KOMİSYON KONUŞMASI

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Şimdi, konu gerçekten de bir komitenin kurulmasıyla ilgili değil. Devlette devamlılık esastır, devlet aklı vardır -biraz önce dediğim gibi- devlet hafızası vardır, kurumsallaşma esastır; kurumsallaşmayı devam ettirmek lazım. Bir devlette her şey kanunla olmaz, bazı şeyler uygulamalarla belirlenir, hele bizim gibi geçmişi olan devletlerde böyledir.

Şimdi, 5018 var, ondan önce Muhasebei Umumiye Kanunu vardı. Bizim kamu mali yönetimimiz var, kamu mali kurumları var, bir geleneği var her şeyin; bu geleneğe göre bütün...

Şimdi, bir ilde tutup da böyle bir kanun yapar mısınız: "Güvenlikle ilgili olarak albaya bağlıdır. Emniyet müdürü de bilmem ne müdürü de falan filan..." Böyle kanun mu yaparsınız? Komite kurulur, aralarında bir sorun varsa toplantı yapılır, o konular halledilmek üzere toplantılar devam eder ama siz bunu kanunla yaparsanız o sürekli hâlde kimin hiyerarşide önde olduğu, arkada olduğu, olaylara bağlı olmadan belirlenmiş olur, bu da sıkıntı yaratır.

Şimdi, Merkez Bankasını tutup da Maliye Bakanlığına bağlarsanız, böyle bir kanun yaparsanız, görevlerini de bu kanunla belirlerseniz yanlış olmuş olur; bu, devlet geleneğimize, teamüllerimize aykırıdır. Yoksa olur -devleti bilen, devlet mantalitesi olan insanlar- kanun yaparsanız olur ama -ben Sayın Gül'ün de bunu kavradığını düşünüyorum eski bir maliye müfettişi olarak- bunun olması doğru değildir. Finansal İstikrar Komitesi olabilir, olsun ama buna Merkez Bankasını, BDDK'yi, TMSF'yi bağlamak yanlıştır, kanunla bunu bu şekilde yazmak yanlıştır. Her zaman için Maliye Bakanı çağırabilir, bu toplantıları yapabilir ama bunu kanunla lafız olarak dercetmek bu devlet geleneklerine aykırı olur, bir hiyerarşi tespit eder, görevlendirme yapmış olur ve sonuç olarak, biraz önce bahsettiğim, kamu mali yönetimi, kamu mali kurumlarıyla ilgili o sınıflandırmayı bozar, devlet geleneğimizi bozar.