| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR), 2017 ve 2018 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 06 .04.2021 |
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Sayın Başkanım, kurumun değerli temsilcileri; tabii, çay tarımı bizim Doğu Karadeniz için çok önemli, yaklaşık 2 milyon nüfus çay tarımı üzerinden geçimini sağlıyor. Özellikle bu son dönemde Gürcistan'dan gelen işçilerde pandemi dolayısıyla belli sorunlar yaşandı, çay toplamada belli sıkıntıların olduğu bize gelen bilgiler arasında.
Şimdi, benim anlayamadığım bir şey var: Siz geçen işte "200 tane eleman alacağız." dediniz, 210 erkek beden işçisi için yaklaşık 23 bin kişi başvurdu. Yani bir tarafta eleman yok diyoruz, elemanda sorun yaşıyoruz diyoruz, yani 23 bin kişi de diyor ki: "Biz 210 kişilik kadroda yer almak istiyoruz." Öbür taraftan da çay toplamaya eleman bulmakta zorlanıyoruz. Yani sizce bunun sebebi ne? Yani onların herhâlde... Şunu söyleyeyim: Yani "Ücretlerden." diyeceksiniz muhakkak.
ÇAYKUR GENEL MÜDÜRÜ YUSUF ZİYA ALİM - O kişilerin her birine geçen sene pandemi nedeniyle İŞKUR üzerinden 300 lira...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdürüm, en son, değerlendirmeleri ve soruları aldıktan sonra yanıtlayalım.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Neyse, tamamını sonra verirsiniz.
Teşekkür ederim Başkanım.
Yani neticede sizin 203 kişilik kadronuza 23 bin başvuru var. Ama öbür taraftan da çay toplamada belli zorluklar yaşıyorsunuz. Yani insanlar, ÇAYKUR'a girdiği andan itibaren verimleri mi düşüyor, çalışmak mı istemiyorlar? "Ya, biz buradan içeriye şeyi atalım da yani postu buraya bir serelim de..." Devletin kasasına bir anahtar uydurma gibi bir yapı mı var? Yani bu çünkü sadece ÇAYKUR'la ilgili değil. Siz bugün bir bekçi alımı için ilana çıksanız yine binlerce müracaat oluyor ama bunun yanı sıra da -buradan şuraya gelmek istiyorum- nitelikli eleman aradığınız zaman da bu ülkede bulamıyorsunuz. Yani bunun diğer bir cephesi de o, yani nitelikli eleman yetiştirme konusunda demek ki ülkenin ciddi problemleri var. Sizin de burada nitelikli eleman bulmakta zorlandığınız sizin raporlarınızda da var.
Şimdi, dolayısıyla, yani bu konuda bir çelişki var. Ya sizinle çalışanlar belli bir disiplinin dışında çalışıyor, talep fazla, öbür tarafta da çay toplayacak adam bulamıyorsunuz. Bunlar arasındaki çelişkiyi çözebiliyor musunuz? Veyahut da sizin bu nitelikli eleman istihdam etmeye yönelik bir çalışmanız var mı? Bu konuda üniversitelerle, meslek yüksekokullarıyla, meslek liseleriyle aranızda bir çalışma var mı, bir ilişki var mı?
Tabii, bu çay alanlarının gençleştirilmesiyle ilgili işte, 2023 hedefiniz 100 bin fidan. Yani bu alanların komple gençleştirilmesine yönelik bir projeksiyonunuz var mı? Yani "Biz 2030 yılı itibarıyla bu programı tamamlayacağız." veya "2027 yılı itibarıyla bunu tamamlayacağız." Çünkü otomatikman, bu palet gibi, yani bir taraftan yenilenirken bir taraftan da ekonomik ömürlerini dolduruyorlar. Dolayısıyla, bunun muhakkak bir plan ve program çerçevesinde yapılması lazım.
Tabii, üretim açısından baktığınız zaman, yani Türkiye'de üretim alanları açısından, bendeki rakamlara göre üretim alanları açısından 7'nci sıradayız, verimlilik açısından baktığınız zaman 5'inci sıradayız. İhracatta 2019 yılı rakamlarıyla 31'inci sıradayız, ithalatta 21'inci sıradayız. Yani rakamların arasında bir şey yok, yani bu kadar ekilebilir alanlarda dünyada 7'nci sıradayız ama ihracata baktığımız zaman 31'inci sıradayız. Bunların arasındaki... Bunu nasıl ifade ediyorsunuz? Tabii, ihracattaki rakamlardan zorlandığınızı söylüyorsunuz. "Yurt dışı rakiplerimizin maliyetleri bizden daha düşük, dolayısıyla pazarda payımız daha az." diyorsunuz. Bunun birinci nedeni ne? Yani verimlilikte mi bir sorunumuz var, pazarlamada mı sorun var, nede sorun var ki biz uluslararası arenada rekabet edemiyoruz? Yani eğer edemiyor isek bile bunu ciddi oranda Türkiye'de tüketiyoruz, en büyük tüketimi de Türkiye genelinde yapıyoruz. O zaman, diğer ürünlerde olduğu gibi çay konusunda da mesela bir fon oluşturulabilir, fon konulabilir. Bunu en azından iç piyasaya, dış pazarlar açısından, yani iç pazara daha fazla yönelmesi açısından böyle bir tedbir uygulanabilir. Yani ithalata fon konabilir, bunu ülkeler stratejik ürünlerde yapıyorlar. Yani neticede sizin çay konusunda dışarıya dayalı bir şeyiniz yok, yani daha çok kendi yerel kaynaklardan bunu sağlıyorsunuz. Bunun tam tersine, az döviz girişiniz var, çok döviz çıkışınız var. Yani bu, fon koyarak desteklenebilir.
Yine, devamında çay kanunu dedik. Bunun üzerinde durmayacağım, onunla ilgili maddeyi söyledim. Yani ne zaman? Mesela, buradaki Komisyona bir takvim verebilir misiniz? "Taslağı şu zaman dilimi içerisinde size göndeririz." diyebilir misiniz?
Tabii, en büyük mesele de burada siz belli bir kotayla bu alımı yapıyorsunuz. Diyorsunuz ki: İşte, belli dekardan, ne bileyim, işte birinci sürümden, bendeki rakamlar, işte ilk sürgünden 500 kilogram, ikinci sürgünden 400 kilogram, üçüncüsünden 400 kilogram gibi kotalar var. Şimdi, sizin bu kotalar ve açıkladığınız fiyatlarla insanlar üretiminin fazlasını otomatikman özel sektöre veriyor. Özel sektöre de sizin fiyatlarınızın daha altında veriyor. Yani sizin 3,40'a aldığınız ürünü özel sektör 2,5 liraya, 3 liraya alıyor ki bu, inanılmaz bir şeydir, yani yüzde 30, yüzde 40 rakamla özel sektör bu çayı aldığı takdirde sizin bunlarla bir daha iç piyasada da rekabet etmede kesinlikle belli zorluklarınız olacaktır diye düşünüyorum. Yani burada bir denge sağlanabilir, nasıl sağlarsınız onu bilemiyorum ama kota fazlasını özel sektör aldığı sürece sizin özel sektörle rekabet etme gücünüz düşer. Bu oran ne kadardır, yani biz üreticinin üretiminin ne kadarını üretim üzerinden alıyoruz, artan miktar ne kadar, özel sektörün bu aradaki payı ne kadar? Yani pazardaki dengeleri ne kadar bozuyor? Veyahut da şu an Türkiye'deki üretimin 2017 itibarıyla yüzde 42'sini ÇAYKUR, yüzde 58'ini de özel sektör üretiyor. Dolayısıyla, sizin piyasadaki belirleyici tavrınız bu rakamlarla biraz zor. Yani Türkiye'de çay fiyatlarını biraz da özel sektör belirliyor gibi geliyor bana. Ama tabii sizin kalitenizden dolayı yüzde 10, yüzde 15 fiyat farkını piyasa kaldırabilir ama bundan daha fazla rakamın da piyasada işlem görmesi mümkün değil.
Bunun devamında, tabii, bütün bu ürünleri pazarlarken bir reklam bütçeniz var. Yani çayın çeşitlendirilmesini ben de diğer arkadaşlarımız gibi aynen destekliyorum, pazarda her türlü şartta mücadele etmek lazım. Türkiye'nin farklı bölgelerinde farklı damak zevklerinin olmasından daha doğal bir şey yok. Bu damak zevkine göre ürün gamının genişletilmesini doğal olarak biz de destekliyoruz. Peki, Türkiye'nin hangi yörelerinde ne kadar çay satışlarınız, bölgesel olarak dağılımını yaparsa hangi bölgeye fazla satışlarınız? Bölgesel dağılımı nasıl, bunu rakamlarla ifade edebilir misiniz? Tabii, sizin otomatikman bir reklam bütçeniz var, zaman zaman izliyoruz. Mesela, bu reklam bütçenizi de reklamı yaparken de bölgesel reklamlarınız var mı? Yani ne kadar bir reklam bütçeniz var? Bu reklam bütçesinin bölgesel dağılımı ne kadar? Bunu rakamlarla ifade edebilirsiniz.
Tabii, özellikle kredi kullanıyorsunuz. Bir defa her şeyden önce işte, her geçen gün ödediğiniz faiz oranı düşüyor. İşte 2018 yılında ödediğiniz faiz 349, 2019'da 395, yani faizden daha çok... Ödediğiniz faiz miktarları artıyor ama zararlarınız azalıyor, ondan bahsetmek istiyorum. 2018'de 657 milyon zararınız var, 2019'da 635 milyon, 2020'de sizin ifade ettiğinize göre 547 milyon zararınız var. Yani bunu sıfırlamayı düşündüğünüz süreç ne kadar, bir projeksiyonunuz var mı? Mesela, 2023'e kadar... Yani yıllar sonra giderse bu biraz hızlı düşer, yani başlangıçta diyelim 50-100 düşerken 2021'den itibaren bu gidişle, bu şeyle bile gitseniz daha yüksek oranlarda ben düşeceğini ümit ediyorum. Yani ne zaman sıfırlanır veyahut da 2021, 2022, 2023, cumhuriyetin inşallah 100'üncü yılında siz de sıfır zararla...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Son bir dakika Sayın Vekilim.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) - Öyle mi?
Peki Başkanım.
Deniz yok Başkanım, Deniz'in süresini kullanırız.
Şimdi, tabii, finansman giderleri önemli. Yani sizin bankalara ödediğiniz, yaklaşık 2 milyar 520 milyon şu an kredi kullanıyorsunuz, buna da yani çok ciddi faiz ödediğiniz kesin. Bunu hangi bankalardan kullanıyorsunuz? Hangi faiz oranlarıyla kullanıyorsunuz? Bunu merak ediyorum. Bununla ilgili bize rakam verebilir misiniz? Sizin bir defa başlı başına bu kullandığınız rakamlarla ilgili çok ciddi finansman izlemeniz lazım, iyi bir finansmancıya ihtiyacınız var.
Konya Milletvekilimizin bahsettiği gibi; stok da bir maliyettir, stokun da bir maliyeti var. Yani siz aldığınız oranda buna da muhakkak faiz ödüyorsunuz.
Diğer taraftan, organik ürünler... Organik ürünlerle ilgili pazardaki payınız ne kadar? Bununla ilgili bir hedefiniz var mı?
Diğer taraftan, maliyet artışları... Mesela, maliyet artışları ile fiyat artışları arasında nasıl bir ilişki var? Mesela, şöyle söyleyeyim: Hani bu çay alım fiyatlarınızdan belli olur ama pazarda... Geçmişte, sizden önceki Genel Müdür işte "'Önümüzde seçim var, fiyatları yükseltmeyin.' dediler, biz de yükseltmedik, dolayısıyla zarar ettik." Şimdi, mesela 2020, 2018, 2019, sizin de görevi devraldığınız günden bu tarafa maliyet artışları ile pazardaki fiyat artışları arasında nasıl bir ilişki var? Hani maliyetler oranında zam yapıyorsanız zaten mesele yok. Maliyet girdileriniz düşük, zam oranlarınız yüksekse fiyatlarınızın otomatikman aşağıya doğru gelmesi lazım diye düşünüyorum.
Kaçak çay konusunda -tabii, onu söyledim- muhakkak belli tedbirlerin alınması lazım.
Tabii, bunun en önemlisi de verimlilik. Mesela, kişi başına düşen çay üretimi... Özel sektörde onu biz bilemiyoruz ama nasıl bir ilişki var? Yani kurumda üretim ile çalışan arasında nasıl bir ilişki var? Verimlilik önemli burada. Yani sayınız artıyor, üretiminiz yerinde sayıyorsa yani arada bir tersi ilişki var diye düşünüyorum. Arada nasıl bir ilişki var?
Son olarak, inşallah, bu çay kanununu bekliyoruz.
Başkanım, süremi de daha fazla uzatmadan yeni çalışmalarınızda ben başarılar diliyorum. Bu kurumlar hepimizin. Ümit ediyoruz ki zararlarımız sıfır olur, bunlar stratejik ürünlerdir. Doğu Karadeniz'in en önemli stratejik 2 ürününden biri fındığın yanı sıra da çay yani bunu bizim muhakkak disipline etmemiz lazım. Bu kurum zarar ederek... Mesela, Varlık Fonunun üzerinde hep şu konu vardı: Hani devlete, Varlık Fonuna bu kurumlar devredildiği andan itibaren satışa gider, satılırsa da bu işten milletin çok ciddi zararı olur diye düşünüyoruz. Mesela, Varlık Fonuna devredildiğiniz andan itibaren Varlık Fonuna devrettiğiniz bir rakam var mı? Yani Varlık Fonuna devredildiğinizde bu kullandığınız finansmanlardan aktardığınız bir miktar var mı diyor, çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Sağ olun Başkanım.