| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Uşak Milletvekili İsmail Güneş ve 64 Milletvekilinin; Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3607) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .05.2021 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, şimdi, kanunun 1'inci maddesine baktığımızda burada açıkça Anayasa'ya bir aykırılık var. Anayasa'ya aykırılık zaten daha önce Anayasa Mahkemesinin (2019/40) esas, (2020/40) sayılı Karar ilamıyla belirlenmiş.
Şimdi, Anayasa'mızın 153 maddesinin altıncı fıkrası Anayasa Mahkemesinin kararlarının herkes için bağlayıcı olduğunu söylüyor. Yani buradaki değişikliğin yapılması Anayasa Mahkemesi kararının arkasından dolaşılması anlamına gelecek ve bu yönden de Anayasa'ya aykırı olacak ve bu kanun çıkarsa Anayasa Mahkemesi belki de içeriğe hiç bakmadan sadece 153/6'ya göre bunu iptal edecek.
Niye böyle söylüyoruz? Şimdi, ben bir hukukçuyum, otuz yıl avukatlık yaptım ve tazminat hukukuyla uğraştım. Biz, burada, birincisi; sayma metoduyla, kazuistik metotla tazminatın nasıl belirleneceğini kanunlaştırmaya çalışıyoruz ama sadece trafik kazalarından doğan tazminatları. Türk hukukunda, Türk hukuk sistemimizde tazminatlar Türk Borçlar Kanunu'nun 53, 54 ve 55'inci maddelerine göre belirlenir ve hesaplanır. Biz, Türk Borçlar Kanunu'nun 53, 54 ve 55'e böyle bir istisna getirdiğimiz takdirde haksız fiiller arasında ayrım yapmış olacağız. Destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken, aktüerya hesabı yapılırken zorunlu mali mesuliyetten kaynaklanan tazminatlar için ayrı bir hesaplama yapılacak, diğer haksız fiillerden yapılan olaylarda ayrı bir hesaplama yapılacak. Bu kesinlikle Anayasa'ya aykırı olacak, burada Anayasa'ya aykırılığa dikkat edilmesi gerekiyor.
Bir de özellikle Anayasa Mahkemesi kararı açıkça şunu diyor, iptal kararının gerekçesinde yazıyor. Bu düzenleme sigortacıya farklı hükümler uygulanmasını, trafik kazasında zarar görenler ve işletenler aleyhinde buna karşılık sigorta şirketi lehine menfaat dengesi getirecek ve hem sigorta ettirenler hem de kazada zarar görenler bundan zarar görecek. Yani, biz, burada trafik sigorta primlerini düşürmek için sigorta şirketlerinin daha az tazminat ödemesini kanunlaştırmaya çalışıyoruz. Sigorta şirketleri daha az kâr ederlerse primlerinin de daha fazla yükselmesine gerek kalmaz ama kanun koyucu burada eşitliği bozduğu takdirde Türk tazminat hukukunu tamamen bozacaksınız.
Bakın, özellikle Anayasa Mahkemesi iptal kararlarından sonra yasama organının hemen o konuda bir boşluk var ise bir kanun yapması gerekir fakat burada ortada bir boşluk yok, zaten Türk Borçlar Kanunu'na göre tazminatlar hesaplanıyor. Bu nedenle de bu değişikliğin de yapılması elzem değil.
Size şöyle bir örnek anlatayım: Bir trafik kazasında, bir kişi vefat ettikten sonra yakınları asliye hukuk mahkemesinde veya asliye ticaret mahkemesinde destekten yoksun kalma tazminatı açtıkları takdirde bu kanuna göre sigorta şirketine Karayolları Trafik Kanunu hükümlerine göre tazminat hesaplanacak, eğer zarar Borçlar Kanunu'na göre hesaplansaydı arada fark olacak gibiyse vatandaşlar gidip zarar veren sigortalıdan bu tazminatı isteyebilecek duruma da gelebilecek yani aynı kazadan dolayı iki farklı tazminat hesaplanması söz konusu olabilecek. Bunun dışında, iş kazasında ölen bir işçinin ailesine hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı ile trafik kazasında ölen bir kişinin ailesine hesaplanacak tazminat farklı olacak yani 25 yaşında, asgari ücretle çalışan bir işçi iş kazasında ölür ise tazminatı farkı olacak, trafik kazasında ölürse tazminat farklı olacak. Bu, açıkça Anayasa'ya aykırı bir hüküm. Ben, bu nedenle, bu teklifin maddesinin teklif metninden çıkarılmasının Anayasa'ya uygun olacağını düşünüyorum.
Teşekkür ederim.