KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, değerli bürokratlar, değerli basın mensupları; herkese saygılar sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, şimdi, hatırlıyorsunuz, bizim millî gelirimiz 950 milyar dolarlardan 2020'de 700 küsur milyar dolara düştü. Öbür taraftan, kişi başına millî gelir galiba 2013'te 12.480 dolardı, geçen yıl itibarıyla 8.500 dolara düştü. Yani sürekli olarak inişte olan bir ekonomimiz var, sıkıntılarımız çok, çok fazla. Buna bir de geçen yıl pandemi eklendi, pandemiyle gelen bir darbe de ilave oldu.

Amerika'nın yeni Başkanı Joe Biden mart ayında bir teşvik programı açıkladı; 1,9 trilyon dolar. Yeni bir tane daha altyapı programı hazırlamış; o da 2,2 trilyon dolar. Bunlar çok büyük paralar, tabii, Amerika için de çok çok büyük paralar. Bizim bütçeden ne kadar para verdiğimizi düşünüyorsunuz, biliyorsunuz esnafa? Şimdiye kadar esnafımıza yardım olarak verilen para ne kadardır, biliyor musunuz? 10 milyar lirayı geçmiyor. Bunu da ihtiyatlı söylüyorum yani 8 milyar liranın da altında ve toplamı da bütçe dışından yani İşsizlik Fonu'ndan yapılan desteklerle beraber 70 milyar lirayı geçmiyor, 70 milyar lirayı yani 70 milyar lira 1 milyar dolar bile değil. Böyle bir durum, şimdi, bu şartlar altında, böyle bir ekonomide, ilave olarak bir de pandemiden darbe yemiş bir ekonomide bizim Meclis olarak konuşmamız gereken konular bunlar mıdır Allah aşkına? Yani Türkiye Büyük Millet Meclisine gelmesi gereken, getirilmesi gereken, burada konuşulması gereken konuların çok daha farklı olması lazım; bu çok açık. Yani bu konuda sizlerin de çoğunluk partisine mensup olan arkadaşlarımızın da hiçbir itirazı yoktur zannediyorum.

Sayın Başkanım, siz Bakanlık da yaptınız, bunun böyle olmaması lazım, bir yanlışlık var burada. Biz yıllardan beri de bunu söylüyoruz. Benim aşağı yukarı Komisyondaki ya da Genel Kuruldaki bütün konuşmalarımda bu tür tenkitlerim var, hep böyle. Bir türlü yapısal reformlara, bu ülkenin, bu ekonominin yeniden dizayn edilmesine, yeni bir mimariye, yapıya kavuşturulmasına, üretimin artmasına yönelik tedbirler alınması yönünde, bu yönde neden bir türlü bir adım atılmıyor, anlamak mümkün değildir. Şimdi, bunları konuşacağız. Bunu boşuna konuşuyorum çünkü sizlerin de seçilmiş milletvekilleri olarak aynı sıkıntıyı hissettiğinizi, sorumluluğu hissettiğimizi biliyorum. Sayın Nilgün Ök'ün de aynı şekilde düşündüğünden eminim ama burada bu konuyu bu ülkeyi yönetenlere aktarmayla ilgili bizim bir mekanizmamız olması lazım. Yani şurada oturan Hükûmet üyelerine, özellikle seçilmiş Hükûmet üyelerine, seçilmişlere anlatabilmemiz lazım, siyasi sorumluluğu olanlara anlatabilmemiz lazım bunu. Ben şimdi seçilmemiş, bürokrasiden gelen arkadaşlara ne söyleyeyim? Yani niye bunu yapıyorsunuz niye diyeyim? Neden böyle bir durumda olalım? Maalesef bu da yöntem olarak da ayrı bir sıkıntı. Yani hem esasıyla ilgili hem de usulüyle ilgili çok önemli yanlışlıklar var, sıkıntılar var.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun, çok önemli bir kanun. Muhakkak ki bazı değişiklikler, teknolojinin getirdiği, yenilenmenin getirdiği konularla ilgili değişikliklerin olması lazım ama bunların biraz daha geniş bir ortamda da tartışılmış olması lazım, tartışılmadığını da biliyorum yani bunun en azından... TÜRMOB'un bile son anda, bu teklif verildikten sonra, cumartesi günü öğrendiğini biliyorum.

Tarımla ilgili olarak yapılması gereken çok şey var bu ülkede. Tarımla ilgili demin söylemeyi ihmal ettim Sayın Başkanım. Kamil Okyay Sındır Hocamın -profesördür kendisi- bu konuyla ilgili, çiftçi borçlarıyla ilgili bir kanun teklifi var birleştirilmesini istediği. Mesela, bunların daha geniş olarak ele alınması, tartışılması mümkün olabilirdi.

Şimdi, biz burada ceza ve tevkifevleriyle ilgili konuyu da görüşeceğiz, çiftçi borçlarını da görüşeceğiz, amme alacaklarını ya da Kurumlar Vergisi Kanunu'nun oranının artmasının yol açacağı sorunları, sıkıntıları da görüşeceğiz. Bu çok sağlıklı olmayacaktır yani siz de biliyorsunuz ama neden bundan vazgeçemiyoruz, onu bir türlü anlayamıyorum. Hakikaten bundan artık vazgeçmemiz lazım. Yani bunu siz de çoğunluk partisi olarak 2017 referandumunda söylediniz "Bundan sonra bir daha Anayasa değişiklikleriyle beraber torba kanun gelmeyecek." dediniz. Niye geliyor artık? Bunun bir çaresi yok mu? Yani sık sık da oturuyoruz, tembellik de yapmıyoruz. Yani burayla ilgili kanunlar buraya gelir, biz de tembellik yapmayız, her gün geliriz, görüşürüz, aktarırız, daha da iyi bir görüşme zemini olur, zamanı olur, diğer ilgili komisyonlar da kendileriyle ilgili olanları görüşürler, bir aksama olacağını da düşünmüyorum ama neden böyle oluyor, onu hakikaten anlamış değilim.

Şimdi, son yıllarda özellikle yatırımların çoğu, özel sektör yatırımlarının çoğu yurt dışına yapılıyor. Bakıyorum ben özel sektöre, adam diyor ki: "Romanya'ya yatırım yaptım." Bugün birileriyle görüşmüştüm; Romanya'da yatırımları var, Bulgaristan'da var, sürekli olarak da yapılıyor. Türkiye'nin Mısır dâhil, Portekiz, Romanya, Bulgaristan, Hollanda, İngiltere o kadar çok ülkede yatırımı var ki hayret ediyorum ve Türkler Türkiye'den daha fazla oralara yatırım yapıyor.

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Avrupa Birliği olduğu için.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, neresi olursa olsun, Türkiye'nin bu kadar, 10 milyonun üzerinde işsizi varken, bu kadar istihdam sorunu varken bu yatırımların buraya yapılmaması, bizim bunlarla ilgili çözüm üretmememiz bir garabettir.

Şimdi, kurumlar vergisi oranını artırıyoruz "E, Amerika da artırıyor." Değil, Amerika artırır, Amerika'da vergi kaçakçılığı falan büyük bir sorun, kimse vergi kaçıramıyor. Bizde yatırım yapılmıyor, biraz önce söylediğim gibi, insanlar dışarı yatırım yapıyor, bütün yatırımcılar dışarı yatırım yapıyor; böyle bir ortamda biz kurumlar vergisini artırıyoruz. Bu senenin kazançları için, 2021 kazançları için 25; gelecek senenin kazançları için de 23 teklif ediliyor. Şimdi, bu sene başlamış, 4'üncü ayına gelmişiz, herkes vergi planlamasını yapmış, kârını zararını bu planlamaya göre tespit etmiş. Bunun doğru olduğunu düşünmek... Kurumlar vergisinde 850 binin üzerinde, 900 bine yakın mükellef oldu. Zaten bunların ilk bini ağırlıklı olarak ödüyor, bu ilk bini de yüzde 60'ını ödüyor. Biz bunları da kaçırırsak, ilk bin mükellefi de kaçırırsak, bunlar da başka taraflara yatırım yaparsa ne yaparız ondan sonra? Sadece dolaysız vergilere kalacak, sadece harcamalar üzerinden yapılan, tüketim üzerinden vergi alan bir ülke hâline geleceğiz, gittikçe de öyle oluyoruz. Bununla da tabii ki eşitlik sağlayabilmek, yatırım yapabilmek, makul bir ekonomiye sahip olabilmek mümkün olmayacak.

Burada getirilen teklifte bizim çok karşı çıkacağımız bir madde yok; genişletilmesini, daha iyi hâle getirilmesini, ıslah edilmesini, çiftçi borçlarıyla ilgili olduğu gibi, yaygınlaştırılmasını isteyeceğimiz maddeler var ama kaldırılmasını isteyeceğimiz, karşı olacağımız bir madde yok. Ancak bunları konuşacak bir zemin de yok. Keşke burada tarımdan sorumlu bir bakanımız olsaydı, bize bir tarımı anlatsaydı, tarımın düştüğü duruma, sıkıntılarına, sorunlarına onunla birlikte bir çözüm üretseydik.

Şimdi, ben soracağım, Bekir Bey veya Ayşe Hanım cevap vermekte zorluk çekecekler. Niye? Şu anda benim bildiğim kadarıyla Maliye Bakanlığının alacağı 600 milyar liraya çıkmış vaziyette. 600 milyar lira yani geçen sene yeniden yapılandırma yaparken -hatırlıyor musunuz- yarısı kadardı; yapılandırma yaptık, güya af çıktı, 2 misli oldu, bir de prim alacakları var -Sayın Bakan Yardımcısı da burada- bir de onlar var yani gittikçe devletin alacağı artıyor, sıkıntılar artıyor, bunlarla ilgili bir çözüm üretmiyoruz ama maalesef aspirin tedbirleri görüşüyoruz.

Şimdi, mesela Nilgün Hanım ben soracağım, arkadaşlar hazır mı "Ne kadar nakdî ücret desteği şimdiye kadar ödendi?" gibi buna benzer istatistiki rakamları da sormak istiyoruz. Onları da verebilirseniz, en baştan, tek tek verebilirseniz hiç olmazsa sormamış oluruz, benden sonra geneli üzerinde konuşacak birçok arkadaşımız aynı şeyleri soracaktır diye düşünüyorum; bu tür rakamları verebilirseniz memnun oluruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nilgün Hanım, not ederseniz geneli üzerinde konuşmalar bitince size söz vereceğim orada cevaplarsanız seviniriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Yine, yapılandırmayla ilgili şimdiye kadar durum nedir, ne kadar müracaat oldu, totali nedir? Yine, SGK'yle ilgili olarak da benzeri rakamları isteyeceğiz. Tarım Kredi Kooperatifleriyle ilgili, Ziraat Bankasıyla ilgili olarak çiftçi borçlarının toplamlarını, durumlarını, takipte olup ne kadarının takipte olduğunu, bu tür detayları maddelere geçtiğimizde öğrenmek isteyeceğiz muhakkak.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Onları verebilirseniz tekrardan kurtulmuş oluruz.

NİLGÜN ÖK (Denizli) - Aslında her maddede, maddeleri açıklarken detaylı detaylı bu bilgileri veriyorum.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederiz, sağ olun.

Sayın Başkanım, aklıma gelenler bunlar bir çırpıda.

Teşekkür ederim.