KOMİSYON KONUŞMASI

RAFET ZEYBEK (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli Komisyon üyesi arkadaşlarım, değerli katılımcılar; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, getirilen teklifin birkaç maddesi dışında bizim de olumlu gördüğümüz maddeler var ancak ben özellikle 2'nci maddenin uygulamada çok sorun yaratacağını düşünüyorum, onu 2'nci madde de konuşacağım.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Türkiye'nin bir yargı sorunu var, daha doğrusu sorunlu bir yargısı var. Bunu gidermeden iyi niyetle buna benzer ne kadar kanun getirsek de çıkarsak da kanunlaştırsak da yargıya olan güven ve adaletin dağıtılmasındaki zorlukları kesinlikle aşamayacağız, aşılmıyor zaten. Şimdiye kadar çok yaptık, hâlâ yapıyoruz ama yargının sorunu hiç değişmeden aynı şekilde devam ediyor.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, özellikle 2010 Anayasa değişikliğinden sonra yargıya güven hızla düştü. Bakın, önceleri yüzde 70'lerdeydi ki Sayın Adalet Bakanımız Gül de 2014'de, AK PARTİ Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde "Önceden yüzde 70'ti yargıya güven, şimdi yüzde 20'lerin altına indi." demişti. Evet, ben de diyorum ki: Önceleri yüzde 70 olan yargıya güven, şimdi yüzde 20'lere inmiştir. Bu güveni arttırmadan bu ülkede biz adalet dağıtamayız. Bu güveni arttırmanın ya da hukuk devleti olmanın vazgeçilmezi neydi? Bağımsız ve tarafsız yargı. Bağımsız ve tarafsız yargıyı sağlamanın temel koşulu da Hâkimler ve Savcılar Kurulunun bağımsız ve tarafsız olmasıydı çünkü bütün hâkim ve savcıların ataması, özlük hakları oradan geçiyor.

Şimdi, bunun için öncelikle Anayasa değişikliğine ihtiyaç var ama yasal değişiklikler de gerekiyor. Dördüncü yargı reform paketinin yakın zamanlarda geleceği söylendi, bu yargı paketinin içerisine -bu kanunda- özellikle Hâkimler ve Savcılar Kanunu'yla ve Anayasa değişikliğiyle ilgili düzenlemelerin getirilmesini gerçekten çok önemsiyorum. Biz bu ülkede adaletsizliğe daha fazla tahammül edemeyeceğiz, bu millet bağımsız yargıya özlemini daha fazla saklayamayacak. Evet, biz bir an önce yargımızı bağımsız ve tarafsız hâle getirmeliyiz.

Bakınız, 1982 yılında ben hukuk fakültesine başladım, gerçi yargıya güven o zaman da biraz düşüktü ama 80 öncesinde yüzde 80'ler seviyesindeydi -bu normal bir şey, olur; keşke yüzde 90-95 olsa belki yüzde 100'ü yakalamak mümkün değil ama- 12 Eylül askerî darbesinden sonra düşmeye başladı, yüzde 70'lere düştü, şimdi yüzde 20'lere düşüyorsa bu ülkede çok ciddi ve ağır bir yargı sorunu var demektir. Bunu biz hep birlikte aşamazsak, bunu başaramazsak inanın, tarih bizi sorgulayacaktır yani bugün Türkiye'de yargıya güven bu düzeylerdeyse bunda yasama Meclisi üyeleri olarak hepimizin sorumluluğu vardır. Bu bilinçte öncelikle "Evet, yargının sorunları var." gerçeğini kabul ederek -edebilmeliyiz artık çünkü buna bu milletin de bu ülkenin de daha fazla tahammülü kalmamıştır- bunu fark edip buna göre çözüm getiremezsek şu getirdiğimiz yasalarla ne cezaevlerinin sorununu çözebiliriz ne yargının sorunu çözebiliriz ne de bu ülkede milletimizin istediği adaleti dağıtabiliriz.

Değerli arkadaşlarım, nasıl kalkınmış ülkelerde demokrasi ve hukuk devleti vazgeçilmezse bağımsız yargıda da Hâkimler ve Savcılar Kurulu bir vazgeçilmezdir. Bunun atamaları geçen hafta belki bir ittifakla yapıldı ama yine kanundan kaynaklı, Anayasa'dan kaynaklı sorunlarla hâlâ karşı karşıyayız yani o uzlaşı yargının sorunlarını kesinlikle çözmedi, Hâkimler ve Savcılar Kurulunu bağımsız hâle getirmedi. Artık bu görülmelidir, buna göre tedbirler alınmalıdır, yoksa biz gerek bu Komisyonda gerek Genel Kurulda bu tartışmaları hep yaşayacağız, adaletsizliğe hepimiz şahit olacağız. Bunun için açıkçası Sayın Başkanı da çok zorlamak istemiyorum, uzun konuşacağım dedim ama çok uzun konuşmayacağım, belki maddelerde de konuşacağım, bunu bu şekilde ifade etmek istiyorum.

Teşekkürlerimi sunuyorum.