İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, şimdi, burada, zorunlu mali sigorta, neticede üçüncü şahısların zararlarını karşılamak için kurgulanmış bir sigorta yani kişilerin kendi zararlarını karşılamak için kurgulanmamış bir sigorta ve dolayısıyla da bu sigortada hangi zararların ödeneceği, hangilerinin ödenemeyeceği daha önce Hazine Müsteşarlığına bağlı olan Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından 2003 yılında çıkarılan genel şartlarla 2015 yılına kadar gelmiş ve dolayısıyla da 2015 yılında bu genel şartlar Genel Müdürlük tarafından tekrar düzenlenmiş.

Yine, işlemler aynı şekilde devam etmiş ve 2016 yılında, biz bu genel şartlara kanuni dayanak olsun diye bir düzenleme yapmışız ve burada da tabii, işin ayrıntısına girilmemiş, o günkü verilen 26 Nisan 2016 tarihli, 6704 no.lu Kanun'un 3'üncü maddesinde "Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir." demişiz. Tabii ki kanunların bir soyut norm denetimi var, bir de somut norm denetimi var. Neticede, mahkemeler somut norm denetimi neticesinde Anayasa Mahkemesine gitmişler, Anayasa Mahkemesinde de bu kanun genel çerçevesi çizilmediği nedeniyle iptal edilmiş ve bundan sonra ne olmuş derseniz, tabii ki bundan sonra şöyle bir yasal boşluk doğmuş ve burada, neye göre ödeneceğini bazı mahkemeler eskiden olan içtihatlara göre yaparken bazı mahkemeler de Borçlar Kanunu'nun haksız fiillere ilişkin hükümlerine göre bu boşluğu doldurmaya çalışmış. Bunun neticesinde, tabii, ortaya çıkan tazminatlarda ortalama yüzde 53, vefat tazminatlarında ortalama yüzde 40 artış olmuş ve diğer taraftan da toplam muallak tazminat yükünde de yüzde 28 oranında bir artışa sebep olmuş ve sigorta şirketlerinin pasifinde de 5,9 milyar TL yükselmeye neden olmuş. Tabii, burada, eğer bu şekilde devam edersek biz, herhangi bir kanuni düzenleme yapmazsak neticede zorunlu trafik sigortalarına ödeyeceğimiz primlerin aşağı yukarı yüzde 22 oranında artma ihtimali var. Yanılmıyorsam şimdi yaklaşık 800 küsur lira ortalaması, yani aşağısı da var, yukarısı da var, bunu ödüyoruz biz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ortalaması mı 800 küsur?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ortalaması 800 küsur lira.

Neticede, buradaki esas şey, burada biz, işte, değer kaybı tazminatı ödüyoruz, destekten yoksun kalma tazminatı ödüyoruz, sürekli sakatlık tazminatı ödüyoruz. Yani şimdiki bu maddeyle bunları biz getiriyoruz.

Başkanım, aslında bunu 2'nci maddeyle birlikte görüşsek biraz daha...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Madde madde gidiyoruz, diğer maddeye geldiğinde o konulara girersiniz.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Tamam.

Şimdi, burada, tabii ki bu bir tercih meselesi, kazaya uğramış üçüncü şahısların tamiratlarında belki diğer kanuna göre kayıplar olabiliyordur ama bu, toplumun genelini ilgilendiren bir mesele olduğu için eğer primleri yüksek tutarsanız aynı yerinde kalabilir. Bu, tabii ki, aşağı yukarı 24 milyona yakın araç var, bu araç sahiplerinin ödediği tazminatların artmaması için, yerinde kalması için yapılan bir uygulama. Biz burada sadece bu tazminatları saymakla kalmıyoruz, aynı zamanda, diyoruz ki: Mesela, değer kaybı tazminatında aracın piyasa değerini alırken kullanılmışlık düzeyini, hasara uğrayan parçaların hasar tutarlarını dikkate alıyoruz. Diğer taraftan, destekten yoksun kalma tazminatlarının, sürekli sakatlık tazminatlarının hesaplamasında da değişiklik yapıyoruz. Yani şöyle bir şey: Eskiden, 2010 yılına kadar daha çok Fransa ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanmışız biz. 2010 yılında Marmara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve bir özel şirketin beraber hazırladığı "TRH-2010" isimli ulusal bir doğum ve ölüm istatistikleri kullanmaya başlamışız. Bunun kullanılacağı ifade edilmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tamamlayalım lütfen.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Hangisinin kullanılacağını ifade ettiniz?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - TRH-2010.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Türkiye içinde hazırlanan hayat tablosu.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Tamam.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Diğer taraftan da şimdi, buradaki sigortada kişi herhangi bir nedenden dolayı öldüğü zaman, işte, bunun ne kadar yaşayacağı, ne kadar para alacağı, bunun nerede değerlendirileceğine dair bir hesaplama yapılıyor, bunun günlük nakde çevrilmesi konusunda da bir iskonto uygulaması yapılarak ve buradaki hesaplama yöntemleriyle hesaplanıyor. Burada da biz Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumuna bir yetki veriyoruz. Buradaki yetki de şudur efendim: Normalde, burada özürlülük ölçütleri zamanla değişebiliyor. Diyelim ki SGK'nin uyguladığı özürlülük ölçütlüğü ile Sağlık Bakanlığının uyguladığı özürlülük ölçütleri değiştiği zaman bunlara kolay adapte olması bakımından burada bir yetki verilmesidir diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.