KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Yavuzyılmaz, muhalefete muhalefet etmeyelim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, kendi partinizin milletvekiline saygılı olun lütfen.

AHMET KAYA (Trabzon) - Denizciğim izin verir misin.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, bak kendi partinizin milletvekiline saygısızlık yapıyorsun. Lütfen, sözünü kesiyorsun.

AHMET KAYA (Trabzon) - Evet, teşekkür ediyorum.

Heyeti tekrar selamlıyorum.

Bugün Miraç Kandili, büyük olgunluğun en üst mertebesine yükselme günü bugün. Dileğim başta biz siyasetçiler olmak üzere Allah'ım hepimize olgunluk, feraset ve empati yapma yeteneği versin, dualarımız kabul olsun, kandilimiz de kutlu olsun.

Şimdi, kıymetli vekillerimiz, öyle bir tablo sundular ki arkadaşlar yani bizler de özel sektörde iş yaptık milletvekili olmadan önce, gerçekten o yatırımı yapan, o Zafer Havalimanı işine girenlere Allah yardımcı olsun, ocakları battı onların. Yani çok dramatik bir tablo var ortada. Vekilimin anlattığı rakamları değerlendirdiğimiz zaman bu adamın ocağı battı, yedi nesli bu borcu ödeyemez. Yani böyle bir tablo sundu Sayın Vekilim.

AHMET TAN (Kütahya) - Tablo sunmadım, yanlış anlaşıldı...

AHMET KAYA (Trabzon) - Hayır, yanlış anlaşılma değil. Sayın Vekilim, adamın...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen Sayın Kaya... Lütfen ortaya konuşun.

AHMET KAYA (Trabzon) - Evet, tamam ortaya konuşacağım Sayın Başkan.

Yani gönül isterdi ki arkadaşlar, bakın, bizler milletin vekilleriyiz. Milletimiz bizleri seçip buraya, memlekete, millete hizmet edelim diye gönderdi ve Parlamento da bizleri KİT Komisyonu üyeleri olarak seçerek KİT'leri denetleme yetkisi, görevi verdi. Her birimiz bu görevi iyi niyetimizle, samimiyetimizle yapmaya çalışıyoruz. Kamunun, memleketin, milletin kuruşunun hesabını yapmaya çalışıyoruz, hepimizin niyeti bu, bundan başka bir niyetle kimsenin burada olduğuna ben ihtimal vermiyorum, asla böyle bir şey yok. Arkadaşlarımızın, bizlerin sorduğu, gündeme getirdiği meselelere lütfen bu gözle bakın. Yani yatırım karşıtıymışız gibi, işte proje yapılmasını istemiyoruz gibi değerlendirilmesi gerçekten bizleri üzüyor. Samimiyetle söylüyorum, derdimiz kaynakların verimli kullanılmasıdır, o kıt kaynaklarımızın iyi değerlendirilmesidir. Bunun dışında bir niyetimiz asla yok, olmazda.

Şimdi, konuma geleyim arkadaşlar. Şunu da söyleyeyim tabii: Yani Zafer Havalimanı yapılırken belki çok iyi niyetlerle yapıldı, o bölgenin ihtiyacıydı, o ihtiyaca binaen yapıldı fakat ortaya çıkan sonuç tartışılması gereken bir sonuç. Yani niyet halis olabilir, iyi olabilir fakat ortaya çıkan sonuçlara baktığımız zaman ortada gerçekten de vahim bir tablo var, ciddi hesap hataları var, yapan firmaya ciddi zararlar ettirilmiş, zarar eden insan da Türk vatandaşı. Yani böyle bir zararı o adama niye yüklediniz o zaman? Bunun da sorgulanması lazım.

Evet, devletin kamusal mal ve hizmetlerini üretecek altyapı tesislerini yapması, finanse etmesinin temelde iki yöntem bulunmaktadır: Yap-işlet-devret veya kamu-özel iş birliği. Yap-işlet-devret modeli kapsamında gerçekleştirilen kamu hizmeti yatırımlarına ilişkin olarak kamuoyunu en çok meşgul eden konuların başında verilmiş olan gelir garantileri ve hazineden yapılan garanti ödemeleri gelmektedir. Hazine tarafından garanti ödeme verilen projelerin hazineye getirdiği yük, seyahatlerin kısıtlandığı salgın ortamında hazinenin daha da yüksek meblağlarda zarara uğramasına yol açmakta, bütçe açığını daha da artırmaktadır. Milletlerarası Ticaret Odasının Nisan 2020'de güncellediği "Mücbir Sebep ve Aşırı İfa Güçlüğü Maddeleri" listesinde salgın hastalıklara da yer verilmesine ve aşırı ifa güçlüğü söz konusu olması hâlinde taraflara sözleşmeyi sona erdirme hakkı tanımasına rağmen ülkemizde kamu-özel iş birliği ve yap-işlet-devret modeliyle yapılan projelerin ısrarla finanse edilmeye çalışılması kamu yararı ilkesinden çok uzaktır.

Yap-işlet-devret modeliyle yapılan "3. Havalimanı" olarak da bilinen İstanbul Havalimanı, ödeme garantisiyle gerçekleşmiş bir projedir. Bundan tam bir sene önce akıllara dahi gelmeyecek bir süreç başlamıştı. Pandemi dolayısıyla vatandaşlar evlerine kapanmış, ekonomik hayat durma noktasına gelmiştir. İşte, böyle olağan dışı durumlarda devletin büyük şirketlere verdiği hazine garantileri, geçiş garantileri, uçuş garantileri, yolcu garantileri, hasta garantileri gibi mali yükler devletin omuzlarına ağır yük olarak bırakılmıştır ve dolaylı olarak bu yük vatandaşlarımızın sırtına yüklenmiştir.

Devlet Hava Meydanları İşletmeleri kurumu, pandemiyi mücbir sebep kabul ederek, Cengiz-Mapa-Limak-Kolin-Kalyon Ortak Girişim Grubu olan ve 3. Havalimanı'nı yapan İGA şirketinin kira ödemelerini faiziyle birlikte 2024'e ertelemiştir. İşletme süresi yirmi beş yıl olarak belirlenen İstanbul Havalimanı başta olmak üzere, özel şirketler tarafından işletilen havalimanlarına ait dövize endeksli garanti ücretlerinin Devlet Hava Meydanları İşletmesi tarafından karşılanacağı ifade edilmiştir.

Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun 23 Şubatta gerçekleştirdiği grup toplantısında da ifade ettiği gibi, İstanbul Havalimanı'nın 18 milyar liralık kira bedelini 2018 ve 2019'u daha önce ertelediklerini şimdi ise 2020 ve 2021'i de erteleyeceklerini söylenmiştir. Tüm bu bilgiler ışığında, Devlet Hava Meydanları İşletmesinin Cengiz-Mapa-Limak-Kolin-Kalyon dışında kiralama bedelini ertelediği firmalar var mıdır yani bu firmalar dışında kiralama bedeli ertelenen firma var mıdır? Bu şirketlerden kiralama bedelleri kaç yıldır alınmamaktadır ve kaç yıl daha alınmayacaktır? Pandemi dışında herhangi bir mücbir sebeple kira bedellerinin ertelenmesi söz konusu mudur? Devlet Hava Meydanları İşletmesi üzerine düşeni yapıp kira bedellerini ertelediği bu büyük firmalar yolcu garantilerinde herhangi bir feragatte bulunmuşlar mıdır?

Ayrıca, bu firmalar içerisinde köprü, otoyol işletmeciliği yapanların olduğunu biliyoruz, pandemi nedeniyle bu firmaların kira ve vergi borçlarının ertelendiğini de biliyoruz. Peki, bu firmalar geçilmeyen köprülerden, uçulmayan hava limanlarından, araç geçiş garantili yollardan aldıkları paralardan neden fedakârlık yapmadılar? Bu konuda onlardan bir fedakârlık istenmiş midir? Bunu iktidara özellikle soruyorum. Devlet bu firmalar için fedakârlık yapıyorsa bu firmaların da vatandaşlarımız için fedakârlık yapması gerekiyor diye düşünüyorum ve neden yapmadıklarını da sizlere soruyorum.

Kuruluşun, Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği uyarınca yıl içinde yapılan 2 adet sınavda, memur, mühendis, şehir plancı, tekniker, teknisyen ve benzeri pozisyonlara atama yaptığı görülmüştür. Ancak aynı yönetmeliğin 5'inci maddesi uyarınca şube müdürlüğü kadrosu da görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavıyla atama yapılacak kadrolar arasında yer almasına rağmen kuruluşta şube müdürlüğü kadrosu için en son görevde yükselme sınavının 2007 yılında yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu sınavın yapıldığı 2007 yılında geçerli olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği'nde de şube müdürlüğü kadrosu görevde yükselme sınavıyla atama yapılacak kadrolar arasında yer almıştır. Kuruluşun Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği'ne göre şube müdürlüğü kadrosuna görevde yükselme sınavı çerçevesinde hiç atama yapılmadığı görülmüştür. Bununla birlikte 2017 yılında 16 kişi, 2018 yılında 5 ve 2019 yılında da 19 kişinin şube müdürü olarak atandığı tespit edilmiştir.

Söz konusu atamalar incelendiğinde (II) sayılı cetvelde yer alan şef, memur, tekniker, teknisyen ve benzeri kadrolarda yer alan bu kişilerin yönetim kurulu kararıyla önce boş bulunan daire başkan yardımcılığı, havalimanı müdürlüğü gibi (I) sayılı cetvelde yer alan ve görevde yükselme sınavıyla atama yapılacak kadrolar arasında sayılmayan yöneticilik kadrolarına atandıkları akabinde uzun süre geçmeden şube müdürlüklerine atandıkları görülmektedir. Bu şekilde idari kadrolara atamaların şube müdürlüğüne sınavsız geçiş için kullanılması hakkaniyete uygun düşmemekte, kurum içi çalışma barışını ve mensubiyet bilincinin gelişimini olumsuz etkilemektedir. Kurum içinde şube müdürlüğü kadroları neden sınavsız atama şeklinde yapılmıştır? Bunu sizlere soruyorum. Ayrıca, on dört yıldır görevde yükselme sınavı neden yapılmamaktadır? Bunu da sizlere soruyorum. Sınavsız ataması yapılan bu 40 kişi liyakatli ve yeterli midir, eğitim durumları nedir, bu 40 kişinin şu an kurum içindeki görevleri nedir, kurumda 2020 ve 2021 yılında sınavsız bir şekilde şube müdürlüğü ataması gerçekleşmiş midir?

Şimdi, Trabzon'a geleceğim ben. Trabzon Milletvekili olarak Trabzon'la ilgili birkaç bir şey söylemek durumundayım. Trabzon Havalimanı'mız 1957 yılında yapılmış çok eski bir havalimanıdır. Yolcu yoğunluğu dikkate alındığında şu anki hâliyle yetersiz kaldığı ve mevcut potansiyele cevap vermediği görülmektedir. Trabzon'a yapılacak yeni bir havalimanı kentimizin ufkunu açacak, Karadeniz'e büyük katkı sağlayacaktır. Trabzon Havalimanı taşınan yolcu sayısı bakımından Türkiye'nin 7'nci büyük havalimanıdır. Trabzon Havalimanı'nı kullanmak isteyen yolcular özellikle yaz aylarında iç hat uçuşlarında bilet bulmakta çok zorlanmaktadırlar, bilet bulsa da bilet fiyatlarının pahalılığından şikâyet etmektedirler. Bu durum Trabzon ve bölge turizmini de çok olumsuz yönde etkilemektedir. Trabzon Havalimanı'nı kullanan Trabzon, Rize, Gümüşhane ve Bayburtlu vatandaşlarımız ile şehrimizi ziyaret etmek isteyen turistler bu durumdan dolayı büyük mağduriyetler yaşamaktadır. Vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması, Karadeniz Bölgesi'nin turizm potansiyelinin verimli bir şekilde değerlendirilebilmesi için bu sorunun çözümüne yönelik ivedilikle adım atılması gerekmektedir. Trabzon Havalimanı Projesi, bu önemli yatırımı Trabzon'a kazandıralım diye sizlerden rica ediyoruz. Geçtiğimiz yılın kasım ayında Trabzon'da, yeni havalimanı projesinin hazır olduğu ve Sayın Cumhurbaşkanının onayını beklediği ifade edilmiştir. Yılda 20 milyon kapasitesi olacak yeni havalimanının yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirileceği söyleniyor. İşte, yap-işlet-devretin sıkıntılarını konuştuk. Aslında, oradaki yöntemin bu mu olacağı, farklı bir yöntem mi olacağı net olmamakla birlikte böyle bir konu konuşuluyor. Onu da yeri gelmişken hatırlatayım istedim.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süreniz tamamlandı Sayın Vekilim.

AHMET KAYA (Trabzon) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Yeni havalimanı için dolgu çalışmaları yürütüldüğü de söyleniliyor. Trabzon'a yeni havalimanı projesi ne durumdadır, son aşaması nedir? Böyle bir düşünce konuşuluyor ama son aşaması nedir? Söylenildiği gibi her şeyiyle hazır, sadece Cumhurbaşkanının onayını mı beklemektedir? Bu havalimanının ihalesi yapılmış mıdır veya ne zaman yapılacaktır diyorum, çok uzatmıyorum.

Hepinize teşekkür ediyorum.