KOMİSYON KONUŞMASI

AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, Sayın Bakan, Komisyonumuzun değerli üyeleri; ben de usulle ilgili söz aldım ama sözlerime başlamadan önce Sayın Bakan hayırlı uğurlu olsun göreviniz ve Komisyonumuza da ilk defa katılıyorsunuz, size görevinizde başarılan diliyorum.

Sayın Divan, gerçekten bizim Komisyonumuz teknik bir komisyon. Bu Komisyonda kısır çekişmeler değil, tamamen teknik konuların usul ve teamüllere uygun olarak tartışılması gereken bir Komisyondur. Ancak, şu ana kadar Divan olarak yürüttüğünüz çalışmalar ne teamüllere ne usullere ne de İç Tüzük'e uygun değildir. Dolayısıyla, bundan sonra sizden ricamız, usul ve teamüller neyse ona göre yürütün.

Bugün şu anda görüşmekte olduğumuz teklif kırk sekiz saatini doldurmadan yani İç Tüzük 36'ya göre şartlar oluşmadan gündem hazırlanıp önümüze geldi, bir kere bu yanlış. Kırk sekiz saati doldurması lazım, kırk sekiz saati doldurmadığı için o İç Tüzük'ün 36'ncı maddesi tekemmül etmiş olmuyor.

Bunun dışında, gündem çok yoğun, yaklaşık bir aydan bu yana sabah saat dokuzlara kadar, sabah saat altılara kadar Genel Kurulda çalışıyoruz. Bu, insan haklarına aykırı bir çalışma usulü. Bu kadar yoğun olarak aşağıda çalışmamıza rağmen... Bir de bizim bazı arkadaşlarımız şu anda ön seçimde çalışıyorlar, ön seçimdeler, burada olmalarına imkân yok. Bizim de, hatta diğer arkadaşlarımızdan bazılarının da kendi seçim bölgelerinde olması gerekir. Yani, aslında fiilen seçim sathı mailine girilmiş, gündemde şu andaki iç güvenlik yasası görüşülüyor sabah saatlerine kadar, o bittikten sonra muhtemelen ya yarın ya pazartesi günü Komisyonumuzdan geçmiş olan 130 maddelik bir torba yasa var, onun görüşmelerine başlayacağız, onun ne zaman biteceği belli değilken bir de kucağımızda bugün bu yeni torba teklifini görüyoruz. Şimdi, bunu ne zaman görüşeceğiz? Genel Kurulda bunu ne zaman görüşeceğiz?

Bir de seçim öncesinde, yani seçimden hemen önce, hiç gerekmeyen birtakım maddelerin bu teklifte yer alması da doğru değildir.

Şimdi, burada inceliyorum: Bir öğretmen atamaları, doğrudur, öğretmen atamaları olması gerekir, bunu yapabilirsiniz. Ama onun dışında bir sürü maddeyi buraya koymuşsunuz, bunlar seçimden sonra buraya gelse, gündeme gelse, yasalaşsa ne olacak? Ne acelesi var, onların ne acelesi var? Bu kadar yoğun gündemimiz varken, bu kadar yoğun bir çalışma temposu içerisindeyken bunların gündemimize gelmesi doğru değildir.

Diyelim ki gündeme bunları aldınız, aynı maddelerle ilgili başka siyasi partiye mensup arkadaşlarımızın aynı mahiyette önergeleri var, onları neden birleştirmediniz? Öğretmen atamaları bu teklifte var, Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkan Vekili Sayın Akif Hamzaçebi'nin de aynı mahiyette kanun teklifi var, niçin onu getirmiyorsunuz? Yani, Plan ve Bütçe Komisyonuna sadece iktidar partisine mensup milletvekillerinin teklifleri gelecek, gündeme alınacak diye bir kural var mı? İç Tüzük böyle bir şey mi emrediyor? Teamüller mi böyle? Hayır. Siz o zaman öğretmen atamalarıyla ilgili bir kanun teklifini gündeminize alıyorsanız, sizin gündeminizde bekleyen aynı mahiyette başta teklifler varsa onları da birleştirmek durumundasınız, neden bunu yapmıyorsunuz?

BAŞKAN - Birleştireceğiz.

AYDIN AĞAN AYAYDIN (İstanbul) - Söyledikten sonra, söylemeden bunları yapmanız lazım, biz söyledikten sonra yapmışsınız ne anlamı var?

Şimdi, Yüksek Seçim Kurulunun yetkilerini seçime üç ay kala RTÜK'e devrediyoruz, böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir şey nerede görülmüş? Hangi hukuk devletinde böyle bir şey görülmüş? Yani Yüksek Seçim Kurulunun yetkilerini biz bu teklifle alıyoruz, RTÜK'e devrediyoruz. O zaman, Yüksek Seçim Kurulunu lağvedelim, seçimleri de RTÜK yapsın yahut da İçişleri Bakanlığı yapsın. Yüksek Seçim Kuruluna ne gerek var? Bence bugün bir önerge verelim, daha doğrusu iktidar partisi versin, biz de destek verelim onlara. Madem gerek yok, ihtiyaç yoksa Yüksek Seçim Kuruluna, onların yapacakları işleri de RTÜK hatta AKP Genel Başkanlığına verelim, AKP Grubuna verelim, seçimleri de siz yapın, bize hiç ihtiyaç yok, YSK'ya da hiç ihtiyaç yok. Yani, siz kalkıp YSK'nın yetkilerini alıyorsunuz, RTÜK'e veriyorsunuz. RTÜK zaten sizin emrinizde, sizin arka bahçeniz, iktidarın arka bahçesi, çoğunluk sizde. Kabul edenler... Etmeyenler... Kabul edilmiştir. Tamam, gitti. Böyle bir şey olabilir mi?

Teşekkür ederim.