ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Vallahi isterdik ki bu lafı hiç açmış olmasaydınız yani hiç bu lafı etmiş olmasaydınız

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Niye ya?

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şöyle, anlatıyorum "Niye ya!" değil, anlatıyorum.

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Sayın Başkanım, konumuz bu değil ki ya, gündemimize dönelim, gündemimize dönelim ya.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Siz dediniz ki "İfade özgürlüğü yok."

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - İfade özgürlüğünü kısıtlamıyorum...

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Şimdi, tabii, 6'ncı madde çocuklar bakımından bir düzenleme getirdiği için, çocuğun korunması anlamında orada bir irtibat kurdu ve bir açıklama yaptı. Yani çocukların mağduriyeti açısından ve ailenin korunması açısından baktığı bir husus var, o nedenle yani gündeme getirilmesi çok normal ve doğaldır yani.

Buyurun.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Ya, keşke çocukları koruyan bir şeyi gündeme getirseydi tam tersine, aksine ...

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - İşte bu niyetle söylüyor yani babası cezaevinde, anne ve çocuklar dışarıda ve bu çocuklar babaları cezaevindeyken büyüyorlar ve babasız büyüyorlar. Burada bir aile kurulmuş, Medeni Kanun'a göre bir evlilik birliği...

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şimdi, bakın, ben sözüme devam edebilir miyim? Tecavüze dayalı bir aile kurumunu mu savunuyoruz?

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Hiç kimse savunmuyor onu, hiç kimse savunmuyor.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Tecavüz değil bu, Abdullah Bey'in bahsettiği tecavüz değil.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Tecavüzdür, çocuğun rızası yoksa tecavüzdür. 15 yaş altı çocuk, 18 yaş altı çocuk rıza tartışması mı yapıyorsunuz?

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Hayır, Abdullah Bey'in bahsettiği konu farklı.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Züleyha Hanım, bizim beyanlarımızı siz kendi düşünce dünyanızın içinde eriterek bizi itham ediyorsanız biz de sizi farklı itham ederiz, böyle yapmayın.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Yaptığınız şeyi söylüyoruz.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Benim buradaki somut açıkladığım net şu: Burada çocuğu konuşuyoruz, aileyi konuşuyoruz, babanın, annenin gözetim borcundan bahsediyoruz ve ilgisinden bahsediyoruz. Bu kapsam içerisinde olan aileler var, sayısı da belli. Biz burada tecavüzü ve istismarı en yüksek sesle reddeden, bunun kanun düzenlemesi teklifini getiren bir partiyiz, bir grubuz. Bu aile yönünü de sadece bu kapsam içerisinde daraltılmış, sayı belli, ölçü belli -demin de rakamlar verdim- bunları da konuşmakta fayda var diyoruz. Siz de fikrinizi söylersiniz, buradan tutup tecavüzden, bilmem neyden farklı yerlere getirirseniz başka bir niyetiniz olduğunu söylerim, o yüzden de sınırlarınızı lütfen iyi koruyun.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Evet, teşekkür ederiz.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şimdi, bakın, söylediğiniz şeyi farklı şekillerde söylemek olayın somut durumunu değiştirmiyor.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - O size göre farklı, bu kanun belli.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Tamam ben de konuşuyorum, siz konuşurken ben sustum, dinledim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Aile diyorum, çocuk diyorum.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Şimdi, bir çocuğa yönelik tecavüz meselesi sonradan evlendi diye tecavüzü normalleştirmez, meşrulaştırmaz. 15 yaş altı bir çocuk açısından rıza tartışması yapılamıyorsa her koşulda aslında çocuğa yönelik bu cinsel istismar suçu varsa, rıza tartışması yapılamıyorsa sonrasında evlenmiş olması rızanın varlığını -burada bir rıza var- gönüllü bir evlilik gibi bir tartışmayı hiçbir şekilde açamaz. Yani biz şu Türkiye gerçeklerini sanki bilmiyoruz. Türkiye'de birçok kız çocuğu maalesef zorla evlendirildiği için ya da tecavüze uğradığı için, artık bu saatte kendisi erkek egemen yapıdan kaynaklı olarak, toplumda kadın dışlandığı için, o çocuk dışlandığı için bundan sonra başka biriyle evlenme, sevgili olma ihtimali ortadan kalktığı için rızası da gönlü de olmadığı hâlde bu tecavüzcülerle evlendirilmek durumunda kalıyorlar. Zaten tecavüzün gerçekleşmesinin asıl nedeni de bu. Erkekler şöyle bakıyor: Eğer ben -eskiden yumuşatılıp kız kaçırma denirdi hatırlarsanız- rızası olmasa da kaçırırsam, ondan sonra tecavüz de edersem zaten o noktadan sonra...

MUHAMMED FATİH TOPRAK (Adıyaman) - Tüm erkekleri şey yapmayın, erkekler...

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Bir saniye, bir saniye, konuşuyorum.

Tırnak içinde, "Namus kirlendi, dolayısıyla da artık ailesine dönemez, bundan dolayı benimle evlenmek zorunda kalır." diye bu uygulama yapılıyor zaten, bunun yaygın uygulanma nedeni bu zaten: Bir sürü davada biz bunu biliyoruz. Ya, ben kendi en yakın tanıdığım...

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Milattan önce!

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Hayır, hâlen öyle, en yakın tanıdıklarımdan hâlen öyle biliyorum.

SABRİ ÖZTÜRK (Giresun) - Bizim bölgelerimizde öyle bir şey yok yani.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Dolayısıyla da bugün evlenmiş olmaları, bugün kız çocuğunun o kendi iradesinin geçerli olmadığı koşullarda evlenmiş olması tecavüz suçunun olduğunu ortadan kaldırmıyor. Kaldı ki 15 yaş altının yasada zaten rıza tartışması yapılamaz, bir yaş sınırından bahsediyoruz; 15-18 açısından cebir, zorlama vesaire yoksa zaten bir problem olmuyor. Şimdi 15 yaş altını tartışmış oluyorsunuz. Burada da şimdi siz bütün bu yasal düzenlemeleri es geçerek, çocuğun aslında toplumdaki durumunu es geçerek evlenmiş olması, çocuk sahibi olması gibi kriterleri getirdiğinizde ne olacak? Kusura bakmayın ama normalleştirmiş olacaksınız.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Şimdi, böyle bir önerge yok yani şu anda böyle bir önerge verilmiş değil.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - "Belli sayıda" diyorsunuz ya.

BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Burada Abdullah Bey konuşmasında... Şimdi görüştüğümüz madde on yıla kadar ceza almış annelerin, babaları vefat etmiş ya da cezaevindeyse cezasının ertelenmesi söz konusu. Tabii, burada Abdullah Bey şunu ifade etti: Yani burada on yıla kadar ceza alan annelerin çocuklarını düşünüyoruz, çok olumlu bir düzenleme ailenin ve çocuğun korunması anlamında, bir de böyle bir sosyal problem var. Bununla ilgili de bir fikir beyan etmiş olması burada o anlamda önerge verildiği anlamına gelmez, hemen farklı boyutta çekilmesi doğru olmaz.

Siz tamamlayın, buyurun.

ZÜLEYHA GÜLÜM (İstanbul) - Yani eğer bunu bu şekliyle değil de şu an bizim infaz yasasındaki maddeler çerçevesinde bir durum varsa eyvallah, tartışmayalım ama bunun ötesine taşan bir yerden bu tarz geçmişte de tartışılmış olan ve aslında -arkadaşların anlattığı gibi- kadınların yoğun tepkisi üzerine geri çekilmiş olan, kamuoyunun onay vermediği bir mesele burada yeniden bir gündem yapılmak ve bu şekilde bir düzenleme yapılmak isteniyorsa konuşalım. Ha, diyorsanız ki "Yok böyle bir mesele bu toplantı açısından." o zaman ben de tartışmayı kesiyorum; olmamasını tercih ederim zaten.