BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Çok Değerli Özden Hocam, çok teşekkür ederiz. Esasen, benim Bakanlığım döneminde de sizlerle pek çok projede çalıştık, fikirlerinizden, tecrübenizden istifade ettik. Ben burada -sorular var ama- bir iki hususa temas etmek istiyorum. Hakikaten fidanlıklar çok önemliydi Değerli Hocam. Fidanlıkların üretim kapasitesini artırdık. Yılda 75 milyondu, 400-450 milyona çıkardık. Ağaçlandırmada çok faydası oldu. Hatta hatırlarsanız geçmişte fidanları bir orman işletme müdürü alamazdı şefinden ama biz fidanları vatandaşa dahi dağıtmaya başladık, kamu kurum ve kuruluşlarına, herkese fidan vermeye başladık.

Bir de, ormanlarda karbon tutulumu çok önemli; bunun hesabı... Ben Bakanlığım döneminde hesabını yaptırmak istedim ama gerçekte takribî bir rakam veriliyor. Siz Kahramanmaraş'ta bunu başardınız ama benim şahsi kanaatim, diğer orman bölge müdürlüklerinde de mutlaka karbon tutulumuyla ilgili birtakım çalışmaların hatta tezlerin yapılması çok faydalı. Yani bizim karbon tutulumu, ormanlardaki karbon tutulumunun miktarını tam olarak çıkarmamız gerekir diye düşünüyorum çünkü bizim için çok büyük bir imkân.

Şimdi, ORKÖY'den bahsettiniz Hocam. ORKÖY, gerçekten çok önemli; bunların bütçesinin çok artırılması lazım. Yani ben bu konuda değerli Komisyon üyelerimizden, değerli milletvekillerimizden de talepte bulunuyorum yani önümüzdeki bütçe döneminde ORKÖY'ün bütçesinin çok artması lazım. Esasen ORKÖY, daha önce genel müdürlüktü ama bu ORKÖY Genel Müdürlüğü sadece vatandaşa, birtakım orman köylülerine imkân sağlıyordu, kredi dağıtıyordu ama öbür taraftan Orman İşletme Müdürlüğü ise ağaç kesen orman köylüsünü cezalandırıyordu. Dedik ki, Orman İşletme Müdürlüklerine... Yani bunu Orman Genel Müdürlüğü içinde bir daire başkanlığı olarak aldık, çok da isabetli oldu. Dolayısıyla Orman İşletme Müdürlüğü hem orman köylüsüne destek verir, aynı zamanda ormanları kontrol eder hâle geldi, bunun faydası var.

İkincisi, bu sizin bahsettiğiniz silvikültürel sıklık bakımı çok önemli yani ben Bakanlığım döneminde hep bunun üzerinde durdum ama maalesef bu bakımlar yeteri kadar yapılamıyor yani orman teşkilatının bunu mutlaka hızlandırması lazım. Bazı yerde çok sık ormanlar var yani aynı zamanda bu sıklıktaki bu ince ağaçların kesilerek en azından ekonomide kullanılması ve bu ormanların daha hızlı büyümesinin sağlanması faydalı diye düşünüyorum.

Şimdi, Hocam, sizin şu görüşünüze katılmıyorum: ÇEM, daha önce ÇEM diye bir genel müdürlük yoktu, özellikle Çölleşme ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğünü 2011 yılında kurduk; sebebi şu: Orman Genel Müdürlüğünün çok işi var, arazi yükü çok fazla. Biz burada arazide çalışanlarla özellikle proje, planlama, etüt yapanları gruplara ayırdık. Mesela bunu DSİ'de de yaptık; DSİ, yatırımcı kurum yani yatırım yapmaktan başını kaldıramıyor, araştırma yapılamıyor. Bunun için DSİ'yi yatırımcı, Su Yönetimi Genel Müdürlüğünü ise bir planlayıcı, bir araştırmacı kurum olarak planladık; doğrusu budur Hocam. Bu, benim aşağı yukarı on beş yirmi yıllık bir tecrübenin neticesinde alınmış isabetli bir karardır, bunu özellikle vurgulamak istiyorum, sebebi bu. Çünkü Ankara'da onların bölge müdürlükleri vesaire, taşra teşkilatı yok ama Ankara'da sürekli çalışma yapıyor ve yaptığı çalışmalar da gerçekten hem ORKÖY'ün hem ÇEM'in hem de Su Yönetimi Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmalar büyük bir farkındalık meydana getirdi diye düşünüyorum.

Bu araştırma ve enstitülerle ilgili, araştırma enstitüleriyle ilgili söylemek istiyorum: Hakikaten bunun verimli çalışmasıyla ilgili epeyce bir çalışma yaptık ama bu enstitülerin biraz daha verimli bir şekilde çalıştırılması gerekir. Rotasyonla alakası yok Hocam, rotasyon şu bakımdan yapıldı: Rotasyon; yıllarca orada araştırma merkezine kapağı atmış eleman, neticede bir araştırma yapmamış, onların en azından yeni elemanlarla takviye edilmesi gibi bir çalışma başlattık.

Bir de şunu yaptık: Türkiye'de ilk defa biz Bakanlık döneminde ihtisas heyetleri, ihtisas grupları, ihtisas takımları oluşturduk; bu çok faydalı, herkes her şeyi bilemez. Dolayısıyla Orman teşkilatında yangınla mücadele eden ihtisas grubu ayrı, diğer fidanlıkla ilgili, diğer sizin dediğiniz pek çok alandaki sıklık, bakım veya ormanların bakımı, kontrolü veya özellikle tıbbi aromatik bitkiler, her konu değişik, bunların çalışma gruplarını oluşturduk. Çalışma grupları Orman Genel Müdürlüğü içinde, Bakanlık içinde, Bakanlıklar arasında ve üniversiteleri de kapsayarak daha da genişleyen bir grup kurduk. Yani bir mühendis, orman mühendisi geldiği zaman tayin olduğu anda hani grupta çalışmak istiyorsa onu seçiyor ve o konuda ihtisas sahibi oluyor. Bunu Türkiye'de ilk defa başlatmıştık, bunun devam edeceğini umuyorum yani inşallah devam eder çünkü bazen bakan değişince bazı şeyler de değişiyor.

Şimdi, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü arasında bir çatışma var, bunun mutlaka ele alınması gerekiyor. Bununla ilgili ben mücadele ettim ama tabii bazen bakanlıklarla problem çözmek mümkün olmuyor, herkes Genel Müdürlüğünü muhafaza etmek istiyor. Benim şahsi kanaatim bunların mutlaka Doğa Koruma ve Milli Parklar bünyesine geçmesi.

Uzman ihtiyacı var, doğru. Sizlerden ve üniversitelerden de şunu istiyoruz: Özellikle birtakım tezlerin mutlaka ülkenin ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanması gerekir yani bunu da özellikle... Çok sayıda orman fakültelerimiz var, sizler de bu konuda bir girişimde bulunursanız... Orman fakültelerinin tezleri verilirken uygun şekilde planlanması gerektiği kanaatindeyim. Bu planlama yapılmıyor; hocanın ve öğrencinin talebi doğrultusunda bir tez hazırlanıyor ki yüksek lisans ve doktora tezlerinin, bunun da planlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.

Ben Bakanlığım döneminde bütün bölge müdürlüklerine o bölgedeki üniversiteyle ortak çalışmalar yapması talimatını vermiştim ama bunun daha da artması gerektiği kanaatindeyim. Nitekim sizin hazırladığınız projeler gerçekten çok faydalı oldu.

Teşekkür ediyorum.

Şimdi, özellikle arkadaşlarımızın talepleri var, Manisa Milletvekilimizin bir soru talebi vardı.