KOMİSYON KONUŞMASI

FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ediyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Bakanım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Dilimizde güzel bir tabir vardır, böyle sürprizleri ifade etmek için: Düğün değil, bayram değil, eniştem beni niye öptü diye. Bu da aynen ona uyuyor. 7 Nisan tarihi milletvekilliği müracaatlarının Yüksek Seçim Kuruluna verileceği son gün yani yedi gün var milletvekilliği adaylığının resmen tamamlanmasına, pek çok parti bunu daha önce bitirdi ve 7 Haziranda da seçim var. Demek ki bu tasarıyla, bu değişiklik teklifiyle "Gençlerimize güveniyoruz, onların siyaset alanında yer almalarını istiyoruz." lafının hiçbir hukuki ve vicdani karşılığı yoktur. Bu doğrudan iki amaca yönelik bir kanun teklifidir.

Birincisi: PKK görüşmelerinde Kandil'deki birtakım kişilere milletvekilliği yolunu açabilmek amacıyla yapılmak istenen ve yapılırken de sureti haktan görünerek askerlikle ilgili bir madde daha iliştirilen durumdur.

İkincisi ise, "Gençlere hak veriyoruz." diyerek 7 Haziran tarihinde yapılacak seçimlerde genç oylarını manipüle etmek. Genç oylarının manipülesine imkân olmadığını biraz önce ifade ettim, bu seçimde hiçbir genç aday olamayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türk milletinin geleceğinin teminatı olarak görüyoruz gençlerimizi ve onlara elbette biz de güveniyoruz. Gençlerimizin önündeki siyasi alanı açabilmek için, gençlerle ilgili, gençleri motive eden bir parti olarak da buna öncülük yapmaktayız. Fakat kaş yapalım derken göz çıkaran bir meseleyle karşı karşıyayız. Dolayısıyla, kaş yapalım derken göz çıkaralımı açmak gerekmektedir, o da şudur: Anayasa Uzlaşma Komisyonunda iki parti milletvekili yaşının 18'e indirilmesini önerdi. Bunlardan bir tanesi AKP, diğeri BDP'dir. Bunun yanı sıra Oslo, İmralı, Kandil hattında yapılan müzakerelerden basına sızan kısmı itibarıyla PKK'ya "Silahı bırak, siyaset yap." söylemi adı altında bir yolun gösterildiği belli. İşte o yol kapsamı içerisinde AKP, milletvekili seçilme yeterliliğiyle ilgili Anayasa'nın 65'inci maddesinde ya da bizim Komisyonda müzakere ettiğimiz 65'inci maddesinde milletvekili yaşını BDP'yle birlikte 18'e indirilmesini istedi. Ancak, orada askerlik şartını da külliyen ortadan kaldıracak şekilde istedi. Yani bizim kaygılarımızı haklı çıkaracak, "PKK'ya verilmiş bir tavizdir bu." şeklindeki düşüncemizi haklı kılacak şekilde verdi o öneriyi. O öneri burada. Orada askerlik yapma şartı da kaldırılıyor. Dolayısıyla biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak askerlik yapmamış olanların milletvekili olmasına kesin bir iradeyle karşı çıktık, artı, terör eylemlerine katılmış, bu eylemleri tahrik ve teşvik etmiş, bu eylemlerde bulunmuş kişilerin mahkemeyle mahkûm oldukları kararlar affa uğramış olsa bile milletvekili seçilemeyeceklerini savunduk. Buna ilişkin öneriyi farklı gerekçelerle Cumhuriyet Halk Partisi de savunmuştur ama yaş konusunda farklı bir düşünce ifade etmiştir.

Sanki o gün yapılan müzakerelerde bugünün fotoğrafı çekiliyormuş gibi Milliyetçi Hareket Partisi iki ayrı öneride daha bulunmuştur. Bunlardan bir tanesi aday olan memurların memuriyetten ayrılmadan adaylık yapabilmesine ilişkindi. Bugünün fotoğrafı şudur: AKP çok sayıda kamu görevlisini aday sıfatı altında Türkiye'ye salmıştır, bunlar fiilen genel müdürlük, müsteşarlık yapmakta ama öbür taraftan da AKP lehine yaptıkları kamu göreviyle ilişkilendirildiği biçimde AKP'ye oy devşirmektedirler. "Bu madem böyle bir fiilî durum, muhalefet partilerinden aday olanlar bu imkâna sahip değil, o takdirde tamamen izinli sayılsınlar, memuriyetten ayrılmasınlar." demiştik. Oy birliğiyle bizim bu önerimiz kabul edilmişti.

İkinci olarak, daha güncel bir olay: "Hâkim ve savcılar, Silahlı Kuvvetler, genel kolluk mensupları ile istihbarat teşkilatlarında görev alan kişiler de eğer bir partiden aday adayı olursa bir daha o görevlerine geri dönemesinler." demiştik. Bu da -Hakan Fidan olayıyla- Milliyetçi Hareket Partisinin öngörüsünü ortaya çıkaran çok somut bir durumu ifade etmektedir. Bu önerilerimiz ve öngörülerimiz ne kadar doğruysa, bugün görüştüğümüz teklifle getirilen, milletvekili seçilme yaşının 18'e indirilmesi o kadar doğrudur. Bunun PKK'yla ilişkisiz olduğu asla, kata kabul edilemez. Açıkça söyleyin. Zaten söylüyorsunuz, söylüyorsunuz; bunu millet bilsin. Seçime gidiyoruz. "Kardeşim, analar babalar ağlamasın. Biz çözüm sürecinde ısrarlıyız, vazgeçmeyeceğiz." diyorsunuz. Tamam, vazgeçmeyin, "Bunun için de bunu yapıyoruz." deyin, erkekçe çıkın.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Allah Allah!

FARUK BAL (Konya) - Bunu söyleyin çünkü bunun kökü burada Ahmet Bey.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ne alakası var ya!

FARUK BAL (Konya) - Şimdi buraya koyduğunuz, askerlikle ilişki olma meselesi, 65 yaş üstü eski tüfek Kandil'deki PKK'lılara milletvekilliği yolunu açacak bir sistemdir bu. Birinci itibarıyla öyledir.

İkinci olarak da Türkiye ağır aksak da işlese bir hukuk devletidir yani askerî makamların vermiş olduğu o kararlar da netice itibarıyla hukuk denetimine tabidir. Bu hukuk denetimi içerisinde bakaya olan, yoklama kaçağı olan, bu şekilde askerî sınıflandırmaya tabi tutulan kişiler yargı yoluna başvurur, askerî yargıya başvurur. Askerî yargıya başvurduğu için hakkındaki hüküm kesinleşmemiştir. Kesinleşmediği için bakaya kalmış farz edemezsiniz çünkü hakkında mahkûmiyet yok. O zaman bu birtakım hukuk dışı alanları da tahrik ederek Türkiye'de var olan askerî kategorileri...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Bakaya kalanların tespiti için illaki mahkeme kararına gerek yok. Yani, onu özellikle ifade edelim de yani çünkü başımızdan geçti.

FARUK BAL (Konya) - İdris Bey, benim hiç başımdan geçmedi de ben askerlik şubesi başkan vekilliği yaptım.

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Ben de az çok oralardan geçtim.

BAŞKAN - Ben de şube başkanıydım, ne olacak yani.

FARUK BAL (Konya) - Bakaya olarak karar verdiniz mi? Verdiniz. Bu nedir? Askerî bir mercinin kararıdır. Buna karşı Askerî İdare Mahkemesinde veya diğer alanlarda müracaat hakkı yok mudur? Vardır. Yoksa bile açılacaktır yani bu karar kesin bir karar değildir. Dolayısıyla, bu alanlardaki yerleşik hukuk uygulamasını ortadan kaldırabilir.

Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanımız genç bir bakan olarak "Gençlere biz bu hakkı veriyoruz." dedi. Tabii, bu bir hak değil; bu, milletvekilliği statüsünü belirleyecek bir yeterliliktir. Yani, seçme hakkı zaten vardır, seçilme hakkı da zaten vardır ama bu yeterliliği belirleyen bir durumdur yani hakkın tali derecede altındadır.

Türkiye şimdi bunca sıkıntılı bir süreçte. Hepimiz biliyoruz ki bir ülkede bilgisayar mühendisi dediğin zaman onlar yani mumla aranan çocuklar olması lazımdı. Binlerce bilgisayar mühendisi şu anda iş bulamıyor, Twitter'da, Facebook'ta toz duman atıyor. E, Türkiye bir ziraat ülkesi, tarım ülkesi, hayvancılık ülkesi; veteriner hekimler, ziraat fakültesi mezunları, su ürünleri mezunları vesaire, tarım ve hayvancılıkla meşgul olan binlerce, on binlerce genç işsiz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Gelsinler burada savunsunlar işte, burada politika üretsinler, gençliğe ilişkin işleri yapsınlar, siyaset yapsınlar.

FARUK BAL (Konya) - Dur, onu söyleyeyim.

İktisadi ve ticari ilimler akademisinden mezun olan 400 bin tane insan "İş arıyoruz." diye Facebook'ta duman atıyor.

Şimdi, bu kadar dengesiz, bu kadar programsız bir on iki buçuk yılı geçirmiş AKP iktidarı. Kurduğu üniversitelerde -biz de destek verdik üniversitelere- gençlerin geleceği için bir planlama, üretim planlaması, efendim, ekonomik planlama, bunlara uygun makro bir denge oluşturamamış, böylece işsizlik kategorisi içerisinde üniversite mezunlarının yüzde 28'le ilk sırayı aldığı bir ülkede bunca işsiz yüz binlerin içerisinde 18 yaşını dolduranlara ben milletvekili hakkı veriyorum demek ne demek? Bu doğrudan doğruya şu demek: "Ben sizi aldatıyorum, kandırıyorum; 7 Haziranda bana oy verin, bu çerçeve içerisinde bu işi yürütüyorum."

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Aldatmayla ne alakası var, ciddi bir şey yapıyoruz burada.

FARUK BAL (Konya) - Değerli arkadaşlarım, bir başka yönü bu gençlerin: Üniversiteyi bitirmiş, meslek sahibi, atanamayan öğretmenler var; dua ediyor, niyaz ediyor, bekliyor, Facebook, Twitter, olmuyor ama bazıları var ki eline silah almış.

Biraz önce ben gördüm, değerli milletvekili arkadaşım gönderdi, İstanbul'da bir savcıyı rehin almış bir genç.

İSMAİL AYDIN (Bursa) - "Bir genç" değil, terör örgütü.

FARUK BAL (Konya) - Terör örgütü, tabii ki terör örgütü. Yani, onu ben...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Onun bir adını koyalım da.

FARUK BAL (Konya) - Bir dakika. Sayın Bakanım, onu ben olumlu anlamda kullanıyorum diye katiyen yorumlayamazsınız çünkü o tür örgütlere karşı benim hayatım mücadeleyle geçmiştir.

Yaşı itibarıyla genç bir insan ama terörist bir insan. O elbette ki terör eyleminin cezası, ceremesi neyse onu çekmeli ama bu hükümet de kendisini bir sorgu sual etmeli "Beni niye bunu engelleyemedim?" diye. Bu teröristler çocuk yaştaki gençleri teröre iterken Hükûmetin alabileceği ekonomik, sosyal, siyasi tedbirler elbette vardır, olacaktır, bunlar alınmamıştır. Bir kısmı İstanbul'da savcıyı rehin alıyor, bir kısmı da Kandil'e gitmek için birtakım dağları, bayırları aşıyorlar. Siz bunlara ne yaptınız? Bunlara bir şey yapmanız lazım.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Onlara da yapıyoruz, öbürlerine de...

FARUK BAL (Konya) - Bunlara gayet güzel yapıyorsunuz, işte bu kanunu getiriyorsunuz. Onlara mavi boncuk dağıtıyorsunuz.

Bu, değerli arkadaşlarım, şunlarla da değerlendirilmesi lazım: Oslo-İmralı hattı görüşmelerinde milletvekilliği yaşının 18'e indirilmesi ileride ufak bir değişiklikle yani bir gece operasyonuyla Anayasa eğer inerse Genel Kurula Anayasa değişikliği müzakerelerinde bir küçük değişiklik önergesiyle siz bu askerlikle ilgisi olmayan bölümü de çıkarırsınız.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Siz orada mıydınız ya Faruk Bey?

FARUK BAL (Konya) - Aynen -ben fala bakıyorum, bu fal geçmişte hep çıktı- devletin başı, milletin başı olan Cumhurbaşkanına istihbarat devletinin başıymış gibi istihbarat görevi verdiğiniz gibi bir gece operasyonuyla, sanki operasyonel birtakım işleri yapmaya memur imiş gibi örtülü ödenek verdiğiniz gibi bu işleri de burada yaparsınız diye kaygımız vardır. Bunu daha dikkatle dinlemeniz için ya da daha ciddi yorumlamanız için söylüyorum. Devamı gelecek. Devamında, PKK'nın talebi sadece bu değil, 18 yaşına indirilsin...

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Bu gençlerin talebi Faruk Bey yani PKK'yla şeyin ne alakası var Allah aşkına ya?

FARUK BAL (Konya) - Bu, PKK'nın talebidir, biz öyle görüyoruz.

Başka talepleri de var. Sanki Türkiye savaştaymış gibi -Anayasa Uzlaşma Komisyonunun zabıtlarından getiriyorum- PKK barış hakkı istiyor; Anayasa Komisyonunun zabıtlarına geçmiştir.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Kim istiyor onu?

FARUK BAL (Konya) - BDP istedi.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Kim istedi?

FARUK BAL (Konya) - BDP istedi.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - PKK'nın talebini bize niye söylüyorsunuz?

FARUK BAL (Konya) - Siz şartları uygun görürseniz hemen kabul edeceksiniz.

BAŞKAN - Yahu, bırak!

FARUK BAL (Konya) - Oslo'da, İmralı'da ne görüştüğünüzü açıklarsanız ortaya çıkar. Barış hakkı istiyor, sanki savaştaymışız gibi.

İki: "Hakikate ulaşma hakkı istiyoruz." diyor. Yani, PKK'ya karşı kimler mücadele etmişse onların hepsini hizaya çekin, bunlara ceza verin anlamına gelecek şekilde.

Üç: Savaş tazminatı istiyor, savaş.

Şimdi, siz Grup Başkan Vekilisiniz, bunları yeni duyuyormuşsunuz gibi zannediyorum. Eğer yeni duyuyorsanız çok ayıp.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Tamam da onlar her şeyi isteyebilir ama sizin ne yaptığınız önemli, onların ne istediği önemli değil.

FARUK BAL (Konya) - İşte, bu 5 maddenin bir tanesi de...

İDRİS ŞAHİN (Çankırı) - Onlar otuz sene önce yurdun bir bölgesini bölmek istiyorlardı tamamen.

BAŞKAN - Şimdi, bir dakika, bir dakika. Şimdi, onlardan ziyade...

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, ben bitireyim, arkadaşlar istediklerini bana sorsunlar, cevaplandırayım.

BAŞKAN - Faruk Beyciğim, tamam, sen bitir. Yani, bizim ne dediğimiz daha önemli, onlar isteyebilir.

FARUK BAL (Konya) - Evet, yani bu masum bir talep değildir, bu sağ gösterip sol çakma meselesidir. Dolayısıyla, gençlerimize elbette güveniyoruz, o ayrı bir iştir. AKP'nin on iki buçuk yılda uğratmış olduğu millî bütünlük, üniter devlet gibi kavramlardaki tahribatı o gençlerin üzerine, omuzlarına bir sorumluluk olarak yükledik hep beraber, onlar bunun altından kalkacaktır, inanıyoruz, ayrı bir konu ama bu kanun teklifinin, Anayasa değişikliği teklifinin altında PKK'yla müzakereler vardır, buradan da Milliyetçi Hareket Partisi buna karşıdır.