| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Vedat Demiröz ve 79 Milletvekilinin; Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/3622) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 26 .05.2021 |
EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Bakan Yardımcılarımız, değerli teklif sahibi milletvekillerimiz, değerli Komisyon üyelerimiz, değerli basın mensuplarımız ve kamudan gelen değerli arkadaşlarımız; öncelikle hepinizi saygıyla hürmetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, şimdi, getirilen teklif -teklifi getiren, düzenleyen arkadaşlarımıza da teşekkür ediyorum bu arada- Covid-19 salgınının ülke ekonomisinin etkilerini azaltmak, istihdamı ve üretimi korumak ve vatandaşların salgından en az şekilde etkilenmesini sağlamak için alınan önlemlerle ilgili. Genel gerekçede uzun uzun bu şekilde yazılıyor. Ancak baktığımız zaman, hakikaten 2003 yılından beri yani AKP iktidarının başa gelmesinden bu yana Türkiye Büyük Millet Meclisinde 9 yapılandırma yapıldığını görüyoruz. Sonuçlarına geleceğim. Acaba ülkenin yönetim sistemi ve vergi sistemimiz düzgün olsaydı bu yapılandırmalara bu kadar ihtiyaç duyulur muydu, her bir yapılandırmadan sonra tekrar yapılandırma çıkarmak gerekir miydi, onu da bir analiz etmek gerekiyor gerçekten. Şimdi, vergi sistemi dediğimiz zaman, vergiyi niçin topluyor devlet? Kamu hizmetlerini finanse etmek için Çünkü devletin en önemli kaynağı nedir? Vergi gelirleridir ve aynı zamanda, bir vergi sistemi ne yapar? Servet dağılımındaki adaletsizliklerin azaltılması adına da çok önemli bir mekanizmadır. Şimdi, ekonomik istikrarın sağlanması açısından da vergisel tedbirleri kullanır yönetimler ve ülkeyi yönetenler tarafından iktisadi büyümenin nasıl sağlanacağı da vergisel düzenlemelerle belirlenmektedir yani araçlardan bir tanesi ve önemli bir tanesidir vergi düzenlemeleri. İşte, tasarrufu teşvik edecek şekilde mi düzenlenecek, teknolojik birikimi mi teşvik edecek vergi düzenlemeleri? Öyle değil mi Sayın Vekilim; nüfus politikaları nüfus politikalarını bile vergi düzenlemeleriyle belirleyebiliyoruz yani bu kadar önemli.
Diğer önemli bir şey de: "Bir vergi sistemi adil, eşitlikçi olmalı ve ödeme gücüyle orantılı olmalıdır." denir yani vergi sistemiyle ilgili ortalama söyleyebileceğimiz şeyler bunlar. Şimdi, peki, Türkiye'deki durum böyle mi diye baktığımızda, örneğin, bugüne kadar yapılan yapılandırmaları ve şu getirilen yapılandırmayı da incelediğimiz zaman, vergi alacağı kaynağından, maaşından kesilen çalışan bir kişi vergi aflarından yararlanamıyor maalesef. Biz, burada -evet, belki yapılması gereken bir düzenleme- bu vergi yapılandırmalarını çıkaracağız ama bir türlü asgari ücretten alınan vergiyi düzenlemiyoruz, sıfırlayamıyoruz. Asgari ücretle çalışan emekçi kesimlerin, ücretli kesimlerin üzerindeki bu yük hâlâ devam ediyor. Mesela, vergisini zamanında ödeyen ile ödemeyen arasında adaletsizlikler de devam ediyor. Diğer konuşmacılarımız da bu konuya çok geniş bir şekilde yer verdiler. Bu adaletsizlikler de sürekli yapılandırma çıkarıldıkça artıyor. Devletin ihtiyacı olan vergiler de bu arada toparlanamıyor, gelir dağılımındaki adaletsizlik de elbette bu süreçte giderek artıyor.
Şimdi, yine mesela gerekçede şöyle bir bölüm var, o şekilde düzenlenmiş zaten teklif: Hazırlanan teklifle 7256 sayılı Kanun'un kapsamından sonraki dönemlerden borcu bulunan vatandaşlar ile 7256 sayılı Kanun'dan yararlanmak üzere başvurduğu hâlde gerekli ödemeleri yapamaması nedeniyle kanunu ihlal etmiş olanları da kapsayacak şekilde kesinleşmiş alacaklar için yeniden yapılandırma düzenlemesi yapılması amaçlanmıştır." diyor. Şimdi sizin dağıttığınız belgelere baktığımız zaman 7256 sayılı Kanun'un, 2 şeyde veriler farklı mı? Oranlar yakın olduğu için, çok uzak olmadığı için. Birisinde mesela tahsilat oranı yüzde 13,30; diğerinde yüzde 14,5 olarak görünüyor.
Şimdi, burada mesela 2011'deki yapılandırmaya baktığımızda tahsilat oranı yüzde 55'ken giderek düşmüş. Yani 2014'te 29,62; 2016,2017,2018'de 21,75'e giderek azalarak ve şu anda hâlâ da devam ediyor ödemeleri, ancak yüzde 13,30'unu tahsil edebilmişiz. Şimdi, bu bana şu soruyu sorduruyor, şuradaki şu cümle: Biz bu kanunu çıkardıktan sonra -30 Hazirana kadar olan borçlarla ilgili yapılandırma- 30 Hazirandan sonraki vatandaşın ödeyemeyeceği vergiler, cezalar, bunlarla ilgili ne zaman yeni bir yapılandırma gelecek Sayın Vekilim? Çünkü bu işin sonu oraya gider, bu işin sonu oraya gider. Biz bugün bu yapılandırmaları burada konuşuruz, anlaşırız, geçiririz belki ama bu işin sonu oraya gider çünkü artık Türkiye'de normal koşullarda vergi toplanamaz hâle gelinmiştir, vergi mükellefleri yeniden yapılandırdıkları borçlarının taksitlerini öderken normal vergi borçları üstüne biniyor, bu sefer bunları ödeyemiyorlar ve böyle bir kısır döngünün içine düşmüş durumdayız. Yani neredeyse vergiyi vergi affı çıkararak tahsil etmek normal, zamanında tahsil etmek ise istisna hâline gelmiştir. Şu andaki içinde bulunduğumuz durum budur. Şimdi, değerli arkadaşlar, bunları da göz önüne alarak bu teklifi değerlendirmemiz gerekiyor.
Şimdi, teklifin içeriğine baktığımız zaman, evet bütün kesinleşmiş, kesinleşmemiş kamu alacakları yeniden yapılandırılıyor, inceleme ve dava aşamasında olanlar kapsamda, matrah ve vergi artırımı getiriliyor, kayıt dışına af getiriliyor, özellikle şirketlerin bilançolarında yer almayan gayrimenkuller ve amortismanlarla ilgili bilançolar gerçeği yansıtacak hâle getirilecek gördüğüm kadarıyla, stok affı getiriliyor, SGK'nin alacakları yeniden yapılandırılıyor, taksit süresi belirleniyor, sicil affı getiriliyor. Şimdi biraz önce dediğim gibi bu yapılandırma sonucunda vatandaşlarımız kendi gelirleri artmayacağı için, çünkü ekonomik önlemler alınmadığı için, yapısal sorunlar çözülmediği için bu borçlarını da yine ödeyemeyecekler.
Bir diğer nokta: Bu kayıt dışına af, stok affı gibi konular, mesela bir de matrah ve vergi artırımı ile stok affının Covid-19 salgınıyla ilgisini ben de açıkçası çok kuramadım, bu konuda da arkadaşlar bilgi verirlerse sevinirim.
Son olarak şunu söylemek istiyorum: Bu teklifle getirilen yapılandırma, evet, şu an zor durumda olan mükellefleri rahatlatacaktır, bu nedenle elbette olumlu bakıyoruz, önerilerimiz olacaktır tabii maddeler üzerinde. Ancak, sonuç olarak yapılandırma usulleri daha kalıcı ve sürekli olan uygulamalar hâline, daha kalıcı, sürekliliği olan uygulanabilir hâle getirilmediği müddetçe bunun tekrarından kurtulamayacağız.
Vergi reformunun acil ve acil olarak getirilmesi, yapılması gerekiyor, ancak ekonomi yönetimi, yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru sarmalında devam ettiği sürece mükellef kazanamayacak, kazandığı da bu bahsettiğim 3'lü sarmal içerisinde eriyecektir elde ettiği gelir ve borçlarını yine ödeyemez hâle gelecektir.
Bunun yanında ücretli olarak çalışanların şu an yaşadığı sıkıntılar, Covid'den dolayı iş yeri kapatılmış olan, hiçbir şekilde gelire ulaşamayan vatandaşlarımızın yoksullaşması. Yoksullaşan vatandaşlarımıza bir şey daha eklemek istiyorum: Bakın, çok önemli, bugün yoksulluk tanımına baktığımız zaman bugüne kadar Türkiye'de yoksul olarak tanımladığımız vatandaşlarımızın içine bugüne kadar yoksulluğu tatmamış, bir şekilde ekmek kapısından geçimini sağlayan küçük işletmeler, esnaflar girmiyordu ama bugün artık onlar da yoksul tanımında. O yüzden ülkemizdeki yoksul sayısı da şiddetle ve hızla artmaktadır, bunu da göz önünde bulundurmak gerekmektedir. O nedenle bu teklif düzenlenirken bizim vereceğimiz önergelerin de lütfen dikkate alınmasını ben buradan talep ediyorum. Hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim.