KOMİSYON KONUŞMASI

HAYRETTİN NUHOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, bu 5'inci madde, gerekçesinde yazılanlardan farklı bir gelişme eğilimi gösteren bir madde çünkü maddenin gerekçesinde "Plan yapma konusunda farklı kurumların yetkili olmasından kaynaklı olarak oluşacak ihtilafların ve mağduriyetlerin giderilmesini teminen" ifadesi yer alıyor. Bunun giderilmesi için imar planlarını yapma, yaptırma ve onaylama yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığına verilmek isteniyor. Farklı kurumların yetkili olması hususu, aslında AKP iktidarının başından beri takip ettiği politikalar sonucu buraya kadar gelmiştir. Kavram kargaşası yaratarak devlet kurumlarının içi boşaltılmış, yeteneksiz ve liyakatsiz kadrolarla da birçok kurumun itibarı düşürülmüştür. Gerek Hükûmet gerekse Adalet ve Kalkınma Partisinin birçok yöneticisinin bile belki de farkında olmadığı bu itibarsızlaştırma ve kargaşanın hangi hedefe hizmet ettiği tam olarak anlaşılmasa da tek adam yönetiminin tıkanmasıyla hiçbir şeyin iyiye gitmediği apaçık ortadadır. Söylenenler ile uygulamalar hep çelişkilidir. Gerekçede "İhtilafların giderilmesi" diyeceksiniz ama madde yazılırken verilen yetkiyle ihtilafların daha da arttığını göremeyeceksiniz! Bu, hiç inandırıcı olmamaktadır.

Değerli üyeler, şu anda imar planı yapma yetkisi oldukça karmaşık bir durumdadır. Aslında, bu imar planı yapma hakkının, yetkisinin belediyede olması gerekiyor. Turizm alanları ve sanayi bölgelerinde sınırlı ölçüde bu oran zaten bakanlıklarla paylaşılmıştı. Birkaç türlü plan var: 1/100.000, 1/50.000, 1/25.000, 1/5.000 ve 1/1.000. Bunların bazıları çevre düzeni, bazıları imar, bazıları uygulama planları. Bu planlar ilçe belediyeleri ve büyükşehir belediyelerinin dışında birçok kuruma verilmiş hak ve yetki gibi gözüküyor. Bunlar hangileri? Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TOKİ, Özelleştirme İdaresi, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Çevre Koruma Başkanlığı, il özel idareleri. Kültür ve Turizm Bakanlığının kendi bölgelerinde zaten bu plan yetkisi vardı. Şimdi verilmek istenen her türlü yetki verileceği zaman 1/100.000 ölçekte çevre düzeni planlarını da yapma, yaptırma ve onaylama yetkisinin verilmesi düzenlenmiş; bu, ihtilafları azaltmaz, bana göre ihtilafları artırır. Bizce aslında, artırmakla da kalmaz, şaibeli birçok plana da onay verilmiş olur.

Esasen, her torba kanun teklifinde biz şaibeyle karşılaştık. Bunların hepsini belki de fark edebilmiş değiliz. Bu şaibeli durumdan dolayı biz Kültür ve Turizm Bakanlığına böyle bir yetki verilmesine karşıyız.

Şimdi, bu maddeyle ilgili İzmir Çeşme ve İstanbul'da da Kanal İstanbul civarıyla ilgili şüpheler var. Hükûmetin "Proje" olarak nitelendirdiği bize göre, bilim çevrelerince de henüz kabul görmeyen, fizibilitesi de hazır olmayan bir taslak çalışma proje vasfını kazanmış değildir ama Türkiye'nin gündemini işgal etmeye devam ediyor "Çılgın Proje" adını alarak. Evet, bu işgal etme pozisyonuna bakarsak bir çılgın proje ismini hak ediyor doğrusu. Kanal civarında muhtemelen ilan edilecek turizm bölgelerinde imar planları ve çevre düzeni planlarını yapma yetkisinin de İstanbulluların ve Türk milletinin menfaatine olacağı kanaatimiz yoktur.

Biz bu sebeplerle bu 5'inci maddenin tekliften tamamen çıkarılmasını teklif ediyoruz.

Teşekkür ederim.