KOMİSYON KONUŞMASI

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de maddeyle ilgili söz almış bulunuyorum.

Mera: Otlak, meyilli, engebeli ve taban suyunun derinde olduğu, yem bitkilerinin bulunduğu alanlara ve hayvancılık amacıyla kullanılan alanlara verilen addır. Çayırlara göre daha kısa boylu, seyrek otların bulunduğu meralar kaba yem alanlarıdır. Bu topraklar hayvancılık amacıyla kullanılmaktadır.

Kışlak: Kışlak, çevresine göre yüksek rakımlı yerlerde kış aylarının aşırı soğuklarından etkilenen göçebe yaşam tarzını benimsemiş insanların gittikleri daha sıcak olan, görece alçak rakımlı bölgelerdir. Kışlaklar genelde deniz, göl ve akarsu kıyılarıdır.

Yaylak: Yaylak, düşük rakımlı yerlerde yaz aylarının aşırı sıcaklarından bunalan insanların gittikleri nispeten daha serin olan yüksek rakımlı bölgelerdir. Yaylaklar genelde platolardır. Ayrıca, yaylaklar sadece insanlar için değil, aynı zamanda küçükbaş ve büyükbaş hayvanların daha iyi otlamaları için uygun alanlardır.

Nereyi açıyoruz biz, turizm alanı ilan ediyoruz? Ya, buralarla ilgili... Arkadaşlar, siz etin kilosu kaç para biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz tabii.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI NADİR ALPASLAN - Biz mera ve yaylakları açmıyoruz Sayın Vekilim.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Siz, etin kilosu kaç para bilmezsiniz çünkü böyle bir derdiniz yok çünkü bu derdin sahibi olan bu memleketin 83 milyon insanı. Hayvancılık, küçükbaş hayvancılık ciddi biçimiyle azalmış. Türkiye'nin yaylakları, kışlakları ve meralarında ciddi saldırılar var. Ucube bir imar barışı yasasıyla zaten bütün meraların içine yüz binlerce kaçak yapı yapılarak mera olma özellikleri kaybedildi.

Şimdi, yani bu yasanın içine meralar, yaylaklar, otlaklar...

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Meralar imar barışı içinde yok Gökan Bey.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Nasıl meralar yok?

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - İmar barışının içerisinde meralar yok.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Gümüşhane'nin nüfusu 120 bin, 68 bin imar barışı başvurusu var.

BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Meralar imar barışının içerisinde yok; yasayı inceleyin.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKAN YARDIMCISI NADİR ALPASLAN - Tüm korunan alanlar...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Müdahale etmeyelim arkadaşlar.

Devam edelim.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu hükûmetlerin, bütün hükûmetlerin görevi: Bir, tarım topraklarını koruyacaksınız. Türkiye'de iktidarınız döneminde 3 milyon hektar tarım toprağı yok oldu. Gelecek kuşaklara aktarmamız gereken... Besin ya besinin temel nedeni tarım. Tarım toprağını kaybederseniz geriye getiremiyorsunuz. Milyonlarca yılda oluşmuş olan, yüz binlerce yıldır var olan doğal vadi tabanlarında, sulu zeminlerdeki tarım topraklarını imara açıyoruz. İşte, gittik, arkadaşlar, sizinle dolaştık. Anadolu'nun pek çok bölgesinde... İşte, Elâzığ'ı gördük değil mi? Elâzığ'ın yeni gelişme bölgelerinde tarım alanları kentsel genişleme ve yenileme alanı olarak açılıyor. Gidin, Anadolu'nun her yerinde, tarım topraklarının imara açıldığını göreceksiniz. Yani biz korumamız gereken... Yani bu bizim görevimiz değil, Türkiye'deki aklı başındaki herkesin koruması gereken tarım alanlarını koruyacaksınız, ormanlarınızı koruyacaksınız, meralarınızı, yaylaklarınızı, kışlaklarını koruyacaksınız. Çünkü bunlar tahrip edildiğinde geriye gelme şansları yok.

NECİP NASIR (İzmir) - Bayraklı'yı da ekleyin abi.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Bayraklı, Bornova, her yer, Silivri, Çeşme... Nereyi söyleyeyim ki? İşte "tarım" adı altında bir uygulama gelişti, Türk insanı zeki, hemen yasal boşluğu buldu, gitti tarlaları aldı, 5'er dönüm 5'er dönüm parselledi, içine bir tane ev koydu. Çanakkale'de, Balıkesir'de milyonlarca metrekare tarım toprağını kaybettik, Trakya'da kaybettik yani görüyoruz bunu, bu içimizi acıtıyor. O nedenle yani burayla ilgili getirilecek olan turizm şeyini anlamakta zorluk çekiyorum.

Şimdi, yasaya bakıyorum ben, neymiş bu? 8'inci maddede değişiklik getiriyorsunuz, hangi maddeye? 2634 sayılı yasaya. Bu yasayı zaten biz 2008'de çıkarmışız. Buna 2019 yılında ek çıkarmışız yani bir yasa var, maddeler getiriyorsunuz. Değerli arkadaşlar, 2008, iktidarınız dönemi, daha şurada on iki yıl, Yasaların ömrü yüz yıldır, iki yüz yıldır. Yani 2019'da düzenleme gelmiş, şimdi yeniden bir düzenleme getiriyorsunuz. Bakın, şimdi, burada 2008'de geçen düzenlemeyle antidemokratik bir madde gelmiş, Allah'tan Anayasa Mahkemesi iptal etmiş onu. "Diğer gerçek ve tüzel kişiler ile vakıflara ait olup turizm işletmesi belgesine sahip olmayanlar, Bakanlıkça kamulaştırılarak, Hazine adına tapuya tescil ve tescil tarihinden başlayarak en geç bir ay içinde Bakanlığa tahsis edilir." Anayasa Mahkemesi bunu temel mülkiyet hakkına aykırılıktan iptal etmiş. Şimdi, bu yasayı da siz çıkardınız yani bu Bakanlık çıkardı.

Şimdi soruyorum ben "Biz belediyelerin yetki alanına girmiyoruz." Şuradan ne anlaşılıyor, ben onu anlayabilmiş değilim: "Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığınca uygun görülen yat limanlarının yapılması amacıyla yatırımcılara taşınmaz tahsis etmeye Bakanlık yetkilidir." İstanbul'da Tarabya ve İstinye'deki yat limanını Bakanlık mı yaptı? Yani İstanbul'daki yat limanlarını Büyükşehir Belediyesi yaparken Kadir Topbaş'a -devrisabık belediye başkanıyken- izin var. Peki, ne oluyor yani bu turizm bölgelerine yat limanı yapmayla Bakanlığın ne ilişkisi var? Bu ciddi gelir getiren bir konu, yat limanları, evet, çok ciddi gelir getiriyor, yatırımcısına da işletene de ciddi gelir getiriyor. O bölgede yaşayan insanların altyapı ve diğer sorunlarını çözecek olan yerel yönetimlerin gelirlerinin en önemli kalemlerinden birisi olan, kış nüfusuna göre İller Bankasından pay alıp yaz nüfusuna göre hizmet üreten yani kış nüfusuna göre iller bankası pay alıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Buyurun.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Teşekkür ederim Başkan.

Yaz nüfusu kış nüfusunun 4-5 katı olan şehirlerimiz var. Bunlarla ilgili yine Bakanlık da yapabilir ama bu konularla ilgili yerel yönetimler niçin devre dışı anlamıyorum. "Jeotermal suyun kullanımına yönelik turizm amaçlı kullanıma konu edilebilecek Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerle ilgili de Bakanlık yetkilidir." Bugün Anadolu'ya gidin termal tesisi olan yerlerin neredeyse tamamındaki işletmeler belediye ruhsatlıdır ya da belediyenin tesisleridir. Bu geçmişten böyle gelmiş ve belediyelerimiz bu konuda, işte Karadeniz'deki havzadan tutun Kütahya Bölgesine, İç Anadolu'ya pek çok bölgedeki termal tesislerde yerel yönetimlerin ciddi manada hem suyun dağıtımından hem işletmesinden gelir elde ettiğini görüyoruz.

Bir başka konu şu: Tabii bunun üzerinde konuşmak gerekiyor. "Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgelerinde; ÇED olumlu kararı veya ÇED gerekli değildir kararı verilen yatırımlar hakkında, yatırımın gerçekleşmesi için alınması gereken tüm izin, onay ve ruhsatlar, ilgili kurumlarca başkaca -demin arkadaşımız söyledi Baki Bey, müracaat ettiniz, evrakınız eksik, size yazı yazacak, tamamlayın diyecek- hiçbir işleme gerek kalmaksınız on beş gün içinde tamamlanır." Arkadaşlar, ne demek başkaca hiçbir işleme gerek kalmaksızın? Yani buradan ne anlam çıkar? Ben dilekçeyi verdim, on beş gün içinde verdin verdin, vermedin, zaten yasal açıdan süresini tamamlamış oluyor.

Başka bir şey daha var. "İlgili kurumlarca on beş gün içinde verilir. irtifak hakkı dâhil diğer bütün işlemler ise en geç üç ay içerisinde tamamlanır." Şimdi arkadaşlar, burada tamamlamayla ilgili -burada pek çok belediye başkanımız var, belediye meclislerinde görev yapmış grup başkanları var, meclis başkan vekilleri var- yani bu tür yerlerle ilgili gerek bakanlık gerek yerel yönetimler eliyle verilecek olan ruhsatlarda siz bunu yasal açıdan nasıl tanımlarsınız ki? O zaman bunun içine gerekli olan bütün koşulların sağlanması, bu maddeyi de koymanız lazım. Dilekçeyi verdim, on beş gün içinde başkaca hiçbir şeye gerek kalmaksızın... Bu son derece suistimale açık, her türlü yorumlanacak... Ben dilekçeyi verdim, on beş gün içinde belediye ruhsatı vermedi, gittim bakanlığa, bak on beş gün içinde alamadım benim ruhsatımı sen ver diyebilirsiniz.

Şimdi, bir başka düzenleme getiriyorsunuz, turizm alanlarında çadır, lüks çadır, Orman Bakanlığından tahsis yapılmak üzere lüks çadır adı altında bir düzenleme getiriyorsunuz. Bunu hâlâ Komisyonumuza bu yasayla siz... Özellikle yasaya girdiğine göre bu konuda bir talep var demektir. Mersin'de var mı? Mersin'de çadırları biliyorum, Yörüklerimiz, Türkmenler, obalar, çadırlar...

BAŞKAN TAHİR AKYÜREK - Bu yeni bir trend Gökhan Bey, çok sorun yok aslında.

GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) - Bu konuyla ilgili yahi yasanın içine girmesini sağlayacak bir düzenleme olması lazım. Bu konuyla ilgili hâlâ Komisyonumuza ayrıntılı bir bilgi verilmiş değildir.

Şimdi 6'ncı maddeyle ilgili ben şunu söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Eğer bu yasa, hele kışlaklar, yaylaklar ve meralarla ilgili kısım o metinden çıkarılmazsa sözlerimi şöyle tamamlıyorum; meralar, kışlaklar, yaylaklar için "Veleddalin amin."

Teşekkür ederim.