| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Denizli Milletvekili Nilgün Ök ve 39 milletvekilinin, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3519) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 07 .04.2021 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Necdet Vekilime ilave edeceğim konular var, tekrara düşmeden söyleyeyim arkadaşlar. Şimdi, benim ana dilim Ermenice içimizde ana dili Kürtçe olan insanlar var, başka dillerde ana dili olanlar var ve bu konuda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Şimdi, diyorsunuz ki efendim, elektronik haberleşilebilecek, mektuplar elektronik olabilecek. Ya, mevcutta bu konuda, ana dilinde görüşmelerde sıkıntı var, tercüman sıkıntısı, diğer sıkıntılar, mektupların gidip gitmesinde sıkıntılar var deniliyor. Pek çok sıkıntı yaşıyor mahpuslar. Bu elektronik haberleşmeyle ilgili böyle bir altyapı hazırlığınız var mı Sayın Bakan Yardımcım, size soruyorum, ana dilinde bu görüşmelerin, görüşlerin, mektupların olabilmesi için?
İkinci sorum şu: Şimdi, Nilgün Hanım çok güzel anlatıyor, evini görüntülü görebilecek, eşini dostunu, akrabasını görecek hatta çok daha duygusal bir noktadan bakıyor meseleye ama bir yandan da bu görüntülü görüşmeler de kaydedilecek öyle değil mi? Yani görüntüler de kaydedilecek.
BEKİR KUVVET ERİM (Aydın) - İhtiyaç olursa bakarız.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İhtiyaç başka.
NİLGÜN ÖK (Denizli) - Görüntüler kayıtsız, fiiliyatta, o anda zaten görüntüler telefonda. Görüntüler kayıt altına alınmayacak. Ama o mailler...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Mailleri geçtim, mailler alınacak zaten. şimdi eviyle...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Önce, soruları alalım sonra topluca cevaplayalım olur mu? Soruları kaydedelim lütfen.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir ses izolasyonlu kabin olacak, o ses izolasyonlu kabine mahpus girecek hatta koğuşuna bile getirilebilecek diye anlattınız sanıyorum, değil mi? Nilgün Hanım, hatta koğuşuna bile getirilebilecekti değil mi bu?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Görüntüler kaydedilebilecek mi?" Soru bu.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Efendim, siz kaydedilmeyecek demiştiniz.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - En sonunda cevap verirsek.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam.
Şimdi, çok güzel anlatıyorsunuz. İşte, eşini dostunu, akrabasını evde görecek, konuşacak, hasbihal edecek, çoluk çocuğunu soracak, eşini dostunu, akrabasını soracak. Özel hayat sonuçta; yani özel hayatın mahremiyeti diye bir konu var ama siz bu görüntüleri kaydedeceksiniz diye biliyorum, herhâlde teyit ediyorsunuz bu konuyu ve bu kayıtları da bir yıl boyunca saklayabileceksiniz ve bu görüşmelerle ilgili sonuç olarak, açıkça söyleyeyim, mevcut iklimde nasıl kullanılabileceğini de biz kestiremiyoruz. Bu anlamda buna karşıyız. Yani, özel hayatın mahremiyeti gereği bu görüşmelerin mutlaka belli başka standartlarda korunması lazım. Yani, o özel hayatın mahremiyetinin, yani bir insanın eşiyle, çocuğuyla yaptığı görüşme mahrem görüşmedir, yani, özellikle birinci derece akrabalarla yapılan görüşme mahrem görüşmelerdir. Bunun mahremiyetini nasıl koruyacaksınız diye soruyorum. Yani, özel görüşmeler çünkü bunlar.
Diğer mesele, bu ana diliyle ilgili meseleyi soruyorum ve bu kaydetme ve saklamayla ilgili bu işin... Bakın, daha geçen gün bu amirallerin bildirisiyle ilgili anında İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı, çıktı "Efendim onlar CHP'li." dedi. İşte "Eşi dostu, akrabası CHP'li." dedi bilmem şu dedi, bu dedi. Ya, kişisel verilerdir bunlar arkadaşlar. Kişisel veriler bir bakıyoruz Hürriyet gazetesinin manşetine çıkmış, "Onun akrabası da CHP'liymiş, amiralin bilmem nesi de CHP'liymiş." diye kamu kurumlarından servis edilmiş, Hürriyet gazetesi ne ki artık bir saray gazetesine dönmüş durumda. Yani, bu anlamda biz size nasıl güveneceğiz ya? Açıkça söyleyeyim, yani bu kaideyi yapacaksınız, insanların mahrem görüntülerini kaydedeceksiniz, mektuplarını kaydedeceksiniz, diyeceksiniz ki: "Bir yıl boyunca tutacağız." Ve bunların sızmayacağına nasıl güvence vereceğiz? Ya Barolar Birliği temsilcisi burada, geldi özellikle, sağ olsun ama hep avukat boyutuyla ilgili. "Efendim avukatlar şey yapabilir" Ya, biz dedik ki: İnsan Hakları Derneğini çağırın.
Sayın Başkan, bakın baro temsilcisi geldi, ne diyor: "Avukat boyutu var mı?" Tamam, haklıdır, kendi meslek örgütü sonuçta, o boyutuyla bakmakta. Ya İnsan Hakları Derneği burada olsa insan haklarının hakkını savunur, cezaevleriyle ilgili sivil toplum örgütleri var, onlar gelse onlar savunur ama burası yeri değil Sayın Başkan . Adalet Komisyonuna gider, ilgili insan hakları kuruluşları buraya gelirler, insanların haklarını savunurlar. Bakın, bu haklar için arkadaşlar, insan hakları bugün bize veya bugün cezaevindeki olanlara yarın size, unutmayın bunu, bakın unutmayın! İnsan haklarını eğer ki bir kere devre dışı bırakırsanız o işin kötülüğünün nereye kadar varacağını kestiremezsiniz. O açıdan arkadaşlar, Sayın Başkan tekrar öneriyorum bunu çekin, gitsin Adalet Komisyonuna. Boşta şu anda Adalet Komisyonumuz, haftaya toplantıya çağırsın, iki madde, üç madde, beş madde tartışsınlar, dernekler gelsin, sivil toplum kuruşları gelsin, Bakanlığımız gelsin tartışsınlar, enine boyuna tartışsınlar birbirlerini ikna etsinler, gelsin ondan sonra Genel Kurula.