| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3636) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 5 ayrı kanunda değişiklik yapan, yine bir torba kanunla karşı karşıyayız. Adalet Komisyonu Türkiye Büyük Millet Meclisinin, deyim yerindeyse kanun üretim mutfağı ama tekrar ediyorum, geçen toplantıda da tekrar ettim: Neden sadece AK PARTİ milletvekillerinin kanun teklifleri bu Komisyona geliyor? Üç yıl boyunca Cumhuriyet Halk Partisi, İYİ Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, HDP hiç mi kanun teklifi vermedi ya da verdikleri kanun tekliflerinin hiçbir anlamı ve önemi mi yok? Bu konuda Sayın Komisyon Başkanımız duyarlıdır diye düşünüyorum. Komisyon gündeminde bekleyen kanun tekliflerini bir elerse çok da yararlı kanun tekliflerinin Meclise sevk edilmesi gerektiğini görecektir diyorum.
Şimdi Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nde gerçekten güzel maddeler var, iyi niyetle yapılan çalışma var. Bürokrasi hazırlamış, göndermiş. Ama bakın, bürokrasi sadece ve sadece kendi gözlüğüyle, askerse asker gözlüğü ve mantığıyla olaylara bakıyor. Ama hukuk böyle bir şey değil. Özellikle eşitlik, Anayasa'ya uygunluk denetimi veya hümanizma, bunlarda çok farklı gözlerin birlikte değerlendirip birlikte kanun yapmaları gerekiyor. Elimizdeki kanun teklifinde sadece askerî hiyerarşi tarafından hazırlanmış, astı hiç düşünmeyen, sözleşmeli erleri, uzman çavuşları hiç hesaba katmayan hükümler var.
Maddelerde ayrı ayrı tartışacağız ama Millî Savunma Bakanı siyasi bir kişi, artık milletvekili bile değil. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde herkes Millî Savunma Bakanı olarak atanabilir, o bir izin makamı olacak yargılanma için, subjektif değerlendirmelere çok açık hükümler verilebilecek. Bu siyasi iktidar bugün böyle kalmayacak, yarın Cumhuriyet Halk Partisi iktidara geldiğinde de aynı şeyler geçerli. O yüzden, yine, burada parantez içinde söylüyorum: Bir an önce kuvvetler ayrılığının güçlendirildiği parlamenter demokratik sisteme dönmemiz gerekiyor.
Bu kanun teklifinin içinde antidemokratik birçok hüküm var. Evet, askerliğin temeli disiplindir, şaşmaz bir disiplinin olması gerekiyor ama disiplin olması gerektiği kadar huzur da olması gerekiyor. Kanunun bazı maddeleri ast-üst arasındaki huzuru bozacak nitelikte. Bir astın üste yaptığı her türlü saygısızlık veya suç elbette ki disiplin cezasıyla cezalandırılacak ve gereği yapılacak ama üst tarafından asta yapılan haksızlıklar, hakaretler veya işlenen suçları ne yapacağız? Hiç hüküm yok. Bunun dışında -ilerleyen maddelerde ayrı ayrı da konuşuruz- değerli arkadaşlar, 3'üncü maddeyle ilgili belki saatlerce konuşuruz, belki böyle geçirirsiniz ama ben size şunu söylüyorum, lütfen kayıtlara geçeceği için dikkatli düşünün: Buradaki, "Aşağıda belirtilen hallerde, asker kişi herkes tarafından geçici olarak yakalanabilir:" hükmü terörle mücadeleyi akamete uğratacaktır, açık ve net söylüyorum. Bunu yaşayıp göreceğiz. Çünkü kim, nerede, ne zaman, ne kadar asker kişiyi tutacak? "Gözünün üzeride kaşı var, suç işleyeceğinden şüphelendim, durdurdum." diyecek asker kişiyi terörist kovalarken veya operasyonda veya başka bir yerde. Bunu kanunlaştıramazsınız. CMK madde 90'a atıf yaparsınız, olur, ona bir şey denmez ama bu şekilde, "Askerleri herkes alsın, hırpalasın, ne yaparsa yapsın." diyorsanız da ben Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olarak buna karşıyım.
Bunun dışında, ciddi hatalar var. Her yerde üstlerle ilgili olarak, subaylarla ilgili olarak hükümlerimiz var ama uzman çavuşlar, sözleşmeli erler yok sayılıyor. Bakın, izin konusu: Yargılamayla ilgili olarak izin verilmesinden bahsettim. Sadece Millî Savunma Bakanına ya da resen de var teklif dışında. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanlarının teklifi ya da resen Millî Savunma Bakanlığının iznine bağlamak bazı soruşturmaları çok uygun değil.
Özellikle hükümlerde Jandarma Genel Komutanı ve Sahil Güvenlik Komutanı buralarda yok. Bunlar İçişleri Bakanlığına bağlandığı için, tabii, bazı kanunlarda atıf yapılıyor ama yine, burada göz ardı edilmiş. Vekillerimin de bahsettiği gibi, madde 7'de hükmün açıklamasının ertelenmesi konusunda çok CMK'yle ayrılıyor. Burada bir yıla indiriliyor HAGB'den dolayı görevden ayrılma. Hem ordudan atılacak hem de Türk Silahlı Kuvvetlerinde memur dahi olamayacak, muhtemelen başka memurlukları da olamayacak. Bunun iyi değerlendirilmesi gerekiyor.
Bunun dışında, maddelerin yazımında, dediğim gibi, sadece, tek taraflı olarak yazılmış. Üstler korunmuş kollanmış ama uzman çavuşlar, sözleşmeli erler, erat hiç nazara alınmamış.
Kanunun bazı eksikleri var, bu eksikler de özellikle şöyle: Yurt dışında mücadele eden askerlerimiz var. Kuzey Irak'ta, Suriye'de, belki Libya'da, Azerbaycan'da, Afganistan'da, Katar'da, birçok yerde; orada asker kişilerin uğradıkları haksızlıklarda dava açmak istedikleri zaman eğer orada konsolos yoksa ne yapacaksınız? Bu konuda burada belki kıta komutanına bir konsolosluk gibi vekâletname çıkartma yetkisi verilebilir, bu bir eksiklik çünkü. Bizim orada cezaları ve itiraz yollarını düzenlerken bunu da belki düşünmemiz gerekiyor.
Yurt dışında işlenen suçlar ve takibinde...
(Uğultular)
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Takip ediyor musunuz efendim?
BAŞKAN YILMAZ TUNÇ - Tabii, takip ediyorum.
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Takip etmeyenler var da.
Yurt dışında askerî birliklerimiz var. Bakın, arkadaşlar, Kıbrıs'ta askerî mahkememiz vardı ve Kıbrıs Askerî Mahkemesi yargı çevresi açısından Mersin'e bağlıydı, 60 kilometre mesafede. Şimdi, Kıbrıs'ta, Suriye'de, Kuzey Irak'ta sınırda da iller var, ilçeler var ama orada yaşanan her suçu da Ankara'yla yetkili yapmak acaba doğru mu? Bunu da düşünmek gerekiyor.
Ama kanunun en önemli maddesi -yani birçok maddede belki itiraz edeceğiz, bunları tek tek maddelerde görüşeceğiz- disiplin cezalarının bir kısmının yargı denetiminden çıkartılması; Anayasa 125'e aykırı, Anayasa 10'a aykırı. Bakın, 6413 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Disiplin Kanunu var. 18 disiplin puanı alan -asker kişiler burada, daha iyi bilir, hatam varsa düzeltsinler- kişi general de olsa sanıyorum ordudan ihraç ediliyor. Selam vermedi, 1 puan, yarım puan; ayakkabısı boyasız, 2 puan; bilmem ne yaptı, 3 puan; üç gün içinde bir uzmanı, bir sözleşmeli, belki de rütbeli bir subayı ordudan disiplinsizlik nedeniyle atabilirsiniz. Ha, diyebilirsiniz ki ordudan atılması yargı denetimine tabi ama 18 puanı alana kadar yargı denetimine tabi olmamış, 18 puanı alan kademelerde yargı denetimi yok, ondan sonra zaten o 18 puan nedeniyle ihraç gerektiği için bu sefer yargı denetimine tabi olmayacak. Bu, orduda mobbingi artırır; bu, orduda sübjektifliği artırır; bu, orduda isteyen üst astını istifaya zorlar ya da istifa ettirmezse de ordudan attırır.
Ha, başka bir durum da var: Pilotlarımız ya da dışarıdan okuyarak, eğitim alarak ordu adına okuyanlar ve belirli -özellikle pilotlar için söylüyorum- sürede görev yapması gereken subaylar kendini attırmak için -18 sicil puanını alır ve ordudan bu şekilde kendini ihraç da ettirebilir, ona yapılan masraf da boşa gider.
Kanun yapmak ciddi iştir. Kanunu yaparken de tek taraflı bakılmaz. Tabii ki bir emek var ama bu emekte hatalar, eksiklikler ve Anayasa'ya aykırılıklar var. Ben teklif sahiplerinin ve onlara destek olan bürokratların Komisyonumuzda bunları düzeltmelerini, Genel Kurula bırakmamalarını rica ediyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkan.