| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Uşak Milletvekili İsmail Güneş ve 64 Milletvekilinin; Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3607) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 17 .05.2021 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, gerçekten, özellikle, bu tasarının en önemli maddesi galiba bu çünkü bu madde bir düzeltme yapma ihtiyacı üzerinden oluşmuş belli ki. Geçen seneydi yanılmıyorsam ya da 2018'di, hatırlamıyorum ama bu konuyu burada konuştuk ve bu konuyu konuşurken "Ya, bu 'kalkınma' lafını buraya koymanızın anlamı yok. Finansal istikrar ve kalkınma, bunlar ayrı işlerdir ve ayrı sorumlulukları olması lazımdır." demiştik, ben öyle hatırlıyorum, Durmuş Bey'in konuştuğunu hatırlıyorum. Fakat öyle yapmadınız her zaman olduğu gibi ve o günün tercihleri doğrultusunda, bu yapının içine, benim anladığım kadarıyla Bankalar Birliği, TİM, TOBB, TESK, borsa başkanlığı vesaire gibi bir sürü kurum başkanını dâhil ederek çalışması son derece zor, finansal istikrar amacında olan bir kurum oluşturdunuz. Öyle anlaşılıyor ki ekonomiden sorumlu Hazine ve Maliye Bakanımız -affedersiniz- bu saçmalığı gördü ve bunun bir şekilde ayrılması gerektiğini düşündü ve bu öneriyi getirmiş.
Bu öneride kendi başına baktığımızda bir sıkıntı yok belki fakat "Kimler dâhil?" diye baktığımızda -Abdüllatif Şener'in şimdi söylediği şeylere tümüyle katılıyorum, ben de notlarımı öyle almıştım- bu kuruluşların yani bu komiteye dâhil olan kuruluşların neredeyse hemen hemen tamamı bağımsız kurumlar yani kanunlarında bağımsız oldukları söylenen kurumlar. Biz biliyoruz ki siz 2011'den beri bu bağımsızlığı takmıyorsunuz. Sayın Cumhurbaşkanının "Davul benim boynumda, topuz onların elinde olmaz." dediği ama o dediği zaman da esasında mevcut kapitalist dünyanın kabul etmediği bir tercihi dile getirmişti ve o sırada onu yapmıştınız. Dolayısıyla da özellikle Merkez Bankasının bu işin içinde olması, neredeyse "SPK olmasa da olur." diyeceğim ama Merkez Bankasının burada olması kesinlikle kabul edilebilir bir şey değil bence. Bunun sebeplerini uzun uzun anlatmak lazım ama gerek yok, hepimiz aşağı yukarı bunların niçin böyle olduğunu biliyoruz artık.
İkinci olarak benim dikkatimi çeken konulardan bir tanesi -ki bunu yine biz 2018'de konuşmuşuz- değerli arkadaşlar, olağanüstü durumlarda bu komitenin -eğer olağanüstü bir durum olduğu kararı verilmişse- alacağı kararı Cumhurbaşkanı kendisi alabilir hâle geliyor. Değerli arkadaşlar, Cumhurbaşkanımız, biliyorsunuz, iktisatçı olduğunu söylüyor fakat benim gördüğüm kadarıyla iktisattan da pek anlamıyor. Dolayısıyla da şimdi tutup da çok rahatlıkla "İşte, olağanüstü bir durum var." diyerek bu komiteye büyük bir etki yaparak... Mesela faizlerin düşürülmesi olabilir, faizlerin artırılması olabilir veya buna benzer, ekonomide finansal istikrarı bence bozabilme ihtimali olan işlere yönelik adımlar atabilir ve biz burada bu kanunu geçirerek bu yetkiyi kendisine vermiş oluyoruz. "Ya, siz şunu anlamıyorsunuz, sistem değişti, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi zaten böyledir." diyeceksiniz biliyorum, burada söylenecek bir şey yok. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, açıkçası, bize göre -ben kendi partimi işaret ederek söylemiş olayım- toplum tarafından alınması gereken yani her bir bireyin kendi tercihleri doğrultusunda oluşması gereken kararları çok az sayıda insanın alabildiği bir sistem oluşturmuş durumda. Bu, zaten, ekonominin niye çöktüğünün işaretidir, açıklamasıdır bence çünkü 80 küsur milyon insanın tercihlerini, taleplerini, ihtiyaçlarını dikkate alan az sayıda insanın oluşturduğu bir sistem olamaz. Bunu tarih gösteriyor yani Sovyetler Birliği'nin kapitalizm karşısında neden başarısız kaldığıyla ilgili bir soruyu cevaplamaya kalkarsanız ilk göreceğiz şey, oradaki sistemin de bir anlamda böyle büyük bir iddiayla, gros plan yapan çok az sayıda bürokratın bütün Sovyetler Birliği'nin insanlarının ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir sorumluluk altında çalışması biçimindeki modelin esasında tıkanmasıyla ilgili bir meseleydi. Dolayısıyla da yani ben, bu yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN CEVDET YILMAZ- Tamamlayın lütfen.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - ....ve bu bağımsız kurumların, bizim eğer bir serbest piyasa ekonomisi diye bir şeyimiz varsa -ki biz olduğunu anlıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı işine geldiği zaman bunu böyle söylüyor- eğer böyle bir duyarlılık varsa o zaman bu kurumların kanunlarında yazıldığı biçimde bağımsız kararlar verebilir hâle getirilmesi lazım ki bu Finansal İstikrar Komitesine dâhil edilerek bu kuruluşların hepsinin bağımsızlıkları yok ediliyor. Dolayısıyla da az sayıda insanın, çok sayıda insanın hayatını etkileyecek kararlar verebilme anlamında bir modeli teşvik ediyor ve bu model de benim gördüğüm kadarıyla verimsiz bir modeldir ve amaçlanan şeyleri gerçekleştirmeye müsait değildir.
Teşekkür ederim.