| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 31 .03.2021 |
AHMET KAYA (Trabzon) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Genel Müdür, değerli yönetim kurulu üyeleri ve bütün heyeti saygıyla selamlıyorum. Toplantımıza hoş geldiniz.
Bugün, hem ülkemizin hem de bulundukları bölgelerin kalkınmasında büyük katkılar sağlayan, tarıma dayalı en önemli sanayi kuruluşlarımızdan olan şeker fabrikalarımızı konuşuyoruz. "Atatürk'ün Diktiği Ağaçlar" diye bir kitap okumuştum. O kitapta bu şeker fabrikalarımızın kuruluş öyküsü çok güzel anlatılıyordu. Kurulduğu bölgelerde ekonomiden, o bölgede yaşayan insanların ekonomisinden sosyal hayatına kadar, kültürel hayatına kadar yaptıkları katkılar anlatılıyordu. Gerçekten, bir başarı öyküsü şeker fabrikalarımız. O günlerde "Her fabrika bir kaledir." anlayışı vardı ve şeker fabrikaları da bu anlayışın tam bir yansımasıydı açıkçası. Maalesef, bu anlayış 2008 yılına kadar sürdü, 2008 yılında başlayan bu özelleştirme süreciyle şeker fabrikalarımız satılmaya başlandı.
Tabii, satılan sadece şeker fabrikalarımız değil. Burada bu öz eleştiriyi de yapmamız lazım. Yani yaklaşık olarak on dokuz yıldır iktidarda bir siyasi parti var, AKP Hükûmeti var ama 2002'den bugüne bir tane fabrika yaptıklarına tanık olmadık. Maalesef, fabrikalarımızın hepsinin satıldığı, yok pahasına elden çıkarıldığı çok acı, çok ağır bir dönemi yaşıyoruz. Bundan da üzüntü duyduğumuzu ifade ediyorum. Bu fabrikalar sayesinde varlığını sürdüren milyonlarca insanımızın olduğu ve bu sektörün çok sayıda kesimin varlığını sürdürdüğü ekonomik bir organizasyon olduğu gerçeği göz ardı edilerek maalesef, o değerlerimiz satıldı.
Fabrikalarımızın satışıyla zincirleme olarak çok sayıda insanımız maalesef, mağdur edildi. Sadece bunlarla da kalınmadı, özelleştirme süreci satılmayan eldeki şeker fabrikalarında birçok tahribatlar yarattı. Nasılsa özelleştirilecek denilerek 2008 yılından itibaren eldeki şeker fabrikalarımız teknolojik yatırımlarla donatılmadı, fabrikalarımız teknik açıdan eksik kaldılar. Fabrikalarda büyük çaplı bakımlara ihtiyaç duyulduğu, fabrika bünyesinde kullanılan birçok ünitelerde, pancar kesme makinelerinden, filtrelerde yenileme yatırımlarının yapılması ve otomasyona geçilmesi gerektiği yönünde tespitler var.
Ayrıca, özelleştirme sürecinin işçilerin motivasyonunu ve çalışma barışını bozduğu yönünde de tespitler var.
Tüm bunlar konuşulunca tabii, insanın üzülmemesi mümkün değil. Kıt kanaat imkânlarla kurulan, büyük fedakârlıklarla kurulan, bulundukları bölgelere büyük ekonomik katkılar sağlayan "göz nurumuz" dediğimiz bu fabrikalarımız, maalesef, bugün bu duruma getirildi. Avrupa'nın 4'üncü, dünyanın 5'inci büyük şeker pancarı üreticisi olan ülkemize ait şeker fabrikalarının satışı, Türk tarımına vurulan en büyük darbelerden biri olarak tarihe geçmiştir. Biz, parti olarak, ilk günden bugüne söyledik ve yine söylüyoruz: Şeker Fabrikalarını satmak büyük bir yanlıştır. Türkiye Şeker Fabrikalarının özelleştirme kapsamından çıkarılması gerektiğini söylemiştik "Kurum bünyesindeki fabrikaların modernizasyonu yapılarak günümüz teknolojisine uyarlanmalı ve şeker fabrikalarımız tam kapasiteyle çalıştırılmalıdır." demiştik. Bir cumhuriyet kurumu olan ve kapatılan Şeker Kurumunun da bir an önce açılması gerektiğini ifade etmiştik. Şeker Kurumu tekrar açılmadığı sürece şeker pancarının stratejik ürün olarak korunmasının mümkün olmayacağını da ifade etmiştik. Stratejik ürün olan sadece şekerimiz, şeker pancarımız değil; melas, alkol, hayvan yemi yapılabilen ve enerji üretiminde dahi kullanılabilen bir ürün olan şeker pancarının kaderinin özel kişilerin inisiyatifine terk edilmesinin doğru olmayacağını da ifade etmiştik. Tarih bunda sorumluluğu olanları elbette not edecektir, gerekli değerlendirmeyi yapacaktır.
Buradan yola çıkarak sizlere şunları sormak istiyorum: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde ve sonrasında yaşanan tecrübelerden ders alınarak elde kalan şeker fabrikalarının özelleştirilme kapsamından çıkarılması, kurum bünyesindeki fabrikaların modernize edilerek günümüz teknolojisine uyarlanması ve çalıştırılması yönünde bir düşünce var mıdır? Fabrikalarımızın özelleştirilmesi süreci durdurulmazsa şeker pancarı üretiminin gün geçtikçe azalacağı ve meydanın halk sağlığını tehdit eden nişasta bazlı şeker üreticilerine kalacağı konusundaki kaygı verici değerlendirmeler konusundaki düşünceleriniz nedir? Bilindiği üzere geçmiş yıllarda pancar tohumunu kendimiz yetiştiriyorduk, üreticilerimiz ve kurumlarımız bundan para kazanıyordu fakat sonrasında bilmediğimiz bir nedenle bundan vazgeçilmiş, tohum üretimi bırakılmış, tohum ithalatına geçilmişti. Son yıllarda bazı bölgelerde tohum üretimi yaptığımızı biliyoruz. Yerli tohum üretimi konusunda ne aşamadayız? Bu üretimler üreticilerimizin ihtiyacını karşılamaya yeterli midir? Kurum olarak yerli tohum üretimi konusunda, yerli tohum üretimini teşvik edip artırma konusunda ne gibi çalışmalarınız vardır?
Teşekkür ediyorum. Çalışmalarınızda başarılar ve kolaylıklar diliyorum.