| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi (2/3622) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 27 .05.2021 |
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, sonra bir dakikalık bir ekleme yapabilir miyim?
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Lütfen ama Sibel Hanım...
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - İsmim geçti, atıf yapıldı. Lütfen...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bakın, bu noktadan sonra biraz hakkın istismarına girer
SİBEL ÖZDEMİR (İstanbul) - İsmim geçtiği için bir ekleme, bir düzeltme yapmak istiyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Daha sonra...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Dışarıda halledelim, dışarıda.
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Şimdi, doğrusunu isterseniz yani bu önerinin daha kapsamlı ele alınması gereken bir öneri olduğu kanaatindeyim. Genel olarak üniversitelerle ilgili olarak iktidarın sahip olduğu anlayışın ele alınması gerekir diye düşünüyorum. Yani bakın, çeşitli vesilelerle YÖK Başkanıyla özellikle Millî Eğitim Bakanlığı bütçesinde yaptığımız görüşmelerde kendisinin de zaman zaman kabul ettiği müthiş bir merkezîleşmiş bir yapıdan söz ediyoruz. Yani şimdi, burada da öneride gözüken şey şu: "Yükseköğretim Kurumu tarafından danışman atanır." Yani bu, esasında anlamlı bir cümle değil. Bir kere atanacak olan kişi, muhtemelen profesör dahi olsa yeni doktora yapan bir kişiye göre o konuyla ilgili olarak daha fazla bilgi sahibi değildir. Yani en azından yeni bilgilerle donanmış birisinden bahsediyoruz veya o sürecin içindeki birisinden söz ediyoruz ve bu yani bir tür gözetim ve denetim gibi bir şey. Ama değerli arkadaşlar, üniversite böyle bir yer değildir ki, böyle bir yer olmamalıdır yani üniversitede alabildiğine bir özgürlük ortamının sağlanmış olması lazım ki üniversitelerde gerçekten bilim yapılabilsin.
Bakın, ben size söyleyeyim, ben emekli olalı beş-altı sene oldu galiba ama şunu söyleyebilirim şu anda üniversitelerde çalışan arkadaşlarımdan edindiğim bilgiler, "Üniversite kalmadı." diyorlar yani "Üniversite kalmadı." derken ifade etmek istedikleri o özgürlük ortamının kalmadığı anlamında. Asistan alırken dahi neredeyse YÖK'ün belirlediği kriterleri...
Arkadaşlar, böyle bir şey olamaz zaten, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelmeden önce, 2000'li yıllarda gelince iktidara, "YÖK'ü kaldıracağım." diye gelmişti. YÖK sistem olarak yanlış bir sistemdir, böyle bir sistem olamaz. Yani 80 küsur ildeki bütün üniversiteleri siz Ankara'dan bürokrat bir çerçevede yönetmeye kalkıyorsunuz, olmaz arkadaşlar böyle bir şey yani bilimin tabiatına aykırı bir şeyden söz ediyoruz. Dolayısıyla da yani ben bu önerinin yani iyi niyetle konmuş olduğundan hiç şüphem yok tabii ki ama üniversitelerin geleceği düşünüldüğünde iktidarın var olan anlayışının ele alınıp tartışılabilmesi lazımgelir diye düşünüyorum; ben de bu kadar açıklama yapıyorum.