| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/3636) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 4 |
| Tarih | : | 02 .06.2021 |
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Komisyonumuzu saygıyla selamlıyorum.
Memleket Partisi kurucusu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinde kendim ve partim adına ilk konuşmamı yapıyorum, vatana millete hayırlı olsun diyorum.
Şimdi, aslında teklifi görünce üzüldüm, Silahlı Kuvvetler adına üzüldüm. Bu teklifin ruhunu iki cümleyle şöyle özetleyebilirim: 1) Türk Silahlı Kuvvetlerinde ciddi bir disiplin zafiyeti vardır. 2) Türk Silahlı Kuvvetlerinde OHAL ilan edilmektedir. Yani bu teklifin ruhu bana göre bu iki cümleyle özetlenebilir. Hani, bir söz vardır ya, nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde, maalesef, kötek safhasına geçilmiş durumda bu kanunla. Diğer bir benzetme: Biz sabah sporlarında Menteş'teyken koşudan sonra soğuk suya sokarlardı komutanlar, "şoklama" derlerdi. Bu kanun da bir şoklama, Türk Silahlı Kuvvetlerini bir şoklama. Yani ciddi bir isyan var, anladığım kadarıyla, komutanlardan gelen bir isyan var, ciddi bir disiplin zafiyeti var ve böyle bir kanuna ihtiyaç duyulmuş.
Maddelere kısaca bakacak olursak, 3'üncü madde zaten söylendi, herkes suç işleyen askeri yakalayabilir. Suç kanaati nasıl oluşacak? O kumpas davaları zamanında, kolluk kuvveti olmasına rağmen benim birliğe geldiler, birlikten "terörist" olarak bizi almaya kalktılar. Terlikli, sakallı, FETÖ'cü bir polisti. "İmzalamıyorum." dedim -onu da kitabımıza koyduk- gönderdik. Yani öyle bir durumda bile kolluğun yaptığı böyle işlemler varken Türkiye'de, herkesin böyle bir yetkiye kavuşturulacak olması ciddi zarar oluşturacaktır. Suç kanaati nasıl oluşacak? Gözetim altında tutma yetkisi, gün sınırı var mı burada? Yani yakaladı, ücra bir bölge, cumhuriyet savcısına haber veremedi, ne kadar tutacak? Nerede tutacak? Bunlar hep belirsiz. Tavuk kümesinde mi tutacak? Yani yakaladı orada, ne yapacak?
5'inci maddede, asker kişilerin soruşturulması izne tabi. Şimdi, binbaşı üsteğmeni ele alalım, uzmana da düşmeyelim. Yani hani "düşmeyelim" derken, rütbe olarak düşmeyelim ve sözleşmeli ere. Onun bir mobbing yaptığını düşünelim. Burada üsteğmen tugay komutanından izin almak zorunda. Tugay komutanı vermez, ben açıkça söyleyeyim. Yani burada, açıkların kapatılması gibi bir anlayışla harekete geçilmiş; vermeyecektir o.
7'nci maddede hükmün açıklanmasının geriye bırakılması sırf askerî suçlar bakımından altı aya indiriliyor, bunu da uygun bulmuyoruz.
13'üncü maddede, subay, astsubaylar önceden iki yıl ceza alırsa ilişikleri kesiliyordu, şimdi bir yıla düşürülüyor. Yani meslekten atılma kolaylaştırılıyor burada, bu da zarar yaratabilir. Ayrıca, ayrılmaya istekli olanlar da bunu kullanabilir. Yani basit bir suç işleyerek kendisini ordudan attırmak isteyen de çok subay, astsubay var.
ORHAN KIRCALI (Samsun) - Mevcutta da aynı ama değil mi?
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Şu an iki yıl, bire düşüyor burada subay, astsubaylar bakımından. Zaten uzman çavuşlarımız için bir ay, o tam fecaat, o da en azından bir yıla çıkmalı.
MİLLÎ SAVUNMA BAKAN YARDIMCISI ŞUAY ALPAY - Artıyor mu, eksiliyor mu Sayın Vekilim?
MEHMET ALİ ÇELEBİ (İzmir) - Eksiliyor burada, kötü bir şey yani. Yani basit bir suç işleyerek, kafasına koyan bir insan... Ben size hatta cezaevinden örnek vereyim: Biz sürekli kalıyorduk orada -dört yıla yakın kaldık- sürekli gelen giden oluyor. Kilo alıyor yani sağlığını riske atarak ordudan kendini attırmaya çalışanları gördük, bunları haydi haydi yaparlar. Yani sağlığını riske atarak ordudan kendini attırmaya çalışan bir insan var, burada basit bir suç işler, bir seneyi geçer, attırır. O zaman da Silahlı Kuvvetlerin verdiği emeği -maddi, manevi- ne yapacağız? Yani milletin vergilerine de yazık burada. Ha, pilotlar açısından bazı önlemler alındı, dışarıda pilotluk yapamıyor. O tamam, o kapanmış ama öbür, piyadesi, tankçısı, diğer subaylar, astsubaylar bu konuya yeltenebilir. Bunu göreceğiz hep beraber, böyle geçerse.
Madde 17'de uyarı, kınama ve disiplin cezalarına karşı itiraz etme yargı yolu kapatılıyor. Şimdi, uzman çavuşlarımız burada ciddi sıkıntı yaşayabilirler, uyarı ve kınama cezalarıyla atılma pozisyonuna gelebiliyorlar çünkü. Yani biz uyarı ve kınamayla sözleşmeli erlerimizi, uzman çavuşlarımızı atıyoruz ama atana kadarki süreçleri yargı denetiminin dışında tutuyoruz. Onlar açısından ciddi bir haksızlıktır. Ayrıca, askerî öğrenciler bakımından da burada bağlamışız biz, disiplin cezaları da var çünkü. Ancak, bununla ilgili geçmişte yaşanan çok ciddi bir mağduriyet var. 2008-2014 yılları arasında -biz cezaevindeyken, FETÖ'cülerin yaptığı işler onlar- 3 bin askerî öğrenci disiplin notları düşürülerek sahte sağlık raporlarıyla atıldı. Onların mağduriyetleri gün gibi ortada dururken biz şimdi diyoruz ki: "Disiplin cezası verilebilir, düşürülebilir, bunu yargı denetimine tabi tutmayalım." Yani ortada bir mağduriyet var yaşanmış, 3 bin kişi, hakları da verilmemiş; bunun önünü tamamıyla açıyoruz, bu da ciddi bir sıkıntı.
Özet olarak, burada, yapısal sorunlar nedeniyle Türk Silahlı Kuvvetlerinin disiplininin alarm vermesi söz konusu. Kanun, Türk Silahlı Kuvvetlerinde OHAL ilanı. Amiri yetkiyi kötüye kullanacak kadar fazlasıyla güçlü kılma var burada. Mobbinge bir yasal altyapı -yani "Yapmazlar." diyorsunuz ama yapılır; askerî sistem, oralardan geliyoruz, biliyoruz- meslekten atılmanın kolaylaştırılması var.
Şimdi, bu zafiyeti aslında tek bir nedene bağlamak yanlış. Yani "Sopayla bu işi çözerim." mantığı var burada, kötek mantığı var. Ama bu sorunlar nereden geliyor? Evet, Türk Silahlı Kuvvetlerinde şu an disiplin zafiyeti var mı? Var, bunu da kabul edelim, hani hiç yokmuş gibi de davranmayalım ama bunlar nereden geliyor, ona odaklanalım.
Şimdi, bakın, 2002'den beri bu ordu neler yaşadı, bir özetleyeyim ben size. 2004'te çuval geçirildi, ordunun onuruyla oynandı, ses çıkmadı. 2007'de kumpas davalar başladı -tutuklanan ilk muvazzaf bendim- ordunun en seçkin subayları biçildi. Yani o subaylar bugün yönetimde olsa zaten bunları yaşamazdık, onun için anlatıyorum. O sırada FETÖ'cü kumpasçılar general yapıldı. 26'ncı Genelkurmay Başkanı terörist sanık olurken, terörist Şemdin Sakık tanık oldu. Yani aslında disiplini bunlar da zafiyete uğratıyor. Şimdi, kumpaslarda mağdur olanlara hakları verilmedi; Ali Tatarlar, Cem Çakmaklar, onları her zaman söylüyoruz. Kozmik odaya girildi, askerî casusluk yapıldı. 3 bin Harbiyeliyi söyledim. Yani büyük çoğunluğu size ait olmak üzere, bu hataların bedeli olarak 15 Temmuz darbe girişimini yaşadık ve Millî Savunma Bakanlığı yeni açıkladı, 25 bin kişi FETÖ sebebiyle atılmış. Tamam da bunlar nasıl sızmış buraya? Bugün disiplin bu durumdaysa, 25 bin kişi atıldı, çok hızlı bir şekilde subay yetiştirme, astsubay yetiştirme ihtiyacımız doğdu; bunlar da hızlı geldiği için, belli bir eğitim safhasından geçmediği için... Biz askerî lisede dört yıl, harp okulunda dört yıl, sekiz yıl; bir yıl sınıf okul, dokuz yıl. Ben dokuz yıl alıyorum, öbürü bir senede subay yetişiyor; o subay disipline olmaz. Yani yapısal sorunların nereye getirdiğini anlatıyorum.
Sonra, 15 Temmuz geçti, uçurumun kenarından döndük orada ülke olarak. Genelkurmay ve kuvvetleri ayrı ayrı Millî Savunma Bakanına bağladık. Şimdi, Genelkurmaya ombudsman muamelesi yaparsanız, silsile yoluyla kuvvet komutanı Genelkurmay Başkanını takmaz amiyane tabirle, silsile yoluyla aşağıya iner o.
Askerî mahkemelerin kaldırılması... Onları kaldırdık, şimdi burada il ve ilçelerde ona benzer bir yapı kuruyoruz aslında, uzmanlaşmış sivil mahkeme, dolaylı askerî mahkeme aslında.
"Harp okulları kuvvetlere bağlı kalsın." dedik, yapılmadı. Bu yapılmayınca, başında sivil bir insan harp okulunu yönetirse tabii ki oradan disiplin de zafiyete uğrayacak, yetişme tarzı da değişiyor; bunlar da yanlış. Yani yapısal sorunlar, hep yapısal sorunlar.
Yüksek Askerî Şûra, ilgili ilgisiz sivillerle doldurulmuş. En son 2020 YAŞ'ında en nitelikli 600 albay -bazıları tabii FETÖ şüphesiyle falan ama- geçmiş yıllara nazaran 2-3 kat albay, yaş vasıtasıyla atıldı, daha doğrusu kadrosuzluktan emekli edildi. Bunların arasında çok nitelikli komutanlar vardı. Bunlar, bu birliklerin başında olmazsa disiplin olur mu? Olmaz.
Son, bir önceki kanunla TSK Disiplin Kanunu'nu değiştirdik, oraya da bayağı şerh yazmıştık. O zaman, Genelkurmay Başkanının elinden disiplin soruşturma yapma yetkisini aldık, bir önceki kanunda. Yani sürekli bir tedbir alınmaya çalışılmış ama isyan bitmemiş, olay buraya gelmiş. Genelkurmay yerine bunu Millî Savunma Bakanlığına verdik yani siyasi bir makama verdik. Yani bir general orada disiplinsizlik yapacak, Genelkurmay Başkanına saygısızlık yapacak soruşturma yapamıyor; onu kim takar, kim dinler? Dolayısıyla, bunlar, TSK'deki disiplin sisteminin siyasallaştırılmasına örnekler.
Şimdi, Anayasa'ya aykırı biçimde aynı kanunda erbaş ve erlere verilebilecek olan hizmetten men cezasının disiplin kurulları tarafından verilebilmesi yerine, disiplin amirleri tarafından verilebilmesini sağlamıştık bir önceki kanunda. Aslında oradan sinyalleri almıştık yani "Erbaş ve erlere disiplin kurulları değil, disiplin amirleri doğrudan ceza verebilsin." dedik Anayasa'ya aykırı biçimde. Neden yapıldı o? Disiplin zafiyeti vardı; çözmemiş, aşağıda olaylar çözülememiş, buraya gelmişiz. Dolayısıyla, askerî disiplinin zayıflamasında bunların hepsi etken, böyle sopa yöntemleriyle bu işleri çözemeyiz, çözemeyeceğiz de göreceksiniz.
Bu arada, ben, tabii ki bir disiplin adamıyım yani askerî lise olsun, harp okulu olsun 1 puan ceza almadım. Tam bir disiplin adamıyımdır yani pantolonunuz ütüsüz olsa 2 puan, 3 puan ceza alırsınız, dereceye de giremezsiniz zaten. Tabii, kaderde ütüsüz pantolondan dahi ceza almamışken FETÖ'cüler tarafından terör örgütü yöneticisi yapılmak da varmış. Oradan oraya gittik, onlar da çöktü.
Biz disiplin istiyoruz ama "disiplin istiyoruz" diye haksızlık yapacak hâlimiz de yok. Buradan disiplin çıkar ama haksızlık da çıkacak, ayrılmak isteyenler olacak, birbirlerini "Sen suç işliyorsun." diye gözaltına almak isterken bir nöbetçiyle komutan arasında silahlı ciddi olaylar bile yaşanabilir bu yasayla, çok ciddi sıkıntılar çıkabilir. Örnek, bakın, askerî cezaevinde -komutanımız da albayımız orada oturuyor- kemale ermiş subaydır aslında albay, teğmen ne yapsa yeridir; teğmen öyledir ama albay olduğu zaman kemale ermiştir değil mi? Biz cezaevindeyken cezaevi müdürü albay, bakın, öyle yetkiler verilmiş ki 80 döneminden kalma şeyler vardı, teklif filan da vardı o dönemde siz de bilirsiniz. Sivil cezaevinde yok, askerî cezaevinde kalmış, 80 döneminden şeyler uygulanıyor. Öyle şeyler yaşadık ki orada bir açıklık bıraktığınız zaman gerçekten kullanılıyor. Bir Atatürk posteri astık hücreye, "Atatürk posterini kaldır." dedi. Neymiş? Sen Atatürk posterini asarsan öbürü de Lenin'i asarmış; şu yoruma bakın. Bu nerede yazıyor, hangi kanunda yazıyor? "Benim dediğimi dinlemezsen senin sıcak suyunu keserim." Kesiyordu. "Havalandırmaya çıkarmam." Çıkarmıyordu. Biz de bu konulara isyan ediyorduk. Yani bunu yaptığınız zaman bu işler gerçekten kötüye kullanılacak ve yine bize gelecek bu meseleler, mağdurlar bize gelecek, biz çözmeye çalışacağız.
Dolayısıyla, Memleket Partisi olarak önerimiz: Öncelikle, bahsettiğim yapısal sorunların çözülmesi, silah arkadaşlığı ruhunun, liyakat anlayışının tesisi yoluyla disiplinin sağlanmasına odaklanılmasıdır diyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.