BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Özelikle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımıza ve Profesör Doktor Mehmet Emin Birpınar'a ve ekibine teşekkür ediyorum.

Şimdi, tabii sorularımız var muhakkak, kısa olarak soralım. Ben sadece şunu soracağım: Biliyorsunuz, Cancun'daki toplantıda biz Türkiye'nin özel şartlarını kabul ettirdik.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKAN YARDIMCISI MEHMET EMİN BİRPINAR - Evet.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hatta o zaman Başkanlığı ben yapıyordum. Bu şu anda geçerli değil mi? Yani Cancun'da bizzat "Türkiye'nin bu özel şartları kabul edilir" diye bir madde koydurduk çünkü bizim özel şartlarımız var. Bizim cürmümüz çok az, şu anda yüzde 1 hâlbuki Amerika'nın yüzde 27. Neticede, bir de şunu ifade edeyim: Bir ara Kyoto'ya taraf olmamıştık, bütün dünya bizi Amerika'yla aynı kefeye koyuyordu ve hangi toplantıya gitsek yurt dışında Türkiye ile Amerika konuşuluyor. Ben de durumu arz ettim; neticede, Türkiye Büyük Millet Meclisinde de Kyoto'ya taraf olan bir karar çıktı. Nitekim çok isabetli oldu, en azından Amerika'yla aynı kefeye konulmaktan kurtulduk. Ya bu gibi hususlar gerçekten önemli.

Şimdi, Paris Anlaşması'nı imzaladık ama bizim bu konularda müzakerelerde dikkat etmemiz lazım. Yani şu anda Çin, Hindistan, Brezilya gibi pek çok ülkenin hiçbir mesuliyeti yok, yükümlülüğü yok, büyük ölçüde emisyon salgılıyorlar ama biz güya Ek 1 ülkesi olarak tanımlanıyoruz; yani herhangi bir finans desteği vesaire yok. Bunları tekrar gündeme taşımamız lazım, bu bir.

İkincisi, tabii, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak size çok önemli vazifeler düşüyor çünkü ısınmadan kaynaklı emisyonun azaltılması için binalarda özellikle, ısı tecridi dediğimiz ısı yalıtımına çok büyük önem vermek gerektiği kanaatindeyim. Yani belki çatılara güneş enerji sistemleri vesaire koyarak bunları... Bu konuda imar mevzuatında bazı değişiklikler yapılması lazım.

Ayrıca, tabii, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının başlattığı özellikle şehirlerdeki millet bahçelerini çok önemsiyoruz, bunların da çoğaltılması gerektiği kanaatindeyim yani mümkün olduğu kadar. Yani şehirlerde nefes alacak... Hatta mümkünse bunu dere kenarlarına yaparsak hem dereyi taşkınlardan korumuş oluruz hem de vatandaşın rahat nefes alacağı mekânlar çıkmış olur yani. Avrupa'da, biliyorsunuz pek çok yerde dereyi ıslah ederken, normal nehir debisine göre dikkate alıyor, bir de 500 yıllık feyezana göre dikkate alıyor. Beş yüz yılda bir olacak olan o kısmı yeşillendiriyor, ağaçlandırıyor ama orada bir imalat yapmıyor; böylece bir sıkıntı olmuyor, yani bunu Saraybosna'da görmüşsünüzdür. Biliyorsunuz, Ilısu'daki, Ilıca'daki dereler bu şekilde yapılmıştır, bunun gibi.

Ben teşekkür ediyorum.

Şimdi, sorular var, önce Murat Bey talep etti. Soruları Murat Bey, uygun görürseniz -diğer Bakanlığımız var, Bakan Yardımcımız- kısa ve net soralım.