NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Başkanım, sizin üstünüze konuşulmaz ama iki kelime edeceğim, Ankara'yla ilgili bir şey söyleyeceğim.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Estağfurullah.

Ankara'yla ilgili de Değerli Başkan Vekilimiz bir şeyler söyleyecek.

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Sayın Hocam, ben de teşekkür ederim, çok güzel bir sunum oldu, sağ olun.

"Dereler" deyince söz almak zorunda kaldım. Ankara dereler şehriydi, şu anda hiçbir dere yok. Ankara'nın bütün semtlerine baktığınız zaman derelerin adlarıyla karşı karşıya kalırsınız. Dikmen Deresi, Bülbül Deresi...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Ankara Deresi.

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - ....Kirazlı Dere, Çubuk Çayı, Seyranbağları'ndan geçen dereler, aklınıza neresi geliyorsa bütün Ankara derelerle kaplıydı, şu an hiçbir dere yok, hepsinin üstü kapatıldı. Ünlü Bent Deresi vardı; bent vardı, arkasında, oranın, bendin arsasında suyun olduğu, mesire alanlarının olduğu bir yerdi. Hatip Çayı'nın olduğu yer, İmrahor Vadisi'nin bulunduğu yer -Vekillerimiz, Ankara yaşayanlar bilir- hiçbiri kalmadı.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hatip Çayı'nda büyük felaket olmuştu 1957'de.

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Evet, tabii, doğru, geçmişte olmuştu.

Dolayısıyla, aslında, Ankara'daki derelerden bir tanesinin açılmasını bekliyoruz Büyükşehir Belediyesinden, onu da ilettik, en uygun yerin de İncesu Deresi olduğunu görüyoruz. İnşallah, İncesu Deresi'nin üstü açılarak Kolej'e doğru bir mesire alanına getirilir veya da Bent Deresi'nin bulunduğu alan tekrar eski hâline getirilerek güzel bir şey olur.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Öyle bir çalışma yapılıyor yalnız, başlamıştı.

NEVZAT CEYLAN (Ankara) - Dolayısıyla, Ankara'nın dereler şehri olduğunu ben hatırlatmak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.