| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 16 .03.2021 |
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkanım, Komisyonumuzun değerli üyeleri, Eti Madenin Değerli Genel Müdürü ve yöneticileri; hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Tabii, yer yer bu Komisyonda tartışmalar oluyor, birbirimiz hakkında bazen olumsuzluklar da oluyor ama bunun olmamasını temenni ediyoruz. Tabii, biz konuşabileceklerimizi, konuşmak istediklerimizi, bazı şeyleri çok şeffaf bir şekilde, böyle, sansürlenmeden, fazla kesilmeden, bu ülkedeki gelişen olaylar karşısında, gelişen ekonomik veriler açısından ortaya koymaya çalışıyoruz. Biz milletvekiliyiz, milletin sözcüsüyüz burada, bunları dile getirmek de çok doğru. Ben bundan sonra da böyle olmasını diliyorum.
Şimdi, son günlerde Türkiye Varlık Fonunun 2019 yılı Mart ayında aldığı ve vadesine beş gün kalan 1 milyar euroluk kredi borcunun yenilenmesi için yabancı bankaların yani Rothschild ve Rockefeller ailelerinin kapısını çaldı. Varlık Fonu her türlü denetimden uzak olduğu için verilecek teminatlarının ne olduğu kimse tarafından bilinmiyor.
Şimdi, bu aileler bor ve toryum madenlerinin dünyadaki en büyük ihracatçılarından. Şimdi, Türkiye Varlık Fonu, 15 Mart 2021 ödeme tarihli, 1 milyar euroluk sendikasyon kredisi borcunun ödemesini yapmak için bankalarla finansman temini konusunda görüşmeler yürütüyor. Sayın Genel Müdürün ve Eti Maden yöneticilerinin bu konuda bilgileri var mıdır? Eğer bilgileri varsa bu konuda bizleri gerek burada bilgilendirmelerini gerekse de daha sonra yazılı sorulara vereceği cevaplarda bize yanıt vermelerini bekliyorum.
Şimdi, katılımı sağlanan bankalar incelendiğinde, arkasında küresel sermaye gruplarını kontrol eden bu ailelerin varlığı dikkat çekmektedir. Türkiye Varlık Fonu bünyesindeki Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğünden bor satın alan şirketlerin küresel sermaye gruplarının içerisinde yer alan tekel konumundaki şirketler veya yapılan ortaklıklarla karşılaştırmaktayız. Yani bunlar kiminle, nasıl bir görüşme yapıyorlar? Eti Madenin borda tek söz sahibi olmasına rağmen bu aile şirketleri Türkiye'deki Eti Madenle nasıl iş birliği içerisine girdi, ne yapmak istiyor ve Varlık Fonuna da böyle bir krediyi sağlarken acaba Türkiye'deki bor madenini biz teminat olarak mı veriyoruz bunlara? Yani teminat olarak bor madeninin işletilmesini veya bor madenini mi istiyorlar? Bunları da bilmek istiyoruz.
Bor madeninin önümüzdeki on yıl içinde, hidrojen enerjisini depolama özelliğiyle, çok önemli stratejik bir maden olacağı belli zaten. Dünya bor rezervlerinin yüzde 72'si Türkiye'de. Bu şirketler Türkiye'nin madenlerini ham olarak ithal ediyorlar ve kendi madenleriymiş gibi işleyip dünyaya satıyorlar. Bu doğru mudur? Çünkü bu konu, şu anda ülkemizin gündeminde olan ve yazılı basının en çok ilgilendiği konu. Bu şirketlere ait bankalar Türkiye Varlık Fonuna hangi garantilerle kredi açtı?
10 Mart 2021 tarihli Sözcü gazetesinde yer alan habere göre, Türkiye Varlık Fonunun Mart 2019'daki ICBC (Çin Endüstri ve Ticaret Bankası) ve Citibank koordinatörlüğünde Asya, Avrupa, Kuzey Amerika ve Orta Doğu'nun 8 ülkesinden 10 bankanın katılımıyla 1 milyar euro tutarındaki ilk sendikasyon kredisi için; euro cinsinden iki yıl vadeli, yıllık maliyeti Euribor artı yüzde 2,5 olan sendikasyon kredisi, ICBC ve Citibank'ın eş koordinatörlüğünde lider talep toplayıcı ve dokümantasyon temsilcisi olarak ICBC (Çin+Rockefeller ailesi) ve kredi temsilcisi olarak da HSBC (Rothschild) kuruluşlarınca temin edilmiştir.
Geleceğin enerji kaynağı madenlerimiz (bor, toryum, vesaire) Türkiye Varlık Fonuna bünyesine alınan Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü envanterinde yer almaktadır. Dünyanın en büyük rezervlerine sahip bu stratejik madenler, küresel şirketlerin dikkatini çekmektedir. Türkiye Varlık Fonunun ihtiyacı olan kredi temininde kredilendirme şartları kamuoyuna açıklanmalı ve bu kadar millî bir meselede konuya dahi yorum dahi yapmadık, yapmak da istemiyoruz ama yapmamak demek... Bunu Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleri, milletvekili olarak bizim bunu bilmeye hakkımız var. Şimdi, tamam, uluslararası şirketlerin, uluslararası kurumların denetiminden bunların bilinmesini saklamakta bir fayda var ama bizden saklamanın faydası nedir, onu da bilmek istiyoruz. Yoksa şu anda devleti yöneten siyasal iktidarı devletin kendisi; sizi, temsilcileri; bizi de bu ülkenin bu temsilcilerinin karşısında ayrı bir insan yapısında hissetmemizi mi istiyorsunuz? Yani bu bize açıklanmadığına göre böyle bir durum var demektedir.
Şimdi, AKP iktidarının bor madenlerinin üçüncü şahıslarca işletilmesinin önünü açacak kanun tekliflerinin hâlen Türkiye Büyük Millet Meclisinde bekletildiğini biliyoruz. Şimdi, bu "üçüncü şahıslar" deyince kimler karşımıza çıkacak. Bu teklif geldiğine göre, Genel Müdür ve Eti Maden yönetiminin bundan haberi olması gerekiyor. Sayıştay denetiminin dışında olan Türkiye Varlık Fonunun işlemlerine ilişkin kamuoyuna yansıyan bir rapor bulunmaması, Türkiye Varlık Fonunun borçlanmasına ilişkin detayların kamuoyuyla paylaşılmaması bu kadar millî bir konuda doğru mudur?
Küresel güçlerin kontrolünde borçlanmaya gitmek ne kadar doğrudur? Yani bizim bor madenlerimizi teminat göstererek borçlanmak ne kadar doğrudur? Bu teminatlar nasıl verilecektir? Yani bizden maden almaları için mi teminat verilecektir yoksa bizim madenlerimiz önümüzdeki yıllarda onların işletmesi, çıkarması için mi teminat verilecektir? "Bu ve benzeri borçlanmalar hangi teminatlar verilerek ne karşılığında yapıldı?" diye sormak istiyorum. Bor ve diğer stratejik madenlerimizin kullanımı karşılığında mı yapıldı, sebebi nedir, ne yapılmak isteniyor? Sadece bu teminatla beraber ülkemizin bu maden üzerindeki, dünyadaki söz sahibi durumunda risk analizi yapıldı mı bu tür şirketlere, bu tür banka sahibi ailelere bunlar teslim edildiği zaman? Bor madeni ve farklı stratejik nedenlerle plan projeleriniz var mıdır? Eğer varsa nedir açıklayınız bize, yazılı ve sözlü olarak bunu bilmek istiyoruz.
Diğer tarafta, arkadaşlarımızla defalarca bu konuya değindik, çok da konuşulması gereken şey aslında. Biz Türkiye Büyük Millet Meclisinin üyeleriyiz ve halkımız, Türkiye Büyük Millet Meclisindeki milletvekillerinin almış olduğu maaşı her zaman yargılar, sorgular; hakkıdır. Hakikaten bu ülkede asgari ücretin ortalama 2 bin 900'lerde dolaştığı yerde başka insanların yüksek maaşlar alması eleştirilir mi, söz edilir mi, konuşulur mu? Konuşulur. Tabii ki biz, Türkiye Büyük Millet Meclisinde bulunan milletvekilleri olarak tüm yol ve ödeneklerimizi, tüm harcamalarımızı kendi özelimizde harcamaktayız yani biz bunu böyle yapmaktayız. Şimdi, arkadaşlarımız bunu defalarca sordu, ben de sormak istiyorum: Ya, hakikaten bir insanın aklına geliyor çünkü biz Türkiye koşullarında yaşıyoruz yani Avrupa'nın bir kentinde, Amerika'nın bir kentinde veya başka bir ülkenin standartlarının yüksek yani oradaki harcama maliyetlerinin yüksek olduğu ülkelerinde yaşasak diyeceğiz ki: "Ya, tamam, öyle bir durum var." ama biz Türkiye şartlarında yaşıyoruz. Şimdi, bu şartlarda yaşarken 13 bin 500 dolarlık, avroluk bir maaşın alınmasını ben hakikaten... Ben "Niye alıyorsunuz?" diye sormuyorum, "Nasıl alıyorsunuz?" diye de sormuyorum, hakikaten yani vicdani bir mesele. Ya, bunu da sorgulamak lazım yani bu toplumu, 84 milyon insanı konuşturabilecek bir işi, bir insan neden yapar, neden "Evet." der, neden sürdürür? Diğer tarafta...
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Zeybek, süremizi doldurduk, cümleyi bağlarsanız sevinirim.
Teşekkür ediyorum.
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Değerli Başkanım, tabii.
Şimdi, bir de bu maaşla beraber siz yurt dışı gezilerinizde ayrıyeten ek ödenekler alıyor musunuz? Ağırlama giderlerini yeniden yani şu andaki kurum mu karşılıyor? Bunları bilmek istiyoruz. Bir de buna bağlı, bu maaşa bağlı bir de bu ek ödenekler, ağırlama giderleri falan kurum tarafından karşılanırsa eyvah! Hakikaten çok tartışılması gereken şey, çok konuşulması gereken bir olay. O yüzden ben bunların aydınlatılmasını istiyorum, bunların en yakın zamanda veya burada yanıtını verirseniz çok memnun olacağız.
Bu temennilerimle, bu düşüncelerimle Komisyonu tekrar saygıyla selamlıyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.