri dışında Suudi Arabistan ile Makina ve Kimya Endüstrisi arasında gerçekleşmiş başka ithalat ve ihracat sözleşmeleri var mıdır ve kapsamları nedir? Benzer şekilde Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu ile ASELSAN'la KORKUT Projesi kapsamında alt yüklenici sıfatıyla 74,6 milyon euro bedelli ürün ve hizmet temini sözleşmesini 17/01/2017 tarihinde imzalamış, bu sözleşme kapsamında Makina ve Kimya Endüstrisine yapılması gereken 45,1 milyon TL ödemenin Nisan 2020 itibarıyla süresinde gerçekleşmediği tespit edilmiştir. Ödemenin tahsilatı için hukuki yollara başvurulmuş mudur?
Yine, Filipinler konusu var. Arkadaşlar onu da gündeme getirmişti. Önümüzde Suudi Arabistan Kraliyet Hava Kuvvetleriyle yapılan sözleşme örneği varken aynı kurum Filipinler Savunma Bakanlığına yaptığı mühimmat satışlarında malların zamanında teslim edilememesi nedeniyle gecikme cezaları ödemek zorunda kalmıştır. 2014-2015 yıllarında Filipinler Savunma Bakanlığı muhtelif mühimmat satışına ilişkin toplam 7 milyon 376 bin 824,27 dolar tutarlı 5 ayrı sözleşme imzalanmış, sipariş zamanında teslim edilemediği için ve sözleşme hükümleri gereği gecikme cezası uygulanmıştır. Biz, siparişi yetiştiremediğimiz anda ceza yiyoruz fakat siparişi tamamladığımız, eksiksiz teslim ettiğimiz zaman tahsilat gerçekleştiremiyoruz gibi bir durum ortaya çıkıyor. Üstelik sözleşmelerde bunun da bir cezası yok. Sözleşmeler neden bizim haklarımızı, hukukumuzu koruma konusunda bu kadar eksik kalıyor, bunun sebebi nedir? Bunu merak ediyorum.
Yine, bir "oleum" konusu var. Barut üretimi için olmazsa olmaz ham madde olan oleumun, Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumunun Barutsan Roket ve Patlayıcı Fabrikasında üretildiğini ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde kullanılan havan, sevk barutu, roket, uçak bombası gibi mühimmat ve patlayıcıların üretiminde kullanıldığını ve ülkemizde oleumun Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu dışında kimse tarafından üretilemediğini biliyoruz.
Şimdi, Kurumumuzun bir tesisi var; 1961 yılında 20 ton/gün kapasiteyle çalışan bir tesis fakat yetersiz, bildiğimiz kadarıyla yapılan üretim yetersiz. Bunun için 1998'de daha yüksek kapasiteli üretim yapan bir tesis için bir yatırım programı oluşturulmuş fakat aradan dokuz yıl geçmiş, yani 2007 yılına kadar herhangi bir ilerleme kaydedilememiş. 2007 yılında Savunma Sanayi Destekleme Fonundan kredi kullanılmış, yapılan ihale sonucunda Hindistan menşeli bir firma, tesisin yüklenicisi konumuna gelmiş. 2009 yılında 4,9 milyon avro para harcanmış, 2012 yılında tesisin montaj çalışmalarına daha yeni başlanabilmiş, 2013 yılında tesisin soğuk çalışma ve işletmeye alma çalışmalarına başlanmış fakat açıklanmayan çeşitli üretim hatalarından dolayı işletmeye alma başarısız olmuş. Bu açıklanmayan nedenler nelerdir? Yani gerçekten ilginç, bu kadar kamu kaynağı burada harcanmış fakat tesis işletmeye alınamamış. Daha sonraki dönemlerde sorunlar devam etmiş fakat işletmeye alma konusu sonuçlanmamış. 2020 yılında 4,9 milyon avro harcanarak şirketle yapılan bir sözleşmenin feshedildiğini görüyoruz. Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu gibi bir kurumumuz nasıl olmuş da bu işten sonuç alamamış? Ortada bir beceriksizlik mi var, başka bir şey mi var bunu anlama güçlüğü çekiyorum. Yani ciddi kamu kaynaklarının çöpe atıldığı görülüyor. Bu konuyu da bir izah ederseniz memnun olacağım.
Çok teşekkür ediyorum.