| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Nevzat Birişik'in, iklim değişikliğinin tarım üzerine olası etkileri ve AR-GE çalışmaları hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 28 .04.2021 |
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
Sayın vekillerim, sayın bürokratlar; şimdi, öncelikle, şöyle başlamak istiyorum: İklim değişikliklerinden zarar gören ve hiçbir güvencesi olmayan küçük işletmelerin tarımdan kopmamaları için önlem alınması, özellikle Tarım Bakanlığının bu konuya çok önem vermesi gerekir çünkü tarım baştan sona bir kültürdür. Yani bu kültürü edinmiş olan üretici insanların, çiftçilerin, köylülerin topraklarından kopartılarak kente gitmeleri hâlinde söz konusu tarımsal üretimde büyük gerilemeler olacağı çok net bir şekilde ülkemiz acı bir şekilde şu anda yaşıyor. O nedenle, bu kültürü kaybetmeme adına küçük işletmelerin mutlaka Tarım Bakanlığınca desteklenmesi ve öne alınması özellikle burada hatırlatmak istiyorum.
Şimdi, rahmetli Profesör Ramazan Özey var, belki siz de tanırsınız, çok muhterem bir insandı. Onun açlıkla ilgili bir notu var, ben de almışım kitaba. Bu kitabı Sayın Başkanım size armağan edeceğim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok memnun olurum, çok memnun olurum.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Diyor ki: "Açlık neden var, neden dünyanın bazı bölgelerinde insanlar açlık çekiyor? Dünyanın Avrupa ve Kuzey Amerika'da yaşayan insanların daha da zengin olma ihtiraslarından ve doyumsuzluklarından kaynaklanmaktadır. Bu durum, dünya sömürgecilik tarihi incelendiğinde açıkça görülmektedir. Sömürgecilik günümüzde de bütün hızıyla devam etmektedir ancak adı değiştirilmiş ve bugün küreselleşme denilmiştir ve bugün ne yazık ki dünya insanlığının 1 milyara yakın kısmı açlık içerisindedir ve ölümle yüz yüzedir." Yine, bunu vurgulayan Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Sekreteri Jacques Diouf da "Aç insanların sayısındaki artış tahammül edilemez noktaya ulaşmıştır." diyor. Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsünün (IFPRI) yayınladığı 2010 Küresel Açlık Endeksi Raporu'nda da yine, 1 milyar aç insana işaret ediyor bu raporda. Her altı saniyede bir çocuğun açlıktan öldüğünü bu rapor teyit ediyor. Ve bunun nedeninin de üretememek olmadığını tam tersine yoksulluk, çaresizlik, çatışmalar ve politik istikrarsızlık olarak bunun nedenlerini gösteriyor.
Şimdi, Tarım ve Orman Bakanlığının istatistiki verilerini gördük. Bunlara ne ölçüde güveneceğiz? Şimdi, bir kere Tarım Bakanlığının "web" sitesini yenilemeniz lazım, güncellemeniz lazım. Şimdi, bakıyoruz, geçen yıl ben şu kitap çalışmasına girdiğimde gerek TÜİK gerekse Ticaret Bakanlığının gerekse Tarım Bakanlığının tablolarına bakıyorum. Çok geriden takip ediyorsunuz, 2016, 2015 niye öyle? Yani geçen yıl, 2020 yılıydı. Yani bunları yenilemeniz ve güncellemeniz gerekiyor bunu hatırlatmak isterim. Burada güzel tablolar gördük ama bu tabloların mukayeseli olarak yorumlanması gerekir. Bazen saptırılıyor bu. Mesela, 2002 yılında tarıma diyorlar ki "2 milyar TL harcanmış, şimdi 50 milyar TL harcıyoruz." gibi. Bunlar, TL'nin gerçek değeri anlamında baktığımız zaman belki o 2 milyar TL bugünün 50 milyar TL'sinden daha üstün olabilir. Onun için bu raporlarda bu rakamları, istatistikleri güncellediğimiz zaman ayağı yere basan, gerçekçi olmasına özellikle dikkat etmemiz gerekir.
Sunumlar gerçekten güzel. Sayın Bakan zaten Plan ve Bütçe Komisyonunda kendi bütçesini savunurken de orada sunmuş olduğu bütçe 2021 yılı bütçesinde de verdiği tablolar, şemalar bu eleştirim anlamında baktığınız zaman bariz hatalarla dolu. Bunu siz Tarım Bakanlığının yapmasına hiç ihtiyacınız yok. Siz teknik çalışın her zaman başımızın üstünde yerimiz olur o zaman.
Şimdi, memleketimizde tahıl üretimi önemlidir, bunun içerisinde buğday özellikle çok stratejik bir maddedir. Yani silah kadar, efendim, savunma sanayisi kadar, belki ondan da üstün tahıl gelir ve bunların başında da buğday.
2020 yılı buğday rekoltemiz ne kadar? 19 milyon ton. Yüzde 15 azalma var.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - 20,5 milyon ton Sayın Milletvekilim.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - 2019 yılı 19 milyon ton, değil mi?
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - 2019 öyle, evet.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - 19. 2018 ne kadar?
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - 20 milyon ton.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - 2018?
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - 2018 yılı, evet.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - 20 milyon. 1 milyon ton düşmüş. Demek ki bu kitap yazılırken ben 2019'u esas aldığım için ondan, oradan biliyorum. Yüzde 15 azalma var. Demek ki tekrar artmış.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - Evet.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Bu önemli. Bunun yanında, hep medyada da görüyoruz; mesela nohut, mercimek, kuru fasulye -bunların hep istatistiklerini verdiniz, takip ettim- bunlar bir şekilde yurt dışına çıkarıldı ve Kanada bizim mercimek ithalatçısı ülkemiz oldu yani biz artık mercimeği neredeyse Kanada'dan alıyoruz. Yani bunlara özellikle dikkat etmek gerekiyor. Yerli ve millî olan bu ürünlerimizin ülkemizde yine eski, kayda değer, hatırı sayılır rekolteye ulaşması için sizlerin Bakanlık olarak gayretlerinizi bekliyoruz.
Narenciyede yüzde 15 azalma gözüküyor. Biliyorsunuz, narenciye en önemli ihraç kalemimiz arkadaşlar. Bizim toplam narenciye üretimimiz 4 milyon 679 bin 721 ton. "Narenciye" deyince, mandarin var -en önemli ihraç kalemi- portakal ve limon var.
Şimdi, ben de Mersin Milletvekiliyim; tabii, kendi memleketimde üreticilerle sürekli temas hâlindeyim. Bahçeler inanılmaz katlediliyor yani portakal bahçeleri kesiliyor, o güzelim limon bahçeleri kesiliyor. Zaten limonun adı da "Lamas"tan gelir -ki Erdemli'nin bir kasabasıydı, şimdi artık mahallesi- oradan gelir. Orada bütün arazi limon bahçesi hâlindedir ve Türkiye'nin tek başına Mersin ili limonun yüzde 53'ünü karşılıyor, muzda yüzde 62'sini karşılıyor.
Şimdi, bunun ihracatı, narenciyede o 4,6 milyonun ihracat kalemi 1,6 milyon ton; yüzde 34'e tekabül ediyor ve döviz 755 milyon dolar. Niye 755 milyon dolar? Daha yüksek olması lazım, bunu da dikkatlerinize sunuyorum.
Narenciye üzerinde konuşulmadı. Bu iklim değişikliklerinin narenciye bahçeleri üzerindeki etkisini... Özellikle bir araştırma okumuştum; Hatay'ın Erzin bölgesindeki narenciye bahçelerinde yapılan bir araştırmada bu küresel ısınmadan dolayı ağaçların filizlerinin, uçlarının yandığını ve böylece meyveye oturmadığını...
HASAN KALYONCU (İzmir) - Sunumda vardı meyveyle alakalı.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Ama narenciye bu.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Narenciye özelinde değil de genelde vardı meyveyle alakalı.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - Geçen yıl yaşadık ya efendim biz; o aşırı sıcaklar, 24 Mayıstaki aşırı sıcaklar narenciyeye çiçeklenme döneminde zarar verdi.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Zarar verdiğini, evet, ben de bir rapordan okudum.
Şimdi, diğer bir konu: Özellikle insanlarımızın -Jacques Diouf'un da işaret ettiği, Ramazan Hoca'nın işaret ettiği gibi- sebze ve meyve üretimi çok önemli. Şimdi, burada 53 milyon 424 bin 876 ton üretim var total olarak yani hem meyve hem sebze olarak ve biz bu üretim kapasitemizle dünyada ilk 5 ülke içerisindeyiz, bu gerçekten övünülecek bir rakamdır. Meyvecilikte biz 5'inciyiz, meyve üretiminde ama yaş sebze ve meyvede 4'üncü sıradayız. Yani, bunlar Çin, Hindistan, ABD, Türkiye; meyvede Çin, Hindistan, Brezilya, ABD, Türkiye olarak geçiyor. Brezilya meyvede bir hayli ileriymiş, onu da öğrenmiş olduk.
Tohumculuk konusuna özellikle değinildi. Çok memnun oldum, 5553 sayılı Yasa çıktı. Ata tohumu üzerine önem vermek lazım. Ben geçen yıl tohumculuk üzerine bir çalışma yaptım. Bana bu konuda en önemli ve tutarlı bilgiler veren Tarımsal Araştırma eski Genel Müdürlerinden Doktor Gürbüz Mızrak, tanırsınız belki. Gürbüz Bey'le biz günlerce bu tohumculuk üzerine bir çalışma yürüttük. Maalesef, Türk tohumculuğunda, Tarım Bakanlığının yeteri kadar desteklememesine rağmen -maalesefi bu, yani Bakanlığın burada ilgisinin az olması- özel sektörde müthiş gelişmeler var. Bir ay önce ben Antalya'daydım, Antalya Aksu'da Yüksel Tohumculuk diye bir tesisi gezdim, siz belki biliyorsunuzdur, Yüksel Tohumculuk. Bir ziraat mühendisi arkadaşımız kurmuş, çok güzel geliştirmiş, dediler ki: "Efendim, bize İsrail firması geldi, satın almak istedi bizi ama biz millî düşüncelerle burayı devretmeyi düşünmedik." 1.100 dönüm civarında kapalı alanda tohum üretiyorlar ve 13 türe çıkmışlar. Ne yazık ki burada da ifade edeyim, patates tohumunun özellikle, neredeyse tamamına yakınının ithal olduğunu ifade etti ama bu 13 türde, mesela bütün karpuz, kavundan tutun da aklınıza gelen birçok türde artık, biz Türkiye'de belli oranlarda karşılayabiliyoruz dedi tek firma olarak. Buna benzer firmaların dikkate alınması ve desteklenmesi, Tarım Bakanlığınca desteklenmesi, takibe alınması çok faydalı olur diye düşünüyorum ülkemiz açısından. Sadece Antalya'da değil, zannediyorum İzmir, Manisa taraflarında da buna benzer bazı firmaların oluştuğunu duyuyorum. Bunların, tabii, sizin ilginize muhtaç olduğunu da hatırlatmak istiyorum. Hep denir: "Tarımda girdi maliyetlerini düşürelim." Niçin? Biz hep söylüyoruz: Gübre, mazot, elektrik, fide, tohum, ilaç gibi bu ürünlere niçin el atamıyoruz? Bunu ülkemizde niçin üretemiyoruz?
Diğer taraftan, tarım üreticileri, çiftçiler elektrik parası yüzünden sürekli kavga ederler ya da kaçak elektrik kullanırlar. Buna bir çözüm bulunamaz mı? Bunları özellikle dikkatinize sunuyorum.
Gübrenin yüzde 90'ı ham madde olarak ithal, bizim kendi gübre alanlarımız var, onları niçin geliştiremiyoruz?
Bir de yaş sebze ve meyveye değinmişken, özellikle bunların pazarlama sistemini burada dikkatinize sunuyorum. 2018 yılında başlayan -daha önce de başlamıştı bazı çalışmalar- TOBB Başkanı Sayın Hisarcıklıoğlu başkanlığında bu konuda bir çalışma yapıldı Ankara'da. Efendim, bu Türkiye'de hal sistemini kaldıralım, bunları özel sektöre devredelim, böylece işte, yüzde 8 haldeki komisyondan kurtulunur, efendim, diğer rüsumdan kurtulunur, stopajdan kurtulunur... Kurtulmaz, devlet vergisini alacaktır. Türkiye'de asıl sorun, eğer bunu -halkın gıdası bu, boğazıdır bu, halkın boğazı- özel sektöre verdiğiniz anda insanlar o zaman mutlak anlamda açlığa mahkûm edilir ve birkaç tane, iki elin parmaklarını geçmeyecek sayıda firmaya Türkiye'nin gıdasını, insanların rızkını teslim edersiniz, buna dikkat edin. Halciliği geliştirin, halciliği. Halciliğe çok önem verin; bu, gerçekten su kadar, küresel iklim değişikliği kadar... Hepsi birbiriyle iç içedir, grift hâldedir, alakalı bir konudur. Kesinlikle hal konusunda iyileştirme dışında başka bir formüle hükûmetimizin yanaşmaması gerekir. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Başkanım...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Behiç Bey'in ihtisası olduğu için rahatça konuşsun yani.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Pazarlama Sayın Bakanım, bu fevkalede önemli.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Bedri Bey'e sorulduğu için verilmiş.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - İnanın, benim kendi ilimde de 1.470 iş yeri olan bir halimiz var, Mersin hali. Balkanların ve Orta Doğu'nun en büyük halidir, Avrupa'nın 2'nci büyük halidir Avrupa'yı da katarsak.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Mersin'de...
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Mersin hali en büyük haldir, hal kompleksi diye geçer.
Şimdi, bir kanun çıktı 5957 sayılı, arz ve talep derinliği olan malların satışı hakkında yasa. O yasanın yeniden düzenlenerek üretici lehine çözümler bulunması gerekir çünkü o yasa 2012'de çıktı, sürekli ertelendi Sayın Bakanım ve asla üreticilerin sorunlarına çözüm olamadı.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ben de aynı kanaatteyim, bu hal kanununun yeniden düzenlenmesi şart hakikaten.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Dış ticarete gelince, tabii, benim veriler bir yıl öncesinden olduğu için onları vereceğim, bu da en azından aydınlatıcı olur. On yedi yılda 75,6 milyar dolar olmuş Türkiye'nin tarımsal ihracatı, ithalatı da 102,2 milyar dolar olmuş.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Toplam mı efendim?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Toplam olarak.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - Tekrar söyler misiniz Sayın Milletvekilim?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Şimdi, tarımda biz ithalatçı ülkeyiz aslında bu rakamlara göre. 26,6 milyar dolar açık var, biz buna layık bir ülke değiliz. Canlı hayvan ithalatı konusunda mesela, 2002 yılı diyorlar, 2002 yılı bir bürokratik milat değildir, 2002 yılı teknik bir milat değildir, 2002 yılı tarımsal bir milat değildir, 2002 yılı siyasal bir milattır. Onun için, siz, 2002 yılını örnek vererek kendi tablolarınızı oluşturmayın. Mesela, ben size şöyle söyleyeyim o zaman: 1980 yılında her bir vatandaşımıza 2 küçükbaş hayvan düşüyordu, şimdi her bir vatandaşımıza yarım hayvan düşüyor, 2 kişiye 1 hayvan düşüyor; küçükbaş örneğini veriyorum burada. Şimdi, burada 1 milyon...
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Değerli Vekilim, biraz toparlayabilir miyiz?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Efendim, bitmek üzere. Özür dilerim, bu konuya da çalıştığım için biraz sabrınızı istirham edeceğim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Önemli tabii de fakat Hasan Bey de sırasını verdiğine pişman oldu yani.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Az kaldı, çok az kaldı.
HASAN KALYONCU (İzmir) - Ben kendi hakkımı verdim kısa diye.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Çok az kaldı.
Canlı hayvan ithalatı 1 milyon 460 bin 563 büyükbaş hayvan ithal etmişiz, 426 binin üzerinde de küçükbaş hayvan yani 2 milyona yakın bir canlı hayvan ithalatı var. Buna da 2 milyar dolar bir para ödediğimizi anlıyoruz.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Kaç yılda efendim?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Efendim, bu 2019 yılı, sadece bir yıl.
HASAN KALYONCU (İzmir) - İklim değişikliği ne kadar etkilemiş?
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Tarım Kanunu'na göre, gayrisafi yurt içi hasıla içerisinden -GSYH'ın- yüzde 1'i tarım sektörüne aktarılmalıdır. Zaten Tarım Bakanlığı da bunu yürekten ister, destekler ama bütçede bunu vermezseniz Tarım Bakanlığı ne yapsın? Bu da ayrı bir konu. Burada şu anda yüzde 5,8'e kadar geriledi bu pay. Şimdi, bir de ihracattan dönen tarım ürünleri var gerek Rusya'ya gerek Orta Doğu'ya giden. Tarım Bakanlığının laboratuvarları vardır, laboratuvarlarda denetimlerin çok iyi yapılması, bunların raporlanması gerekir. Böylece ürünler lalettayin bir şekilde ihraç ediyoruz diye gönderilmektense raporlu olarak gitmesinde büyük yarar var.
Balık örneği verdiniz. Balıkta pek bir artışımız yok öyle şey yaptığınız kadar. 2013'te 536 bin ton balık üretimi var, 2017'de 578 bin ton var. Yani eğer son üç yıl içerisinde anormal bir artış olduysa bilmiyorum.
Süt ve mesela arı kovanı, balcılık konusuna değinmediniz. Sütte Türkiye çok kayda değer bir ülkedir dünya çapında yani çok iyi üretim yapan bir ülkedir ama süt ve süt ürünleri konusunda dünya çapında marka bir ürünümüz yok bizim, firmamız da yok. Yani bunlar bizim gerçekten kanayan yaramız. Özellikle biz koyun sütünde dünyada 1'inciyiz, inek sütünde dünya 9'uncusuyuz. Arı kovanında Çin'den sonra 2'nci ülkeyiz yani düşünün 3,5 milyon adet arı kovanımız var, 66 bin ton bal üretimimiz söz konusu.
Desteklemelerin çok daha tutarlı ve dikkatli olması gerekiyor. Desteklemeleri iyi yaptığınız takdirde, ürün deseni siyasetimizle birlikte iyi yaparsanız hep böyle soğan, patates sıkıntısı ya da bolluğu nedeniyle pazarlara sunulamamak gibi bir sorun olmaz ya da depoları basıp da, efendim, "spekülatör" diye üreticileri suçlamak da söz konusu olmaz.
Bu Tarım Sigortaları Havuzu sürekli hava muhalefeti nedeniyle, bu da iklim değişikliğinden dolayı... Hortum oluyor, fırtınalar oluyor, kasırgalar oluyor, aşırı yağış nedeniyle seller oluyor ve TARSİM gittiği zaman vatandaşlara şunu söylüyor, diyor ki: "Sizin seranız teknik değil. Şöyle şöyle yaparsanız ben sizi sigortalarım." Onu yapması için yüz binlerce lira para harcaması gerekiyor. Üretici bankadan kredi alamıyor. Dolayısıyla, bu ayrı bir konu, TARSİM.
Ben TARSİM, Tarım Sigortaları Havuzunun özellikle dikkate alınmasını da hatırlatarak sabrınız için hepinize teşekkür ediyorum. Saygılar sunuyorum Sayın Başkanım, çok teşekkür ederim.
BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok teşekkür ederiz efendim.
Şimdi, Sayın Bakanım, bazı sorulara yazılı cevap verebilirsiniz. Daha kolay olur çünkü çok kapsamlı, rakamları da netleştirmek açısından daha faydalı olur.
TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI MEHMET HADİ TUNÇ - Peki efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Yazılı da alabilirim.