KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Değerli arkadaşlar, elbette burası İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu. Özellikle savunduğumuz değerleri öncelikle bizlerin kendisinin koruması gerekir, buna da hiçbir şekilde karşı düşüncemiz olamaz. Herkes düşüncesini söyler. Evet, bazen gerçekten bizi eğreti edici, şoka uğratıcı düşünceler de olabilir. Evet, bunlar da tamam ama bir kitleyi ya da bir kimliği kendi sözüne mal ederek tanımlamaya girişmek -asla ve asla- şahsi düşüncesini aşan bir taraftır. Ne demek bu? Ne demek istiyorum? İşte, burada da Oya Hanım dedi ki: "Ben de Kürt'üm." Buna karışmıyorum. Şimdi, bizim arkadaşlarımız içerisinden de bu etnik kimliğe mensup arkadaşlarımız var, birçoğu aynı şekilde düşünüyor yani bu söylenilen şekilde düşünmüyor.

Şunu ifade edeyim: Burada Türkiye'yi özellikle Kürt kardeşlerimiz üzerinden bir benzeştirme cihetine gitmek bir akıl tutulmasıdır, bunu kabul edemeyiz tabii ki, mümkün değil. Bugün benim komşum da Kürt, Türk, Çerkez, Laz. Ya, biz aile olduk, biz aileyiz. Ne demek bu yani? İstanbul'da, Bursa'da, Sakarya'da, Ankara'da, her yerde. Şimdi, dolayısıyla söylenecek çok söz var ama daha fazla devam etmek istemiyorum, durumum da konuşmaya gördüğünüz gibi biraz şey oldu.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Maskeni çıkar biraz, nefessiz kaldın.

BAŞKAN HAKAN ÇAVUŞOĞLU - Yok, rahatsızlık değil de başka türlü bir şey oldu çünkü ben bu konularda daha çok konuşurum. Mecliste de bütün arkadaşlarımız bilirler geçmişteki tavırlarımın, tutumlarımın ne olduğunu haksızlıklar karşısında ki özellikle de vatanımıza, milletimize, ülkemize dönük saldırılar karşısındaki, sözler karşısındaki tutumumu bilirler.

Arkadaşlar, İsrail, 2018 yılında bir kanun kabul etti, temel yasa -İsrail'in bir anayasası yok, anayasal metin niteliğindeki temel yasalarla yönetiliyor- ve bir çerçeve çizdi; hiç olmazsa burada bütün arkadaşlarımızın bu temel yasayla ilgili olarak İsrail ırkının üstünlükçülüğü konusundaki konulara, hükümlere bir göz atmasını tavsiye ederim. Sadece bir ırka dayalı ve o ırkın üstünlüğünü öngören yasal metinlerle çerçevesi çizilmiş bir apartheid ve zulüm devletinden bahsediyoruz. Bu ne demek, biliyor musunuz? Biliyorsunuz, Güney Afrika bir apartheid devleti olarak tanımlanmıştı; oradaki uygulamalar şöyleydi: Siyahi Güney Afrikalılar sadece bir bölgede yaşayabilirdi, spor takımlarında bile aynı takımda yer alamıyorlardı, bırakın oy kullanmayı. Aynı şeyler bugün, 2018 yılında kabul edilen yasayla beraber İsrail'de... Bak, şuraya bir hükmü sadece almışım, sizinle onu paylaşayım: "Yahudi yerleşimlerini genişletmenin millî bir değer olarak görüldüğünü ve bu genişlemenin teşvik edileceğini..." Bu, şu demektir: Bu, herkes gelsin, İsrail olarak ben Filistinlilerin yaşadıkları mekânları başına yıkacağım, İsraillilere, onlara yerleşim yeri temin edeceğim. Bugün, Şeyh Cerrah dâhil bölgede yapılan şey nedir, biliyor musunuz? Bin yıllardır yaşayan Filistinlilerin kendilerine ait mülklerin boşaltılarak oralara İsrailli ya da Yahudi yerleşimcilerin yerleştirilmek isteniyor olmasıdır. Esasen, son dönemde yaşananların arka planındaki şey de budur. "Ben seni buradan çıkarıyorum, defol git, nereye gidersen git." amiyane tabirle ve "Buraya ben Yahudi yerleşimciyi yerleştiriyorum." demektir. Bugün Filistin halkı yaşadığı ülkede en üst haklara, insan hakları ve temel değerler silsilesindeki, hiyerarşi silsilesindeki en üst haklara tamamıyla sahip ama gelelim Filistin'e, o hak kategorisine sahip değil. Orta Kudüs'te yaşayanlar sadece belli haklara sahip, Doğu Kudüs'te yaşayanlar onlardan da daha alt grup haklara sahip, Batı Şeria'da yaşayanlar çok çok daha alt grup haklara sahip. Böyle tanımlanmış bir yasa var burada yahu! Biz demokratik bir ülkeyiz. Bu bir akıl tutulmasıdır, başka hiçbir şey değildir en hafif tabiriyle. Onun için bizim bunu tartışmaya bile mahal yoktur burada. Bugün İsrail apartheid bir zulüm devletidir; net bir şekilde, ayrımcılığa ve ırkçılığa dayalı bir devlettir. Bunu İnsan Hakları İzleme Örgütü de bizatihi İsrail'in içerisindeki B'Tselem insan hakları kuruluşu da tescil etmiştir, tayin etmiştir, açıklamıştır. Dolayısıyla, hani burada konuştuğumuz şeylere de dikkat edeceğiz hepimiz.

Ben teşekkür ediyorum. Sözlerimize devam edelim. Lütfen bir polemiğe tekrardan...