KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Sunumdan dolayı da Sayın Bakan Yardımcımıza ve ekibine teşekkür ediyorum.

Tabii, Türkiye'nin son on sekiz yıl içerisinde enerji kaynaklarını 3 katına çıkarması son derece önemli, yenilenebilir enerji kaynakları konusunda da hızlı bir şekilde artırması da gerçekten kayda değer.

Bunlardan sonra şunu özellikle belirtmek istiyorum: Yeni yapılan inşaatlarda -fabrika olabilir, binalar da olabilir- özellikle güneş enerjisi santrallerinin çatılarda veya yanlarında kurulması konusunda bir çalışma var mıdır, bu konuda neler yapılıyor? O konuda bilgi almak istiyorum.

Diğer bir konu, tabii, Türkiye'de özellikle emisyon bakımından en sıkıntılı olanların termik santraller olduğunu biliyoruz. Termik santrallerden 5 tanesinin kapatılmış olması da yeterince çevreye duyarlı yatırım yapmadıkları için son derece önemli ama bir taraftan da 25 termik santral planlanıyor veya inşaatları devam ediyor, bir taraftan da bunu yaşıyoruz. İnşallah yapılacak o termik santraller de doğaya, çevreye en az zarar verir hâlde yapılır diye düşünüyorum.

En önemlisi, dikkatinizi çekmek istediğim bir konu var -arkadaşımız biraz önce bahsetti ama- o da şu: TEMA'nın yaptığı bir araştırma var, şöyle bir araştırma: Bazı illerdeki maden ruhsatlarıyla ilgili alan araştırması yapılmış. Mesela Afyon ilinin -Sayın Bakanımızın memleketi- yüzde 52'sine ruhsat verilmiş; yani bu ruhsatların içinde işletme ruhsatı son derece az, düşük, genel olarak ihale ruhsatı verilmiş, arama ruhsatı verilmiş ama işletme ruhsatı bereket henüz o seviyede değil, son derece düşük.

Yine, Kaz Dağları ve civarında -yani Çanakkale, Balıkesir, İzmir'e kadar olan o bölgede- yüzde 79 maden ruhsatı verilmiş; yine, aynı şekilde bunların içinde ihale ruhsatı, arama ruhsatı var, son safhaya gelmiş olan işletme ruhsatı düşük.

Yine, Erzincan ve Tunceli'nin yüzde 52'sine ruhsat verilmiş, Artvin'in yüzde 71'ine ruhsat verilmiş yani Türkiye geneline bakılırsa sanki Türkiye'nin çok büyük alanına maden ruhsatı verildiği görülüyor, bunun hangi anlayışla verildiğini bilemiyorum. Elbette ki madenler çıkarılacaktır, elbette ki bizim yer altı zenginliklerimiz değerlendirilecektir ama değersiz madenlerimiz var, onlardan bir tanesi de taş ocakları, adımbaşı taş ocağı... Mermer izinleri verilmesinin de tekrar gözden geçirilmesi gerekir, bunun planlanması gerekir her şeyden önce. Çok yakın sahalarda taş ocağı ruhsatının verilmesinin, birbirlerine yakın olan sahalara verilmesinin o bölgedeki doğa tahribatına önemli oranda katkı sağladığını görüyoruz. Dolayısıyla ruhsat verilirken çok değerli madenler ile değersiz madenleri ayırarak, doğayı en az tahrip edecek şekilde verilmesine dikkat edilmesi gerektiğine ben şahsen inanıyorum ve bu konuda ülkemizdeki yer altı zenginlikleri kadar yer üstü zenginliklerimizin de çok daha kıymetli olduğunu bilmemiz lazım. Ormanların fonksiyon değerlerinin yer altı madenlerinden çok daha yüksek olduğunu da hesaplamamız lazım. Dünyada özellikle ormanların fonksiyon değerleri her ne kadar araştırılmasa da doğanın sunduğu o katma değerler hesaplanmasa da madenlerden çok daha fazla olduğunun da göz önüne alınması gerektiğini düşünüyorum.

Bu vesileyle tekrar teşekkür ediyorum.