KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkanım, aynı konuları yenilemek istemiyorum ancak ilgili bürokrat arkadaşlarıma hatırlatmak istiyorum, özür diliyorum: Bu kanun düzenlemesi, özellikle Enerji Piyasası Kanunu 14/3/2013 tarihinde düzenlendiğinde bu geçici madde 8, şimdiki 2'nci maddeye koymaya çalıştığınız bazı maddeler Anayasa Mahkemesinden döndü ya, bakın, orada, sizinle paylaşmak istiyorum, yani hep böyle ben bir tarafta, siz bir tarafta, bir savunma noktasına da gelmek istemiyorum: Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine bunların özelleştirilmeleri hâlinde geçerli olmak üzere çevre mevzuatına uyum yönelik yatırımlarının gerçekleştirilmesi için yeni yasada 2019'a kadar izin veriyorsunuz. Yine, alt bölümde diyorsunuz ki: "Kanun kapsamında oluşturulacak kamu üretim şirketlerine bunların özelleştirmeden geçerli olmak üzere elektrik üretim faaliyetleri durdurulamaz, idari para cezası kesilemez."

Anlamı şu, ben size hatırlatayım: ÇED nedir? ÇED bir proje zaten. Bir tesisin çevreye, doğaya, insana zarar verip vermediğinin sürecinin bir projesi zaten. Siz bir termik santral kuracaksanız, siz bir nükleer santral kuracaksanız, bunun çıkış ürünlerinin, atıklarının ne olacağı projelerde yok mu? Var. Bu projenin aşama süresinde uygulanmasını istemiyorsunuz, pas geçiyorsunuz. Niye pas geçtiğinizi hatırlatayım: ÇED Yönetmeliği'ni 1993'ün 7 Şubatında biz kabul etmişiz, Türkiye Cumhuriyeti 1993'te kabul etmiş. 6 Haziran 2002'de "Avrupa Birliğine Uyum Programı" şeklinde değiştirilmiş. Sonra birkaç kez daha değişti 2008'de. Yani 1993'te, 2002'de biz, temel olarak ÇED'in ne anlam kastettiğini hepimiz bilmiş olmamıza rağmen o dönemden 2013'e kadar, bugün, 2015'e kadar kurulacak, kurulmuş, üretim aşamasına geçmiş veya geçmemiş ama projelendirilmiş kamu yatırımlarıyla ilgili muafiyet istiyorsunuz. Tekrar aynı noktaya gelmek istemiyorum.

İkincisi: ÇED bir proje süreciyse, örneğin, 2004 yılında yapılmış bulunan bir termik santral neden bu yasal düzenleme konusuna tabi tutulmuyor? Enerjiye ihtiyaç var diye pas mı geçiliyor? Özelleştirmeden sorumlu arkadaş dedi ki: "Bazı ülkelerde vergi muafiyeti, bazı yerlerde süre, vesaire..." Arkadaşlar, vergi muafiyetini yine verin ama kurulacak olan, kurulmuş bulunan termik santralin daha ne kadar zarar vereceğini önümüzdeki 2021'e, 2022'ye kadar erteleme hakkınız olmamalı. 2019'a kadar zaten muafiyet istiyorsunuz, kıpırdatmıyorsunuz. 2019'da ne yapacaksınız? Sizin bugünkü, bu kanun düzenlemesinde "Elektrik üretim faaliyeti durdurulamaz, idari para cezası yapılamaz." dediğiniz, 2019'a geldiğinizde, var sayıyorum ki Sinop Nükleer Santralini kapatacak mısınız? Hayır, örnek veriyorum. Ya da mevcut termik santrali? İşte, Orhanlı'da, Bursa'da, İzmir'de, İskenderun'da, Kocaeli'nde durduracak mısınız? Enerjiye ihtiyacınız bitmiş mi olacak? Hayır, durdurmayacaksınız, birbirimizi kandırmayalım. Ben diyorum ki -Başkanım, sizi teyit etmek açısından söylüyorum- bunu program dâhilinde alalım. Mevcut olanların yaşlarını belirleyelim. Kendini yenilemeleriyle ilgili gereken süreyi belirleyelim. Bu süreç içerisinde yenileştirme ya da devre dışı bırakılma noktasında Çevre Bakanlığı bürokratlarıyla lütfen uzlaşın. Enerjiye ihtiyaç var diye böyle bir mantalite olmamalı.

Bir başka noktayı aydınlatayım. Yani kötü örnekler var önümüzde. Enerjiyi özelleştirdiniz, bizim, Kocaeli'nde SEDAŞ, özelleştirme çerçevesi içerisinde her gün elektrik kesiliyor. Yağmur yağıyor elektrik kesiliyor, kar yağıyor elektrik kesiliyor. Bölge sanayi bölgesi, makinelerin yıkımı, evlerin, hastaların vesairesine girmiyorum. Gerekçesini bulamıyoruz. "Yatırım yapacağız." Nasıl yatırım yapacaklar? Son yapılan şeye de bir bakın, sizin denetiminizin dışında, gazetelere çıktı. Faturalara bundan sonra istedikleri rakamları koyacaklar ve siz Bakanlık olarak denetleyemiyorsunuz, sesiniz çıkmıyor.