KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, 2019 yılında bu (FİKKO) Finansal İstikrar Kalkınma Komitesi kurulacağı oturum tutanaklarına bakmanızı tavsiye ediyorum. Burada muhalefet milletvekilleri olarak canhıraş bunun yanlış bir düzenleme olduğu konusunda muhalefet ettik ama maalesef AKP ve MHP çoğunluğu buna destek verdi. Bunun derin krizlere yol açacağını söyledik.

Şimdi, Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Affedersiniz, bana yönelik bir şey mi söylediniz?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet, evet, size söylüyorum Sayın Başkan. Yani 2019 yılının tutanaklarına bakmanızı tavsiye ediyorum. O dönem bunun derin krizler yaratacağını söyledik. Burada Sayın Cumhurbaşkanına ve dolaylı olarak damadı Berat Albayrak'a verilen geniş yetkilerin bu ekonomi alanındaki denge, denetim ve fren mekanizmalarını yok edeceğini, krizlere yol açacağını söyledik ve maalesef biz haklı çıktık.

Sayın Başkan, şimdi, bağımsız kuruluşlar bir fren mekanizmasıdır. Bilirsiniz, ekonomide sonuç olarak -Durmuş Bey söyledi- geleceğe dönük belli tehlikeler gördüklerinde bu konuda herkesi uyarırlar, yürütmeyi de uyarırlar ve belli düzenlemeler yapılır ama bu kuruluşlar bağımsız değilse yani vesayet altındaysa o zaman bu görevlerini yerine getiremezler. Biz bu krizleri bu fren mekanizmalarının işlememesi yüzünden yaşadık yani bu bağımsız dengeleyici, denetleyici kuruluşların işlememesi yüzünden yaşadık.

Diğer bir fren mekanizması da Meclistir arkadaşlar. Ya, biz de bir fren mekanizmasıyız, niye sizin freniniz hiç tutmuyor ya, niye biz hiç fren olamıyoruz? Yani ferman nasıl geliyorsa niye öyle geçiyor? Yasal düzenlemeler geliyor, geçiyor; yanlış yaptık, yine aynı yanlışa devam ediyoruz. Benim iddiam şu yönde: "Kalkınma" kelimesi çıkmış ama kanunun ruhu aynen devam ediyor. Yani ruhu şu anlamda söylüyorum: Cumhurbaşkanı, ilgili bütün kurum ve kuruluşları, belirlenen tedbirleri... "Cumhurbaşkanının belirlediği tedbirleri ilgili kurum ve kuruluşlar derhâl uygulamakla yetkili ve sorumludur." dediğiniz anda son iki üç yıldır olan talimat mekanizmasının devam etmesi önünde hiçbir engel yok. Çünkü bunları derhâl uygula... Bakın, "Derhâl uygulamakla yetkili ve sorumludur." diyor. Ee, şimdi, bu anlamda Cumhurbaşkanının belirlediği tedbirler... Ki Sayın Cumhurbaşkanı hâlâ "Faiz neden, enflasyon sonuç." diyor. Buna inanan bir Cumhurbaşkanımız var, bu yüzden krizler yaşadık. Sayın Cumhurbaşkanı bugün faizlerin yüksek çıkmasına belki mecbur kaldı ama yarın bir noktada tepesi atacak yine, tıpkı yüzde 24'e çıkmıştı, belli anlamda istikrar sağlanmaya başlanmıştı "Yüksek bu faiz arkadaşlar." dedi, bir Merkez Bankası Başkanını kovdu, öbürkünü getirdi, patır patır 15 puan faiz indirimi yapıldı. Gereksiz yani fazla, çok hızlı bir şekilde yüzde 7'lere faiz indirildi, piyasaya para pompalandı, 128 milyar dolar satıldı, o gelen para piyasaya pompalandı. Mustafa Bey söylüyor "Geçen yıl ekonomi büyüdü." Ee, nasıl büyüdü? 1 katrilyon lira piyasaya para sürerseniz, piyasayı paraya boğarsanız ekonomi büyür ama bunun yan etkisi vardır, bu kortizon etkisidir. Sonucunda ne oldu? Bu yıl derin bir ekonomik kriz yaşıyoruz, finansal kriz yaşıyoruz; enflasyon patlamış, kurlar patlamış, faizler patlamış...

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Ama ekonomi büyüyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, bakın, kortizonu bir insana verirseniz -hekim var burada, hekimler var- İsmail Bey, hasta bir insana kortizonu basarsan ne olur? Kendini iyi hisseder değil mi, geçici olarak kendini iyi hisseder, kortizonu basarsanız kendini iyi hisseder.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Pandemi yok mu, pandemi?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kendini iyi hisseder ama sonra ne olur? Kortizonu bir süreye kadar basabilirsin, fazla basarsan kortizonu bünye tepki verir. İşte yaşadığımız şey bu arkadaşlar, kortizonu fazla bastılar ve sonuçta bünye tepki verdi. 2017'de de aynı hatayı yaptık. 2017'de dedik ki: "Aman, bu KGF'yi bu kadar pompalamayın." Ne oldu? 2018'de kriz patladı hemen seçimlerden sonra, kur fırladı. 2020'de yine aşırı bir para pompalandı piyasaya, hem de borç olarak, vatandaşlarımız borçlandı; evet, alışveriş yaptılar ama enflasyon patladı, kur patladı, faizler patladı. Durmuş Bey'in söylediği gibi, Merkez Bankasının da kasasında para bitirildiği için finansal kırılganlık arttı. Şimdi bunu kim frenleyecek arkadaşlar? Şunu söylüyorum: Bu komiteye bu yetkiyi vereceksiniz şimdi değil mi? Komitenin de başında Lütfi Elvan gözüküyor ama Tayyip Bey bir telefon açacak, "Kardeşim, nedir bu faizlerin hâli? Faiz neden, enflasyon sonuç, düşürün bu faizleri." diyecek, karşı mı çıkabilecek Lütfi Elvan? Çıkamayacak. Kurullar da zaten orada emir altında, yetki de var burada, derhâl uygulamakla yetkilidir. "Düşür faizi." diyecek, ne olacak? Geçici olarak para pompalayacak belki, yine krizler; kriz sarmalından çıkamayacağız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız...

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii.

Bunun tek bir yolu var: Bütün kurumların işini yapması, bizim de işimizi yapmamız. Biz, yürütmeyi dengeleyici ve denetleyici bir fren mekanizmasıyız arkadaşlar, aynı zamanda kanun koyucuyuz, doğru kanunlar yapmamız lazım. Bütün kurumların işlemesi lazım; Meclisin işlemesi lazım, dengeleyici ve denetleyici kurumların işlemesi lazım, basının işlemesi lazım. Bunların hiçbirisi işlemiyorsa "Cumhurbaşkanına verelim yetkiyi, istikrar olur." olmaz. Bu anlamda burada pek çok düzenleme yapılmış ama Sayın Lütfi Elvan şuna cesaret edememiş, Cumhurbaşkanına verilen yetkiyi yani "bütün kurumlar Cumhurbaşkanının talimatını derhâl yapmak zorunda" cümlesini buradan çıkaramamış. Bunu çıkaramadığınız sürece arkadaşlar, bu yasa hep krizlere yol açar. Bakın, tutanaklar burada, 2019'da da aynılarını söylemiştim, yine aynısını söylüyorum; kriz sarmalından bu ülkeyi çıkaramayız.

Değerli arkadaşlar, bakın, Merkez Bankasındaki olayı küçümsemeyin lütfen. Şu anda ülkenin kalkanı düşmüş durumda. Şu anda Amerikan Merkez Bankası hâlâ para basıyor, her ay 150 milyar dolar piyasaya para sürüyor, her ay, trilyonlarca dolar para sürdü. Avrupa Merkez Bankası trilyonlarca dolar para sürüyor. Para bol, para bol şu anda ama yarın... Onların imkânı var, çünkü onların parasına güven var, sistemlerine güven var, kendi parasını basıyor ve sistem... Türkiye insanı dolara yatırım yapıyor. Türkiye gibi üçüncü dünya ülkeleri dolara, avroya parasını yatırıyor maalesef. Yurttaşlarımızın yüzde 70'i dolara, avroya parasını yatırıyor. Bizim gibi ülkeler kendi parasına güvenmiyor, o paraya yatırım yapıldığı için onlar para basabiliyorlar. Ama bu yağmur duracak arkadaşlar, bakın bunu unutmayın, burada not düşülsün. Bu yağmur üç vakte kadar duracak; üç aydır, altı aydır, bir senedir. Yağmur durduğu zaman yani o para basma meselesi durduğu zaman -hatta şu anda Amerika'da enflasyon başladı, Avrupa'da enflasyon başlıyor- onlar parayı geri çekmeye başladıkları zaman... Bakın, biz bollukta yokluk çekiyoruz. Şu anda dünyada bol para var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Epeyce aştınız, bir toparlarsanız memnun olurum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bitiriyorum, son cümlelerim.

Biz bu kadar bol para varken yokluk çekiyoruz, yarın su kesildiğinde biz o zaman ayazda kalacağız arkadaşlar. Şimdi çatımızı güçlendirmemiz lazım, bunun için de reformlara ihtiyaç var. Böyle, gerçekten, bu anlamda -insanlar yaptığı hatalardan ders çıkarırlar- hatalarımızdan ders çıkarmıyorsak aynı şeyleri yaşamaya mahkûmuz arkadaşlar.