KOMİSYON KONUŞMASI

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan, anlayışınız için size de Komisyon üyelerimize de teşekkür ediyorum.

Süremi aşmamak için elimden geleni yapacağım Sayın Başkan.

Sayın değerli Komisyon üyelerimiz, sayın vekillerimiz, Sayın Bakan Yardımcımız, değerli bürokratlarımız, sektör temsilcilerimiz ve basın mensuplarımız; öncelikle hepinizi bu geç saatte saygıyla selamlıyorum.

Şimdi görüşülen bu Turizmi Teşvik Kanunu Değişikliği Teklifi'yle ilgili öncelikle şu tespiti yapmak istiyorum: Aslında şu ana kadarda yapılan bir tespitti ama yani en fazla göze çarpan şey, bu kanun teklifinin ruhunu yansıtmak açısından -ki ben geneli üzerine biraz değinmek istiyorum- merkeziyetçi bir yapı oluşturulmak istendiği aslında çok ortada ve görünür. Yani bu kanun teklifine baktığımız zaman halka ait olan kıyılar, belediyelerin bünyesindeki konaklama işletmeleri, plajlar, ormanlar, meralar, yaylalar, kışlaklar, tarım alanları, tüm bu alanlar Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkisi altına alınıyor baktığımız zaman ve aslında yine kanun teklifinin ruhu demiştim ya, şu anda içinde bulunduğumuz Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin ruhuyla da eş değer görülüyor. Neden? Çünkü orada da her türlü kararı gördüğünüz gibi tek bir kişi veriyor; kararnamelerle, Cumhurbaşkanlığı kararıyla bir kişi Türkiye'de birçok konu hakkındaki kararı alıyor. Bugün, baktığımız zaman pandemide yaşanan sıkıntılara karşı alınacak önlemleri bile ne Bilim Kurulu, ne Sağlık Bakanı, hiç kimse karar veremiyor, tek kişi, tek yetkili Cumhurbaşkanı. Şimdi, aynı oradaki gibi bir yapı turizm alanında yapılmaya çalışılıyor benim gördüğüm kadarıyla, gördüğümüz kadarıyla ve şimdi bu yetkinin işlemesine baktığımız zaman turizm sektörünü Türkiye'nin, ülkenin ekonomisinden bağımsız düşünemeyiz. Türkiye ekonomisinin yönetim şekline baktığımızda da AKP iktidarı olarak, ilk iktidara geldiğiniz zaman dayanağınız neydi? Aslında inşaat sektörüydü. İnşaat sektörüne dayanarak bir büyüme yani üretime dayalı bir büyüme değil, inşaat sektörüne dayalı bir büyümeyi tercih etmiştiniz ama o sektör artık tıkandı. Şimdi sıra Covid etkisiyle ciddi bir darbe yemiş olan turizm sektörü üzerinden ülke ekonomisi kurtarılmaya çalışılıyor gibi görünüyor bu kanun teklifiyle. Çünkü, yapı olarak bu teklifin içeriğindeki düzenlemelere baktığımızda da agresif bir düzenleme olarak görünüyor çünkü birçok yetki alanına giriyor, başka yetki alanlarını daraltıp kendi yetki alanını genişletiyor.

Şimdi, madem turizm sektörünü bu kadar düşünüyordunuz şunu da sormak istiyorum: Örneğin, kısa çalışma ödeneğini neden uzatmadınız? Çünkü tüm sektörlerde olduğu gibi turizm sektöründe de yoğun bir şekilde size bu konuda teklif ve size bir istek geldi ama yapmadınız, bunu yapmadınız. Sektör perişan zaten. Şimdi, bunu yapmadıktan sonra ne yapıyorsunuz? Rant ve talanı artıracak... Tek yetkili Turizm Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı kılınıyor ve bu kanun teklifiyle belediyelerin yetki alanlarının da daraltıldığını görüyoruz. Mesela, deniz turizmi araçları işletmeciliği için de Turizm Bakanlığından belge alma zorunluluğu getiriliyor. Aslında bu alan belediyelerin, yerel yönetimlerin yetkisi altında olan bir alan ve siz bu alana yetki daraltması yaparak giriyorsunuz. Benim aklıma hemen burada Kanal İstanbul sorusu da geliyor tabii. "Neden bu deniz alanlarında, ulaştırma, ulaşım alanında yerel belediyelerin yetkisi elinden alıyor?" denildiğinde, acaba yine Kanal İstanbul'la ilgili bunun bir altyapısı mı yapılıyor?

Yine büyükşehirlerin, yerel yönetimlerin yetkisinde olan ulaştırmayla ilgili konu. Burada özellikle TÜRSAB'ın yoğun şekilde karşı olduğu, bu seyahat acentelerini baypas edecek şekilde beş yıldızlı otellere ve tatil köylerine müşteri taşıyacak olan araçlarla ilgili konu gündemdeydi. Çekileceği söyleniyor bu maddenin, umarım en sonunda çekilir. Ama ben yine, Sayın Bakan Yardımcım, size şunu sormak istiyorum: Sayın teklif sahibi çok olumlu bir yaklaşım yaptı en başta, siz de aynı şekilde "Varsa burada anlaşamadığımız bir şey değiştiririz, düzeltiriz." şeklinde. Getirilmeden önce neden paydaşlara sorulmadı? Sorulsaydı şu anda birkaç madde için bu kadar mesai burada harcanmazdı.

Şimdi, ben İstanbul'dan örnek vermek istiyorum: Ulaşım Koordinasyon Merkezinin (UKOME) yaptığı, bu 750 minibüs ve 250 dolmuşun taksiye dönüştürülmesi için hazırladığı teklif orada rekabete aykırı olduğu öne sürülerek AKP ve MHP üyeleriyle 6 kez reddedildi. Ancak burada da bir rekabet sınırlaması var yani bu piyasaya sürülecek araçlarla aslında acentelerin girmiş oldukları, para kazandıkları alanlarda onların rekabet alanları daraltılmış olunuyor. Umarım, bu yanlıştan bir an önce dönülür diyorum.

Şimdi, bu kanun teklifinde, tabii, dediğim gibi, birçok yetki daraltılması var ama beş dakikada hepsine giremeyeceğim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - - Tamamlayalım lütfen

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Bitiriyorum, son cümlelerim Başkanım.

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim.

Bir de işletmelerde yüzde 10'a kadar yabancı personel çalıştırılabileceği şartı, sınırlamasının kaldırılması konusu. Yani neden böyle bir ihtiyaç duyulduğunu çok iyi anlatmanız gerekiyor. Bugün bizim turizm ve otelcilik eğitimi veren fakültelerimizde, liselerimizde okuyan öğrencilerimize karşı, mezunlarımıza karşı bir haksızlık değil mi bu? Zaten işsizlik almış başını gitmiş, 10 milyona yakın işsizimiz var. Siz, bizim bu alanda çalışanlarımızın işsizliğini çözeceğiniz yerde yabancıların çalışma hakkının sınırını kaldırıyorsunuz ve bu dar zamanda, sektörün paydaşlarının ekonomik olarak çok zor duruma düşmüş olduğu bir zamanda yine birtakım yetki belgeleriyle ilgili, cezalarla ilgili yaptırımları bu kanun teklifiyle getiriyorsunuz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Zamanlaması hiç uygun değil. Şu anda bu pandeminin yoğun şekilde yaşandığı dönemde bu maddelerin tekrar gözden geçilmesini ben öneriyorum sizlere.

Hayırlı olsun.

Teşekkür ediyorum.