KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım, Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli bürokratlar ve değerli basın mensupları; hepinizi saygıyla selamlıyorum, tekrar geçmiş bayramlarınızı kutluyorum. Garo Bey'in de bayramını bu arada kutlamak istiyorum, aynı tarihlere denk geldi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, hepimiz kutluyoruz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Eyvallah, sağ olun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi millet iradesini temsil eden bir kurumdur. Kurumlar, devlet yapıları içerisinde çok önemlidir, bu yapıların devam etmesi gerekir. Bu şekilde bir yasamayla bizler, kurumsallaşmaya önemli ölçüde zarar veriyoruz; kurumsallaşmaya, dolayısıyla da devlete önemli ölçüde zarar veriyoruz, millet iradesine halel getiriyoruz bu şekilde bir yasama yapmakla. Bunu tekrar belirteyim, daha önce usulle ilgili olarak konuşmaya çalışmaya çalıştığımda da bunları vurgulamıştım; hakikaten, bu şekilde bir yasama usulünün olmaması lazım, bu şekilde devam etmememiz gerekir, yanlış işler yapıyoruz. Tek tek maddelere bakarsanız, hepsinin yakın zamanlarda çıktığını, burada görüşüldüğünü ama alelacele görüşüldüğünü, o nedenle tekrar bugün buraya geldiğini görürsünüz.

İsmail Bey açıklamalarında dedi ki: "Sayın Cumhurbaşkanı..." Birkaç kere Sayın Cumhurbaşkanına atıfta bulunarak "Cumhurbaşkanın açıkladığı tedbirlere göre, pandemiyle ilgili ve ekonomik krizle ilgili..." "Ekonomik krizi" telaffuz etmediniz, ekonomik krizi kabul etmiyorsunuz galiba, Türkiye'nin bir ekonomik kriz içerisinde olduğunu. Tabii, krizi kabul etmeyince de yani teşhis koymayınca -siz doktorsunuz- tedavi olmaz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - "Ekonomik olumsuzluk" diyoruz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Zımni bir kabul var o zaman.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşhisi yanlış koyarsanız tedavi de yanlış olur. Şimdi, sadece, Türkiye'de pandemi değil, pandemiden çok öte, çok derin bir ekonomik kriz var, Cumhuriyet tarihinin belki de en önemli kriziyle karşı karşıyayız, yapısal krizi. Bu krize uygun yapısal tedbirlerin olması lazım, bunu yıllardan beri söylüyoruz.

Şimdi, siz dediniz ki: "Daha önce Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı tedbirlere göre bu teklif gelmiştir." Ben, bu teklifle ilgili, bu tedbirler bağlantısını bir türlü kuramadım yani tek tek baktım, maddelerin çoğu, yakın zamanda görüştüğümüz ancak eksik görüşüldüğü için, alelacele çıkarıldığı için eksiklikleri sonradan fark edilen, Anayasa Mahkemesinden dönen, yüksek mahkemelerden dönen ya da uygulamada sıkıntısı olan konular. Mesela, Finansal İstikrar Kurulu gibi, daha yakın zamanda, 2019'da görüşmüşüz, uygulama yapılmadan, uygulamaya geçilmeden ki o tarihteki tutanaklara bakın, eleştirilerimiz neyse bugün de geçerlidir; o eleştiriler doğrultusunda tekrar gelmiş ya da diğerleri, aynı şekilde. Bu açıklanan tedbirlere paralel hiçbir şey göremedim Sayın Güneş.

Şimdi hangisinden başlayacağımı bilemiyorum ama Sayın Başkanım, özellikle sigortacılıkla ilgili, Trafik Kanunu'yla ilgili olarak gelenler çok teknik konular, bunun bir bütün içerisinde ele alınması lazım; kısa süre içerisinde burada, bunu yine yanlış değerlendireceğiz gibime geliyor, sıkıntı olacak, önümüzdeki aylarda veya yıllarda tekrar bunu görüşeceğiz. Sanki, bunu ayrıca ele almamız gerekirdi.

Şu anda, acil olarak gördüğünüz bölge kalkınma idareleriyle ilgili ve hemen değişmesini bizim de arzu ettiğimiz Çek Kanunu'yla ilgili düzenlemeleri yapalım, çıkaralım; öbürleriyle ilgili olarak oturalım, daha geniş zamanda bunları ele alalım.

Bu kadar kapsamlı, birbirinden farklı kanunların bir arada görüşülmesi, sağlıklı bir şekilde bir arada görüşülmesi sıkıntı çıkaracaktır; yine yanlışlık yapacağız ister istemez. İşte, özellikle sigortacılıkla ilgili olanlar epey sorun çıkaracaktır. Benim teklifim bu şekilde, bunu Sayın Bekaroğlu da söylemişti. Hakikaten bunu ayrı olarak ele almamız lazım.

Şimdi, Aile ve Çalışma Bakanlığı birdir. Bütçe sırasında bununla ilgili eleştirilerde bulunduk "Bu, çok devasa bir Bakanlık oldu." dedik. "Bu şekilde çalışması doğru değil. Birbirinden çok farklı konular var, bu Bakanlığın ayrılması gerekir." dedik çünkü bakanlıkların yapısı da Meclisten geçmedi biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle çıktı, burada tartışılmadı. Burada bir birikim var, kurumsallaşma derken bunu kastediyorum. Buradaki birikimden istifade edilmesi lazım. Tabii, Mecliste görüşülmeden, konuşulmadan alelacele çıktı, bugün benzeri durumlar birçok bakanlık için söz konusudur. Bugün Aile ve Çalışma Bakanlığını ayırmaları sebebiyle yeni düzenlemede, biz de 5018'de paralel düzenleme yapıyoruz, bütçelerini ayırıyoruz ama benzeri durum birçok bakanlık için söz konusudur. Bunu yapıyorsak diğer bakanlıkları da ele almayı tartışmamız gerekirdi.

GAP'la, KOP'la, DOKAP'la, DAP'la ilgili olarak da çıkarttırdım, şu anda bulamam herhâlde ama bunların Sayın Bakanım, ödeneklerine bakın her sene bütçede 50-100 milyon lira harcanıyordu bunlarla ilgili olarak. Eleştirdik, eleştirdik, biraz ödenekleri arttı, nihayet dikkate alındı ama harcama yok. Yani o ödenekler de kullanılmıyor. Hâlbuki çok daha var, mesela GAP hâlâ bitmedi. Ya, GAP'ın bitmediği, GAP'ın ne kadar acil olduğunu, önemli olduğunu, neler getireceğini biliyoruz, aynı şekilde Doğu Anadolu ya da Konya bölge kalkınma idareleriyle ilgili olarak böyle durumlar var. Konya Ovası susuz, Erzurum yaylaları sıkıntılı, biz Kanal İstanbul yapıyoruz. Bu kadar plansız, programsız işler yapılıyor. Olacak şey değildir yani. Bütün Anadolu ondan sonra metropollere akıyor, İstanbul'a Ankara'ya, İzmir'e gidiyor. Kimseyi yerinde tutamıyorsunuz. O yaylaları, o ovaları sulamak, oralara yatırım yapmak varken özellikle devletin yatırımları şartken tutup da İstanbul'a... Bütün yatırımlara, şu anda kamu-özel işbirliği yatırımları dâhil kamunun yatırımlarına bakın -tabii, ona paralel olarak aynı şekilde özel sektör de mecburen yatırım yapıyor- yatırımların yüzde 60'ının üzerindeki bölümü İstanbul'da, Marmara Bölgesinde. İstanbul'daki yeni havaalanı, İstanbul'daki köprüler, yollar, Avrasya Tüneli, Marmaray, şu, bu falan, bakıyorsunuz Çanakkale... Yüzde 60'ı, 70'i İstanbul ve Marmara Bölgesinde. Böyle bir çarpıklık olmaz, böyle bir yanlışlık olmaz. Ondan sonra da Konya Ovası, Erzurum yaylaları... İşte geçenlerde -Ekrem Bey karşımda da onun için aklıma geldi- Patnos'u gördük. Doğu Anadolu'da önemli sıkıntılar var. Hâlbuki yatırım yapılması gereken yerler öncelikle buralar. Buralardaki, yüzyıllardır buralarda oturan, ikamet eden, çalışan, işi gücü olan, o topraklarda olan insanları oralarda doyurabilmemiz lazım. Bu kadar çarpık bir kalkınma olmaz. Göz göre göre böyle bir yanlışlık yapılmaması lazım. Bu şeyi, GAP'la ilgili, KOP'la ilgili, DAP'la, DOKAP'la ilgili değişikliği destekliyoruz ama bunun yetersiz olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Bunu da bir bütün olarak ele almamız lazım. Ödeneğini artırmamız lazım, yetkilerini artırmamız lazım. Sadece koordinasyon yetkisi var biliyorsunuz bunların yaptıkları. Daha planlı bir şekilde bu yatırımlara ağırlık verilmesi lazım.

Bireysel Emeklilik Kanunu'yla ilgili bir değişiklik vardı. Şimdi, 18 yaş altıyla ilgili bir düzenleme yapılıyor. Hatırladığım kadarıyla 45 yaş üstü -yanlışım varsa İsmail Bey düzeltsin- yaptıramıyor ama 18 yaşın altına getiriyoruz biz bunu. Şimdi, 45 yaşın üstündeki yapamıyor emekli olamaz gerekçesiyle, 18 yaş altına getiriyoruz. Şimdi, sizin paranız varsa düşünün çocuğunuza, 10 yaşındaki çocuğunuza bireysel emeklilik sigortası yaptırır mısınız? Niye yaptırasınız? Ne avantajı var? 56 yaşında emekli olacak.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - 30 yaşında doğduğu gün yaptırırsınız.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Nasıl?

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - 30 yaşında doğduğu gün yaptırırsınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsmail Bey notlarınızı alın, size genel söz vereceğim, orada cevap verirsiniz, notlarınızı alın lütfen.

Evet, ek süre veriyorum.

Buyurun lütfen.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Burada öngörüldüğü gibi bir etki analizi yoktu ama İsmail Bey kaç kişi faydalanacak? Ne görüyorsunuz? Ne para gelecek buradan? Nasıl bir...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Gençler için.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İsmail Bey sıra geldiğinde cevap verin, notunuzu alın sorularla ilgili, başka sorular da gelecektir, çok kısa bir cevap verin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkanım, tabii, bunlar anlatılmadığı için, ifade edilmediği için ben soracağım ve ondan sonraki bütün arkadaşlar benzeri şekilde bunları soracaklar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tabii, tabii.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tekrar, tekrar olacak aslında bir kere de cevap verilse tekrardan kaçınmış oluruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Belki başka boyutları dikkate getirilebilir, hani, o açıdan söylüyorum.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım ben açıklamamda bunu söyledim ama. 18 yaş altı işte, 23 milyon gencimiz var, bunun aşağı yukarı on yılda 2,4 milyonu geçmesini ve yaklaşık olarak da 32 milyar TL'lik bir BES'e aktarım yapılması beklenmektedir diyorum, herhâlde dikkatten kaçtı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ederiz, sağ olun.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Tabii...

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Şu anda var olan bir fon, A'dan çıkıp B'ye gelince Türk ekonomisi bundan ne kazanacak?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) -Gençler, gençler için.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Gençler için...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bütçedeki parayı kullanacaklar.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Şimdi Bülent Bey'in söz sırası, Bülent Bey devam ederse lütfen.

ERHAN USTA (Samsun) - Hayır bunları madde gelmeden alsak aynı eleştirileri çünkü biz de yapacağız, eleştirilerimizi yapmayız eğer daha ayrıntılı bir bilgi verilirse.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nedir sizin sorunuz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Herhâlde bu vakıf ve sandıkların BES'e geçişini...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O ayrı bir düzenleme, 2 ayrı madde var.

Evet...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkan, şimdi buradaki talep BES'ten gelmiyor, buradaki talep vakıf ve sandıklardan geliyor. Yaklaşık 50 civarında bu şekilde vakıf ve sandığın birikimlerini BES'te daha rantabl değerlendirebileceğini düşünerek buraya geçme istekleri var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ederim.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Bunların çoğu batık, ödeyemiyor.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Şimdi zaten burada şunu da açıklayıvereyim ben Sayın Başkanım. Buradaki bu...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O maddeye gelince detaylara gireriz İsmail Bey.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam, tamam Başkanım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen Bülent Bey.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet, maddeye gelince detaylarına yine girmeyeceğiz ama Sayın Başkanım devam edeyim.

Şimdi, bu SGK'yle ilgili bir madde var. 50 kişi altında işçi çalıştıran iş yerleriyle ilgili bir teşvik geliyor. Maksimum 5 kişi için 80.493 liradan bahsediyorsunuz. "500 bin lira maksimum, 10 milyar lira." dediniz ayrıldı, 100 bin... Şimdi o 10 milyar lira nereden ayrıldı İsmail Bey? Bu İşsizlik Fonu'ndan mı ayrılacak yoksa?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Kredinin miktarı...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hayır kamu bankaları bu krediyi verecekler ama nereden verecekler? Kendi imkânları var mı, buna bakıldı mı yoksa devlet bunlara bir aktarım mı yapacak, başka fonlardan mı karşılayacak?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bilmiyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Devlet kendi alacağından, kâr transferinden feragat ediyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Oraya gelmedik daha.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Daha sonra görev zararı kabul edip ona göre mi daha sonra aktaracak? Bunu belirtmediniz? Şimdi, bunun maliyeti ne olacak? Kaç kişi istifade eder?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - 1.6.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - İsmail Bey notlarınızı alın lütfen. Sonra topluca cevap verin.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bunun şartları ne olacak? Her isteyen, her 50'nin altında işçi çalıştıran işletme bundan istifade edebilecek mi? Her işletme istifade edebilecek mi yoksa sadece torpilli olanlar, işte size yakın olanlar mı, İsmail Güneş'e yakın olanlar mı istifade edebilecek? Yani uygulamada bunun kriteri nedir? Uygulamada bunun bu tarafını da uygulamaya, tebliğe bağlayacaksak bunların detaylı şartlarını güya uygulamacılar belirleyecekse keyfekeder olmuş demektir. Genel şartların belirlenmesi lazım, işletmeleri gerçek anlamda teşvik etmek istiyorsak işletmelerin yararlanması lazım. 100 bin istihdam sağlanacağını söylediniz, 100 bin. 100 bin istihdam sağlanabilmesi için aşağı yukarı her başvuranın bundan yararlanabilmesi lazım. Kriter ne olacaktır, uygulama kriteri ne olacaktır, onlar belli değil.

Başkanım, o kadar farklı farklı konular var ki toparlayamıyoruz tabii. Değer kaybı, tazminat hesaplamalarıyla ilgili olarak da teknik olarak hiç olmazsa bunu çıkarmayacaksak ayrıca görüşmeyeceksek doğru dürüst izahatta bulunulmasında fayda var.

Bir de, bu 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 20'nci maddesi kapsamındakiler hariç olmak üzere olanlarla ilgili de siz "300 bin kişi var." dediniz, onunla ilgili biraz daha detaylı bilgi verebilirseniz memnun olurum İsmail Bey. "10 milyar lira konuldu." dediniz onunla ilgili olarak galiba 300 bin kişiyi ilgilendiren bir konu ama tam olarak anlaşılmadı, onu da biraz daha detaylandırırsanız memnun olurum.

Çok teşekkür ederim Sayın Başkan.