KOMİSYON KONUŞMASI

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Sayın Başkanım, burada, 1'inci maddede olduğu gibi, normalde 2016 yılında bir düzenleme yapılmış. Bu düzenlemede de normalde Karayolları Kanunu'nun 92'nci maddesi, bu madde normalde istisnaları yani tazminat dışı kalan istisnaları belirliyor. Burada da bu kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleriyle tanımlanan "teminat içeriği dışında kalan taleplerdir" diye genel şartlara atıfta bulunduğu için Anayasa Mahkemesi bunu iptal etmiş. Aynı şekilde burada da bu iptalden sonra tazminatlarda öngörülemez bir artış beklenmekte. Normalde, tabii ki zorunlu trafik sigortasında, burada, eğer biz bu düzenlemeyi yapmazsak dolaylı zararların teminat kapsamı içerisinde değerlendirilmesi hâlinde dolaylı zararların sigortacılık sektörüne yaklaşık 2,1 milyar TL ilave maliyet yaratacağı, bu maliyetlerin ise sigortalara yansıtılması sonucunda primlerin yüzde 30 ile 44 aralığında bir artışa sebebiyet vereceği öngörülmektedir. Örneğin, ortalama primi 8.635 TL olan otobüs araç grubunun primi 12.200 TL'ye yükselecektir. Burada şunu biz yapıyoruz: Normalde "j" bendinde, eğer bir kişi trafik kazasında vefat ettiyse, bunun yakınlarına, destekten yoksun kalan hak sahiplerine normalde biz tazminat ödüyoruz ama diyoruz ki: "Senin burada kusurun varsa o kısmını biz ödemeyiz." Diyelim ki yüzde 10 kişi kusurlu ve dolayısıyla biz buna farz edelim 100 bin liralık tazminat ödeyeceğiz, diyoruz biz bunun 90 binini öderiz, kişinin kusuru oranında. Bunu şöyle düşünün siz: Diyelim ki adam kara yollarında yaya geçidi olmayan yerde otobana atladı, gitti ve dolayısıyla araba buna çarptı. Kusur yüzde 100 ondaysa tazminat alamayacak, geçmemesi gereken yerden geçti gibi anlaşılabilir.

Diğer taraftan, esas (k) maddesinde de zorunlu trafik sigortasındaki temel amaç, doğrudan kayıpları telafi etmek yani dolaylı kayıpları telafi etme gibi bir sorumluluğu yok. Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararları burada yine biz ödemiyoruz çünkü bunları ödediğiniz zaman sigorta primleri yine artacaktır ve öngörülemez bir maliyetle karşılaşacağız.

Diğer taraftan, aracın piyasa değerini etkilemeyecek, basit onarımla giderilecek hasarlar... Burada tabii ki "Küçük hasardan kastınız ne?" diyebilirsiniz. Tabii ki bunlara ileride Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu ne kadarlık bir hasarın küçük hasar içine gireceğine açıklık getirecektir.

Diğer taraftan, mesela araç hurdaya ayrılmışsa, trafikten ayrılmışsa zaten burada piyasa değer kaybından bahsetmek mümkün değildir.

Diğer taraftan "3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin ve terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin taleplerde ödenmez." deniyor. Yani diyelim ki bir terörist bir aracın içine bindi ve araç da başkasının veya başkaları da bindi, gitti, öldülerse "Ben bunu ödemem." diyor yani burada anlatılmak istenen bu.

Son paragrafta da diyelim ki bir işçi bir şoför bir aracı kullanıyor, burada hayatını kaybetti, burada da kişinin tazminatını Sosyal Sigortalar ödüyor, burada sigortaya düşen kısmını da sigortadan temin ediyor.

Teşekkür ederim Başkanım.