KOMİSYON KONUŞMASI

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Ben biraz kısa konuşacağım. Şimdi, öncelikle Sayın Bakan Yardımcımıza teşekkür ediyorum sunumundan dolayı. Sayın Bakan Yardımcım, benim bu rakamlara biraz takıntım var. Şimdi, kaç dekar alan, tarım alanı? İki yüz kırk milyon dekar mı? Az önce değerli milletvekilimiz de söyledi, benim en son aldığım rakam: İki yüz otuz bir milyon dekar tarım alanı. Sizin bugün sunumunuzda iki yüz kırk milyon dekardı. Öncelikle, şu rakamları tam netleştirelim çünkü bazen televizyonlarda da izliyoruz, böyle üniversitelerden hocalarımız da konuşuyorlar, onların elinde de farklı rakamlar var. Mesela, biz ne kadar şu an su kullanıyoruz? İşte, bizim elimizdeki rakam elli yedi milyar, onlar farklı rakam söylüyor, tarımda kullanılan suya farklı rakamlar söyleniyor. Bir kere bunu bir tekelleştirmemiz lazım yani tek ses çıkması lazım diye düşünüyorum.

Tabii, önemli gördüğüm bir konu şu: Özellikle, bu sunumda su kanunuyla alakalı bilgilere yer verildi, bundan dolayı çok mutlu oldum. Söz alan arkadaşlarımızın hemen hemen tamamı da bir su kanununun çıkması gerektiğinden bahsettiler, bu çok önemli bir konu. Hakikaten ben inanıyorum bir su kanunu çıkacak ve bizim Komisyonumuzun yapmış olduğu çalışmaların da -her ne kadar şu an devam eden bir su şûrası olsa bile- bizim alacağımız kararların da bu çıkacak olan su kanununa bir altlık teşkil edeceğine inanıyorum. Ona göre burada böyle titiz bir çalışma yapalım çünkü ben her zaman şunu söylerim: Bakın, şu anda biz de belki stres altında bir ülkeyiz su konusunda, belki gelecekte en fazla bu işten etkilenecek ülkelerden birisiyiz ama bizim önemli bir avantajımız var: Türkiye olarak gerçekten bizim yetişmiş eleman envanterimiz çok iyi, teknik seviyede çok iyiyiz. Ancak bu avantajın özellikle su yönetiminde de olması gerektiğini düşünüyorum.

Baraj mühendislerimiz, su mühendislerimiz, su yapıları mühendislerimiz çok çok iyi. Şu anda biz artık teknik konuda ihracat yapan bir ülke konumuna geldik. Bakın, arkadaşlar, eskiden barajlarımızı yaparken proje firmaları, müteahhitler, müşavir firmaların tamamı yabancıydı ama şu anda hepsini Türk olarak biz yapabiliyoruz. Bakın, Yusufeli Barajı şu an yapılıyor, dünya çapında bir proje. Hem proje firması hem müşavir firması hem müteahhidi Türk hem de millî kaynakla biz bunu yapıyoruz; bunlar bizim çok büyük avantajlarımız.

Özellikle, arkadaşlar, biz 2003 yılında -yıl rakamı verince bazı eleştiriler alıyoruz ama- bir makas değişikliğine gittik. Neydi o makas değişikliği? Türkiye'de sulamalar hep açık kanalet yapılmış. İşte, az önce Vecdi Bey de söyledi mesela.

VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Hâlâ da devam ediyor.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Açık kanalet yapılmış; bunların ömürleri çok uzun olmuyor, güneşten etkileniyor, çabuk tahrip oluyor, her yıl bunların bakımları gerekiyor. Biz 2003 yılında, bakın, DSİ'ye geldik Veysel Bey'le, devam eden projeleri durdurduk Vecdi Bey, devam eden projeyi durdurduk; eğer ki daha yüzde 30'u, 40'ı geçmemişse durdurduk, revize ettik, hemen kapalı sisteme geçtik çünkü doğrusu buydu.

MURAT BAKAN (İzmir) - İyi bir şey yapmışsınız.

JALE NUR SÜLLÜ (Eskişehir) - Mevcutları da kapamak gerekiyor.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Şu anda yüzde 30'lardayız bakın, kapalı sistemde.

Bakın, sunumda ben rakamı gördüm, mesela damlamada... Yani eğer biz açık sistemde hektara 10 bin metreküp su kullanıyorsak bu, yağmurlamada 6 bin metreküpe düşüyor, damlamada da 4.500'e. Yani bu, ne demek? Yağmurlamada yüzde 40 tasarrufumuz var, damlamada da yüzde 55 tasarrufumuz var; bu, ciddi bir rakam. Yani şu anda tarımda 44 milyar metreküp su kullandığımızı düşünelim, demek ki biz bunun tamamını kapalı sisteme geçsek 20 milyara düşecek bizim kullandığımız su; bu, müthiş bir şey.

VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) - Bizim de temennimiz o zaten.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Şimdi, arkadaşlar, işte, bakın, ben de o konuda bir şeyler söylemek istiyorum. Netice itibarıyla bugün 67 milyon dekara gelmişiz ama bunun daha hâlâ 40 küsur milyon dekarı eski kanalet açık sulama.

Burada da bazı rakamlar verdiler. Eski projelerden -zannediyorum 231 tanesi- işte, tekrar kapalı sisteme geçilmek için devreye alınmış, projeleri yapılıyor...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - "Yenileme" diyoruz.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Yenileme projeleri ama Sayın Bakanım, şunu söylüyorum: Şu anda bizim, özellikle, yağış rejimimizden dolayı zaten bir su depolama mecburiyetimiz var ama bu tarımsal sulamalara da çok daha fazla ağırlık vermemiz lazım. Özellikle, mesela benim kendi memleketim Gümüşhane'de bu sene -sağ olsun- Bakanlık biten 6 tane göletimizin sulamalarını programa aldı, bunların ihalesi yapılacak ama bu, yeterli değil; gerekirse başka alanlardan kısılsın, gerekirse farklı finansman modelleri bulunsun ama bu sulamalar bitirilsin; bir kere bu konuda Bakanlığın artık önüne bir takvim koyması lazım. Şu anda, mesela, bizim 18 milyon dekar arazide -yani hiç girilmemiş arazimiz var- zaten 13,5 milyon dekarının bir kısmının inşaatı devam ediyor, bir kısmının da projeleri bitmiş, ihale aşamasına gelmiş. Ben şunu öğrenmek istiyorum: Bu geri kalan arazinin tamamının bitirilmesine dair bir yıl takvimi koydunuz mu, bir hedef koydunuz mu? Ayrıca, geçmişte yapılan bu vahşi sulamaların da kapalı sisteme dönmesiyle ilgili bir takviminiz var mı? Mesela 2030'da mı tamamını bitireceğiz, ona göre finansmanını nasıl bulacağız? Bunlarla ilgili bir öngörünüz var mı?

Bakın, arkadaşlar, ben inanıyorum ki özellikle, bu su kanunu konusunda eğer iyi bir kanun çıkarırsak ve bu su yönetimini tek elden yaparsak ben bu projelerin çok daha hızlı şekilde devam edeceğine inanıyorum. Şu anda, görüyorsunuz -işte, Bakan Yardımcımız sunumda gösterdi- evet, sorumlu Devlet Su İşleri ama bir sürü bakanlık buna müdahil. Kaynak sularından tutun, Sağlık Bakanlığı da karışıyor, özel idareleri de karışıyor; özellikle, mesela, bizim gibi Anadolu illerinde iki köyün arasında su problemi oluyor, hâlbuki suyun yönetimi devlette. O köylü diyor ki "Efendim, bu bizim hakkımız." öteki diyor "Bu bizim hakkımız." Arkadaşlar, bu konuda çok güçlü bir otorite olması lazım ki biz bu işi rahat yürütebilelim.

Bir diğer konu da: Bu, her ne kadar küresel iklim değişikliği ile su kaynaklarının araştırılması konusunda bir komisyon olsa da şu ana kadar biz daha çok iklimi ön plana çıkardık, suyu bugün daha çok konuşmaya başladık ama mesela biz burada, Mecliste, Genel Kurulda sunumlar yaparken... Mesela Burdur Milletvekilimiz Yasin Bey özellikle su kirliliğiyle alakalı bir konuşma yaptı; bu, çok önemli bir konu. Yani artık nehirlerimizin, tabiatın, ilk doğduğu andan itibaren, derelerin başlangıcından itibaren bir kere denizlere gelecek olan bütün yolculuğunda artık su kaynaklarının korunması lazım. Şimdi, buna Çevre ve Şehircilik Bakanlığı karışıyor, bir sürü bakanlık karışıyor böyle olunca da ben işlerin çok iyi gitmediği kanaatindeyim ama bunların tamamını eğer bir bakanlık, yetkili bir otorite denetlerse emin olun işler çok daha iyi gidebilir. Mesela, Ergene'den örnek vereceğim, şimdi Ergene'yi Devlet Su İşleri yapıyor, bir de zannediyorum bu sanayideki atık su arıtma tesisleri Sanayi Bakanlığı tarafından yapılıyor.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Katı atıklar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Katı atıklar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılıyor. Benim bildiğim, biz oradaki sanayi atık su arıtma tesislerini yapmıştık herhâlde bir kısmı bağlandı, Marmara'ya giden sisteme verildi ama bir kısmı da herhâlde tam bağlanmadı. iki gün önce bir haber gördüm, yine böyle koca koca borulardan, simsiyah su akıyordu. Bir kere, biz bu projeyi 2021'de galiba bitireceğimizi söylemiştik ama burada sekiz tanesi bitti, sekiz tanesi devam ediyor diyoruz. Rakamda yanlışlık var, yani ben bu su yönetimi tarafından bu konuya biraz daha özen gösterilmesi gerektiği kanaatindeyim. Yani, keşke su mühendisliği, su yapıları ve su inşaatı mühendisliği gibi su yönetimi mühendisliğinin de aynı o güçlü seviyede olması gerektiği kanaatindeyim. Özellikle bu konulara çok dikkat etmemiz lazım.

Güzel bir sunum oldu, Sayın Bakanımıza teşekkür ediyorum. Şimdi, arkasından da zannediyorum ki daha konuşmacılarımız var o yüzden ben sözlerime burada son veriyorum.

Teşekkür ediyorum.