KOMİSYON KONUŞMASI

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Genel Müdürüm, değerli bürokrat arkadaşlar; her şeyden önce bu güzel sunum için teşekkür ederiz; epey geniş bir sunum oldu, epey de bilgi sahibi olduk. Ben bütün emeği geçen arkadaşlarımı kutluyorum.

Devlet Su İşleri, ülkemizin en önemli kuruluşlarının başında gelir; bürokrasisi çok iyi işleyen, çok köklü bir kuruluş. Ülkemize de yaptığı son derece önemli hizmetleri olduğunu biliyoruz. Bu tür kuruluşların olmasının ülkemiz için gerçekten son derece önemli olduğunu da özellikle belirtmek istiyorum.

Ben sulak alanlar konusuna gelmek istiyorum. Sayın Genel Müdür de baştan belirtti, sulak alanlar konusunda geçmişte yapılan yanlış uygulamaların bir noktada biz acısını çekiyoruz. Geçmiş dönemlerde önemli sulak alanların kurutulduğunu görüyoruz 2000'li yılların öncesinde. Bunların tekrar eski hâline getirilmesi için çalışmalar yapıldığına da bizzat şahidiz, sizler de açıkladınız ama yeterli olmadığını da görüyoruz, kolay bir şey değil tabii bu. Tabii 2006-2007 yıllarında sulak alanların kurutulması yasaklandı ve sizin Genel Müdürlüğün görevleri arasından da çıkartıldı. Yani Genel Müdürlüğün bir görevi de zaten sulak alanların kurutulmasıydı. Dünyada 1970'li yıllarda sulak alanların kurutulması terk edilmesine rağmen, bizim 1990'lı yıllara kadar devam etmemizin de gerçekten su dengesini önemli oranda bozduğunu söyleyebiliriz. Çünkü sulak alanlar ülkenin en önemli su dengesini sağlayan doğal unsurlar. Dolayısıyla, bunun neticesinde birtakım yerlerde bunun kötü neticelerine de şahit oluyoruz. Geçmiş dönemlerde sizler de biliyorsunuz ki Gavur Gölü kurutuldu, Amik Gölü kurutuldu, Eşmekaya Gölü kurutuldu, Avlan Gölü kurutuldu, Suğla ve Samsam gölleri kurutuldu, Ereğli Sazlıkları kurutuldu, Hotamış Sazlığı kurutuldu, Aynaz Bataklığı kurutuldu, Regma Bataklığı gibi yerler kurutuldu maalesef.

Şimdi, tabii bu kurutulanların yanı sıra çok da önemli sulak alanlar kazandırdı Devlet Su İşleri bir taraftan da onu da siz belirttiniz. Hidroelektrik santralleri sayesinde yeni sulak alanlar kazanıldı; göller, göletler sayesinde, sizlerin sonradan suni olarak yaptığınız yerlerle çok önemli alanlar tekrar sulak alana kavuştu ama neredeyse Marmara kadar bir bölgede sulak alan kurutuldu, malum, rakamlar ortada.

Şimdi, bunlardan bir örnek vereyim: Nallıhan Kuş Cenneti sulak alan hâline Sarıyer Barajı'ndan sonra geldi. Sarıyar Barajı olmasaydı yani hidroelektrik santrali kurulmasaydı Sarıyar Barajı olarak -Hasan Polatkan Barajı oldu şimdi adı- Nallıhan Kuş Cenneti diye bir yer olmazdı, buna benzer çok örnekler var, onun için ben ayrıca tabii kuruluşu da kutluyorum. Fakat son yıllarda çok sıkıntılı göller olduğunu da görüyoruz, sulak alanlar olduğunu görüyoruz. Mesela Eber Gölü, Sayın Bakanımızın memleketi. Akşehir Gölü'nde sular epey çekildi. Kulu Gölü, Bolluk gölü, efendim, Tuz Gölü epey sıkıntılı bir duruma geçmeye başladı. Siz Eğridir'den bahsettiniz, Eğridir Gölü'ndeki sıkıntılardan dolayı da görüldüğü kadarıyla suların azaldığını görüyoruz. Beyşehir Gölü'ne eğer Mavi Tünel'le su getirmeseydiniz şu anda ne olurdu? Herhâlde Beyşehir Gölü de çok kötü durumda olurdu. Yani havzalar arasındaki su aktarımının faydalarından bir tanesi de bu.

Şimdi, bizim 14 Ramsar alanımız var. Malumunuz, Ramsar, uluslararası sulak alanların kurulması için bizim imzaladığımız ve taraf olduğumuz anlaşmalardan bir tanesi. Ramsar alanlarımızdan, 14 alanımızdan bazı yerlerde sıkıntı var, o da şu: Mesela, Karapınar Meke Gölü. Yani mavi boncuk gibi olan bir yer şu anda kurudu, Meke Gölü. Efendim, Kars Kuyucuk Gölü ki Ramsar alanımız, bu yıl kurudu. Efendim, Burdur'da sular önemli oranda çekildi, epey düştü ki Ramsar alanımız burası. Seyfe Gölü'nde siz çalışmalara başladınız ama ben Genel Müdürlük yaptım geçmiş dönemde, 93-94 yıllarından itibaren Seyfe Gölü'nun kurutulmasını konuştuk biz, aradan geçti yirmi beş- yirmi altı yıl, siz hâlâ projeden bahsediyorsunuz. Yani ne durumdadır, ne âlemdedir onu da bilmiyorum, bu sene tamamen kurudu. Her yıl zaten kuruyor, bir ara sular geliyor, kış aylarında çoğalıyor. Siz "Mucur'un suyunu artık oradan almıyoruz, yeni alternatif bulduk." demeniz de güzel bir şey ama 23 kilometrelik bir drenaj hattı yapıldı zamanında; bunun yanlış olduğunu siz de gördünüz. Bunun telafisi için herhâlde çalışmalar yapıyorsunuz fakat yani kurutulduğundan bu yana bu bölgede gerçekten sıkıntı var; yer altı suları çekildi burada, iyileştirme çalışmalarında da istenilen neticenin alınmadığını görüyoruz. Ama bunun yanı sıra, yaptığınız çalışmalarla Avlan Gölü'nün tekrar su tutmaya başlaması güzel bir şey, Sultansazlığı aynı şekilde su tutmaya başladı, bu da güzel bir şey. Diğerlerini de söylediniz, bu konuda yaptığınız projelerle de sulak alanların tekrar su tutmaya başlatılması gerçekten önemli. Ben gerçekten teşekkür ederim ama diğer yerlerde de mümkün mertebe bu kurutulan, geçmişte yapılan yanlışların telafi edilmesi için de çalışma yapılması gerektiğine ben inanıyorum.

Oradan şuna geliyorum: Yer altı sularının her yıl çekildiğini biliyoruz, sizler de iyi takip ediyorsunuz bunu. Yer altı suları bundan on yıl evvel kaç metreydi Konya havzasında, şimdi kaç metreye düştü? Her yıl ortalama kaç metre yer altı suları düşüyor ki düştüğünü de biliyoruz, 1 metre mi düşüyor, 3 metre mi düşüyor, bu konuda yaptığınız çalışmaların da olduğunu biliyoruz. Mesela, tehlikelerden bir tanesi, özellikle Konya'daki ruhsatsız, kaçak dediğimiz yer altı sularının kullanılması; ihtiyaçtan doğuyor mutlaka, durup dururken de yer altı sularında insanlar yüzlerce metre artezyen kuyusu açarak sulama yapmak istemez, mecburiyetten doğuyor, kapalı havzadan dolayı. Bir tehlike de Tuz Gölü, seviyesinin altına düşerse buradaki tuzlanmanın yer altı sularına kaymasıyla Konya havzasını hepten kaybetme riskiyle karşı karşıyayız bir taraftan da; bunu sizler çok daha iyi bilirsiniz.

Bunları yaparken, diğer taraftan da yaban hayatıyla ilgili yaptığınız çalışmalar son derece önemli. Mesela, Havran Barajı'ndaki su altında kalan yarasalar için suni olarak yapılan mağara -ki Bakanımız döneminde yapıldı, biliyorum ben- son derece önemliydi, yarasaların oraya tekrar alışmış olması da güzel bir şey. Bir taraftan yaban hayatına verdiğiniz önem için de kutluyorum ama Türkiye'de, şu andaki sulak alanlarda suyla ilgili konularda sadece kuraklığa bağlı olmadan da yapılan geçmişteki hatalardan dolayı bu sulak alanların kuruduğunu ve gittikçe de kurumaya başladığını da gördüğümüz yerler var, biraz önce örneğini verdiğim gibi yerler. Bu konularda inşallah tedbirler alınır diye düşünüyorum ben. Mesela, Menderes Nehri'nin bu sene önemli oranda kuruduğu, kuruma noktasına geldiğine dair bilgiler bir haberde, basında yer aldı; ne durumdadır?

En son da şunu söylemek istiyorum, bu sulak alanların dışındaki konu da şu: Ben Ankara Milletvekiliyim neticede, Ankara, Türkiye'de tarım alanı bakımından en büyük 2'nci illerden bir tanesi, sulanabilir arazi yönünden de 2'nci, tarımsal çeşitlilik yönünden de Türkiye'de son derece önemli tarımsal ürünlerin ilk 10'da yer aldığını da bildiğimiz bir yer. Fakat sulanabilir arazi bakımından Türkiye ortalamasında en az sulanabilir arazi yatırımının yapıldığı yer de Ankara. Dolayısıyla, Ankara'nın şöyle bir garipliği var: Herkes Ankara'da, bürokrasi Ankara'da, bütün bakanlar Ankara'da, milletvekillerimiz Ankara'da ama "Mum dibine ışık vermez." denilen bir yer varsa Ankara. Yani Ankara'da herhâlde talep olmadığı için mi gözden kaçıyor, onu da bilemiyorum fakat ciddi manada sulama yatırımlarına ihtiyaç var. Geçmişteki yapılan eksiklerin giderilmesi gerekir.

Sulama konusunda Türkiye'de Devlet Su İşlerinin çok önemli çalışmalar yaptığına şahit oluyoruz, biliyoruz, Sayın Bakanımızın Genel Müdürlüğünden, Bakanlığından ve sizlerin çalışmasından itibaren gerçekten devasa projelere imza attı, ben takdir ediyorum yani çok da güzel bir kuruluş ama Ankara'yı biraz ihmal ettiniz. Yani Ankara konusunda ben şunu merak ediyorum: Bu yıl ne yapacaksınız Ankara için? Gelecek yılki perspektifiniz nedir? Yüzde kaça çıkaracaksınız, oranı nasıl yükselteceksiniz? Bu konuda pozitif ayrımcılık istiyoruz ki Sayın Bakan da bizzat bize söyledi, "Ben rakamlara bir baktım, gerçekten Ankara'daki sulama yatırımlarının eksik olduğunu gördüm ve üzüldüm." dedi. Bu üzüntüsünü nasıl gidereceksiniz? Ben, gerçekten sizden bu konuda Ankara için çalışmalar bekliyorum.

Tekrar, sunumuz için ve kurumunuzun yaptığı güzel çalışmalar için teşekkür ediyorum.