| Komisyon Adı | : | (10 / 77, 372, 491, 534, 693, 817, 868, 992, 1004, 1018, 1150, 1170, 1221, 1305, 1434, 1518, 1806, 1815, 1943, 2009, 2139, 2206, 2391, 2909, 2929, 3031, 3032, 3382, 3558, 3575, 3581, 3583, 3647, 3677, 3682, 3690, 3708, 3740, 3769, 3798, 3817, 3831, 3840) Esas Numaralı Meclis Araştırması Komisyonu |
| Konu | : | Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdür Vekili Kaya Yıldız'ın, DSİ'nin küresel iklim değişikliğiyle mücadeleyle ilgili olarak içme suyunda, sulamada ve taşkın korumada yaptığı çalışmalar hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 18 .05.2021 |
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Öncelikle DSİ Genel Müdürümüze ve ekibine teşekkür ediyoruz, gerçekten güzel bir sunum yaptı.
Gerçi arkadaşlardan birisi böyle bir ifade kullandı ama ben şunu ifade edeyim: DSİ Genel Müdürlüğünün yaptığı projelerin geleceğe ilişkin bir proje olduğunu düşünüyorum. Zaten kapalı sulama sistemleri, yeni yeni yöntemler geliştirerek projelerin geliştirilmesinin hemen hemen tamamı önümüzdeki yıllarda sıkıntı yaşanmaması ve buna ilişkin tedbirlerin alınmasına ilişkin projelerdir. Bu anlamda önemli projeler yapılıyor. Yeterli mi? Elbette değil ama yapmak gerekiyor.
Ben, burada şunu sormak istiyorum: Elimizdeki su kaynaklarıyla yeni yeni sulama alanları açılmasını karşılaştırdığımız zaman su kaynakları yeni yeni sulama alanları açmamıza uygun mudur? Bu önemli bir şey çünkü aslında gelecekte endişe ettiğimiz kuraklık dönemlerinde yaşadığımız sorunlar birazcık buradan kaynaklanıyor yani mevcut sulama alanlarını yeni yeni sulama alanlarıyla, su kaynaklarıyla paylaştığımız takdirde kuraklık dönemlerinde ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bunu, biz, Konya, özellikle İç Anadolu Bölgesi'nde yaşıyoruz. Aslında bunun planlamasının burada çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
İkincisi, Cihan Bey'e katılıyorum, sulama birliklerinin içeriğini ve desteğini güçlendirmek gerekiyor. Bir de sulama birliklerinde yeni yeni yöntemler... Yani su dağıtımını, su paylaşımını adil bir şekilde yapabilmek için -ki daha önce de ifade edildi, belki siz de ifade ettiniz bunu- kullanılan su hacmine göre ücretlendirmeyi de sulama birliklerinin kendi içerisinde yapması gerektiğini düşünüyorum. Orada yeni mevzuatlar, yeni yöntemler geliştirmek gerekiyor. Kendi imkânlarıyla yapabilirler mi, yapamazlar mı bilemiyorum ama belki DSİ'nin kendisinin katkısıyla bir kayıt sistemi... Özellikle arazilerin, sulama birliklerinin kendi kapsama alanındaki arazilerin, sulamaların, kimlerin ne kadar su kullandığı ve adil bir şekilde paylaşımı için bir programa, bir projeye ihtiyaç var. Konya'da, biliyorsunuz, Beyşehir'den Suğla Depolaması Apa Barajına; Apa'dan çıkıyor, Çumra ve Karatay bölgesine kilometrelerce su geliyor. Bu su yolunda insanlar suları kullanırken bir tarafta birkaç kez su sulanırken bir tarafta bir kez su sulama imkânına ancak kavuşabiliyor. Bunun çok iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyorum. Onun için Cihan Bey'in de söylediği gibi sulama birliklerini güçlendirmek ve onların kurumsal kapasitesini ve yeni yeni durumlara kayıt sistemini, suyu dağıtma planı, projesini bir gözden geçirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Yine, burada konuşuldu, özellikle sulama kooperatiflerinin sorunlu olduğunu düşünüyorum. Sayın Bakanım biliyor, o süreç içerisindeki mücadelede ben de çokça ifade ettim, katkıda bulundum. Sulama birlikleri borç batağındaydı ve çok ciddi problemler yaşanıyordu. Şimdi aynı şekilde sulama kooperatiflerinde bunları yaşıyoruz yani bunu mutlaka DSİ'nin kontrolünde hem yönetilebilir hem de denetlenebilir bir konuma getirmek gerekiyor. Çok ciddi problemler var yani hem suyun dağıtımı, kullanımı konusunda hem de ücretlendirme konusunda, borç konusunda, -biraz önce de söylendi- ruhsat, elektrik ilişkileri konusunda. Şimdi, sulama kooperatifi var, sulama kuyuları var ve istenilen ölçüde yetmiyor. Hep ruhsatsız kuyularla ilgili ifade verdiler, Konya örneğinde verdiler; öyle 3 katı, 4 katı filan ifade etmek zor, doğru değil, ben onu da Konya için kabul etmiyorum.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Her yerde var Sayın Vekilim, her yerde var.
HALİL ETYEMEZ (Konya) - Şunu söylemek istiyorum burada: Yer altı suları aslında bir hazinedir, millî servettir. Tabii, her insan kafasına göre kuyuyu vurup, sulayıp, onu istediği gibi kullanma hakkına sahip değildir. Bunun mutlaka bir otorite tarafından kontrol edilmesi, yönetilmesi gerekir ve bunu kullanırken de zaten ifade etmiştiniz sunumunuzda, hacim ölçümü ve hacimle ücretlendirilmesi. Bu kuyu konusunun da yönetileceğini düşünüyorum. Arkadaşlardan birisi ifade etmişti, yasak var ama bunun kullanılmasını engelleyemiyoruz. Doğal olarak insanlar kendilerine bir üretim kaynağını oluşturmaya çalışıyor ama biz buna eğer o imkânı sunabilirsek insanların da bu kullanımı kontrolsüz yapmayacaklarını düşünüyorum. Yer altı sularına, kuyulara bir çözüm bulmamız gerekiyor. Yani bir de şöyle bir şey yaşıyoruz: "Kuyu kaçaktır." diyoruz, komşu komşuyu, kardeş kardeşi şikâyet ediyor ve ciddi problemler de oluşuyor insanlar arasında. Bunun mutlaka kontrollü, izinli ama miktarı da kontrol edilerek bunun kullanılması gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum.
Havzalar arası su transferi... Tabii, su fazlaysa bir havzada ve diğer havzada da ihtiyaç varsa, biz buna talibiz özellikle Konya havzası olarak, KOP havzası olarak ama tabii dengeyi, doğayı bozmadan yapılacaksa ve bunu yapabileceksek. Ben hatta şöyle bir ifade kullanmak istiyorum: Yani "Su pahalıya mal oluyor." deseniz de pahalı da olsa su hayat, herkes için hayat. Özellikle de suya ihtiyacı olan havzaların ciddi bir şekilde buna ihtiyacı var, bunun pahalı da olsa yapılması gerekiyor ama işte dediğim gibi; doğayı, dengeyi, işte yarın bir gün kuraklıkta karşılaşabileceğimiz konuları da göz önünde bulundurarak yapmamız gerektiğini buradan ifade etmek istiyorum. Özellikle tekrar ifade ediyorum, yaptığımız her proje gelecekte yaşayacağımız problemleri çözmek üzerine yapılıyor. Buna inanıyorum ki zaten yapılan projeleri bu çerçevede bütün boyutlarını düşünerek yapıyoruz. Ben bu anlamda teşekkür ediyorum.
Şunu da ifade edeyim: Bakın, Konya'da 302 tane sulama kooperatifi var, 302 tane, 13 tane sulama birliği var. Aslında bunlar DSİ'ye bağlandığı takdirde ve bir mevzuat çerçevesinde yönetilebilir, denetlenebilir bir kontrole getirilirse olur. Bir de şöyle bir haksızlık var: Zamanında kurulmuş kooperatifler var, o kooperatiflere DSİ kuyularını vermiş -zamanında, tabii bu kanun, yasak çıkmadan önce- ama o kooperatif kapsamında olanlar suyu kullanıyor, yanı başındaki kullanamıyor. Bunun da adil olmadığını düşünüyorum. Çünkü biraz önce de ifade ettim, yer altı suyu millî servettir, hazinedir, herkesin hakkı var. Bunu adil dağıtılabilecek bir duruma kavuşturmadığımız takdirde -benim burada yaşadığım yani çokça bölgem itibarıyla yaşıyorum- adil değil ve benim vicdanımı rahatsız ediyor. Yani ruhsatsız kuyu vuran da öyle; imkânı var, vuruyor kuyuyu çaktırmadan ama öbür yanı başındaki biraz daha edebiyle duran insan toprağını sulayamıyor, yanı başındaki suluyor. Onun için herkese adil bir şekilde uygulanacak şekilde bir planlama yapıldığı takdirde sanıyorum bunu daha sağlıklı bir zemine kavuşturacağımızı düşünüyor, teşekkür ediyorum.