KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Teşekkür ederiz. Güzel bir sunum yaptınız, sağ olun.

Şimdi, tabii, sorular var ama ben de bir iki hususu müsaade ederseniz ilave etmek istiyorum. Bir defa su kanunu hakikaten çok elzem. Bir an önce bütün kurum ve kuruluşların hatta sivil toplum kuruluşlarının da görüşleri alınarak -zaten şûrada yapılacak bu- ona göre gelirse isabet olur çünkü artık buna ihtiyaç olduğunu herkes biliyor. Benim şahsi kanaatim suyun tek elden yönetilmesi lazım, havza esaslı olması lazım, münferit kaynak yönetimi olmaz. Çok sayıda kurum işe karışıyor, bu da doğru değildir. Bu bakımdan, dünyada olduğu gibi tek elden havza esasında bir yönetim sistemi önemlidir.

Tabii, suyla ilgili maalesef... Suyun önemi gitgide artacak, bunu anlayacağız. Aslında şu yatırımlar, uzun vadeli yatırımlar olmasaydı şu pandemi döneminde suyun önemi daha iyi anlaşılırdı ama maalesef biz gerçekten her tarafta su akıttık. Ancak yakın bir gelecekte suyun çok daha önemli olacağı anlaşılıyor. Esasen suya baktığımız zaman bir ara Devlet Su İşleri, biliyorsunuz, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığına bağlıydı; sonra Çevre ve Orman Bakanlığı kuruldu, ben Bakan olduğum zaman su oraya bağlandı. Daha sonra Orman ve Su İşleri Bakanlığı, su orada gene. İlk defa Orman ve Su İşleri Bakanlığı o dönemde kuruldu. İşte en son yeni sistemde su yine Tarım ve Orman diye bir tarafta birleşti. Yani bunların mutlaka düzeltilmesi gerektiği kanaatindeyim çünkü suyla ilgili benim aşağı yukarı kırk yıllık bir tecrübem var yani. Dolayısıyla, bunun mutlaka yeniden değerlendirilmesi lazım. Şu anda su sıkıntısı yaşatmadığımız için sanki önemsiz gibi bir algı var ama bunun, mutlaka gelecekteki durumu dikkate alarak yeniden bir organizasyonu, yeni bir dönüşümü şart. Bu da su kanunuyla sağlanabilir diye düşünüyorum.

Tabii, arkadaşlar, bu arada Su Yönetimi Genel Müdürlüğü kuruldu 2011 yılında. Gerçekten çok önemli faaliyetler yaptı. DSİ büyük yatırımlar yapıyor. Ayrıca Türkiye Su Enstitüsü var, o da dünyadaki su politikalarını takip ediyor. Meteoroloji Genel Müdürlüğü... Bunlar aslında ayrılmaz bir bütün hâlinde, bunların hepsinin bir arada olması lazım diye düşünüyorum.

Tabii, bu arada, güzel bir çalışma yapmışsınız. Yani, suya göre tarım olması lazım, tarıma göre su değil. Dolayısıyla, "bitki deseni" dediğimiz desenin de bundan sonra artık su kıtlığı olan yerlerde ona göre; daha çok gelir getiren, az su tüketen ürünlere doğru kaymamız gerektiği kanaatindeyim, onu da vurgulamamız lazım.

Tabii, bu arada, özellikle atık suların tekrar sulamada kullanılmasına başlandığı... Evet, DSİ'ye teşekkür ediyoruz bu konuda, güzel, başarılı. Bu su stresi yaşanan Ergene havzasında, Akarçay havzasında buna başlandı; Konya havzasında ve su sıkıntısı çeken diğer havzalarda da bu yapılırsa çok isabetli olur diye düşünüyorum.

Tabii, burada esas olan, modern sulama sistemlerine bir an önce dönmek. Yani biliyorsunuz, DSİ Genel Müdürü olduğum dönemde açık suluma sistemlerini yasaklamıştım, ilk defa borulu sistemlere geçmiştik. Şimdi artık damlamalı sisteme hatta daha ileri sistemlere doğru mutlaka yönelmemiz gerekiyor diye düşünüyorum.