KOMİSYON KONUŞMASI

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Deniz Hanım, verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyorum.

TEMA

, Bakanlıkta çalıştığımız dönemde bizim her zaman beraber çalışma yaptığımız, çözüm ortağı olan bir sivil toplum kuruluşumuz.

Şimdi, ben özellikle bu halkın sürece katılımıyla alakalı bazı şeyler söylemek istiyorum. Halkın sürece katılımı çok önemli ancak bir projenin ÇED sürecinde halkın katılımı toplantısına bakıyorsunuz, birçok yerde halkı göremiyorsunuz, her yere giden belli başlı insanları görüyorsunuz. Tabii, burada işin içinde siyasiler de var ve dolayısıyla, o toplantı kendi mecrasından çıkıyor; bunu açık ve net söyleyeyim.

Bakın, şu anda biz burada çok medeni bir şekilde konuşuyoruz, çok rahatlıkla da anlaşabiliyoruz. Kimse unutmasın ki bu ülkede, bakın, İstanbul'da o meşhur Gezi olaylarında bile hep denildi ki: İşte, HES'ler yapılmasın, barajlar yapılmasın, şunlar yapılmasın, köprü yapılmasın... Böyle olmaz, biz HES'leri de yapacağız.

Ben bugün şunu görmekten mutluyum: Özellikle bazı çevreler, o gün HES'lere şiddetle karşı çıkan çevreler -yani hidroelektrik enerji üretene çıkan çevreler- bugün şu noktaya geldiler: "Ya, zaten HES'ler yapılıyor, kömüre ne gerek var?" Aslında bu da sevindirici bir gelişme. Bir kere bu halkın hakiki manada katılım sürecini ben çok önemsiyorum; bu, bir.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - O civarda yaşayanların katılması lazım.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Tabii, katılması lazım, fikrini açık söylemesi lazım ama "Yaptırmam, etmem..." demekle değil. Eminim ki bu ülkenin hiçbir bürokratı makul ve mantıklı olan bir şeye karşı gelmez kolay kolay. Efendim "Yukarıdan talimat var." Böyle bir şey yok. Bunlar çözülebilir ama yeter ki olay gerçek mecrasında yürüsün.

Bir diğer mevzu; ben her zaman kıymetli madenlerin çıkarılmasından yanayım ama "çevreci madencilik" diyoruz, bunu her zaman söylüyoruz. Geçenlerde -Deniz Hanım, size de telefonda söylemiştim- bir mermer firması madeni çıkardıktan sonra müthiş bir şey yapmış -bana gönderdi- rehabilitasyon çalışması yapmış. Adam kazandığı paranın belki yüzde 50'sini, muhtemelen kazandığı paranın en az yarısını şeye ayırmış ve bu arkadaş aynı zamanda Maden Sanayii İşverenleri Sendikası Başkanı.

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - Sağ olsun, ne diyelim.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Gitmiş Orman Genel Müdürlüğüne de projeyi sunmuş. Bir kere burada maymun iştahlılığı bırakacağız. Tamam, madenleri çıkaralım ama fedakârlık yapacağız, kazandığımız paradan da tabiatın tekrar eski hâline gelmesi için para harcayacağız, böyle yapmayanlara da izin vermemek lazım.

Az önce Bakanımız da söylediler, işte, hanımefendi orada verdi; o kadar çok alan verilmiş ki denizi vermişler, her tarafı vermişler ruhsat olarak ama uygulamaya gelince çok ciddi sorunlar var.

Şimdi, Çanakkale bölgesinde o zaman Enerji Bakanlığı bir RES ihalesi yapmış. Bir grup da burayı almış, ciddi de yatırım yapacak, 100 küsur milyon dolar yatırım yapacak. Bir bakıyoruz ki verilen alanın yarısı Gelibolu Millî Parkı'na geliyor. "Kardeşim, biz buraya izin vermeyiz." dedik, "Efendim, biz burayı aldık, ihale..." Biz oraya izin vermedik, verilir mi? Yani Gelibolu Millî Yarımadası'nda, şehitlerimizin mezarlarının başında RES izni verecek hâlimiz yok ve o projeye bakın, programdan çıktı.

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Hem bizi mağdur ettiler hem de vatandaşı mağdur ettiler.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Aslında siz çok doğru bir şey söylediniz; maden izni verilmeyecek alanlar bir kere net olarak belirlenmeli.

Şimdi, biliyorsunuz, rüzgâr enerji santralleri genelde rüzgârın yoğun olduğu yerlere veriliyor ve şu anda hakikaten bizim karada 34 bin megavat bir rüzgâr potansiyelimiz var; bu, bizim için çok çok kıymetli. Niye? Mesela, bir taraftan diyoruz ki: "Kömürden vazgeçelim." Kömürden vazgeçmek için bunları bir an önce devreye sokmamız lazım ki kömürden de yavaş yavaş çıkalım, doğru mu?

Şimdi, vatandaş geliyor, bizim üçte 2 kapalı alanımızda rüzgâr türbini kurmak istiyor, "Efendim, ne olacak, sadece bir türbin koyacağım, o ne alanı kaplar ki?" diyor ama o türbine ulaşmak için dünya kadar yol açması lazım. Dolayısıyla, bizim ormanlarımız tahrip oluyor. Biz bunlara kesinlikle izin vermedik, verilmemeli de; bunu net bir şekilde söyleyeyim.

Az önce Milli Parklar Genel Müdürünü aradım. "Ya, siz millî parklarda -ki böyle bir şey olması mümkün değil mantıken de- kesimlere izin mi veriyorsunuz?" dedim, "Öyle bir şey yok Vekilim." dedi.

YASİN UĞUR (Burdur) - Dokunamaz oraya.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - "4 aşaması vardır bunun, mutlak koruma alanı... Burada bir kere sadece bilimsel çalışmalara izin verilir." dedi. Nevzat Bey daha önce Milli Parklar Genel Müdürlüğü yaptı; hassas koruma, sürdürülebilir koruma, bir de kontrollü kullanım... Mesela millî parklarda, işte, ne bileyim, restoran şu bu yapılıyor veya bungalov evler... Özellikle şu anda Artvin yöresinde ciddi bir böcekle mücadele varmış herhâlde. "Bununla ilgili zarar görmüş o ağaçları biz mecburen kesiyoruz diğerlerini korumak için." dedi.

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - O başka bir durum ama.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Yani bu "koruyucu hekimlik" gibi bir şey diyelim.

Bir diğeri de diyor ki: "Mesela Akdeniz'de özellikle bazı millî parklarımızda ağaçlar çok sık, yangın zamanlarında yol açmak için kesiyoruz, bunun dışında kesinlikle izin vermiyoruz, zaten verilmez." Yani "Siz burada endüstriyel kesime izin mi veriyorsunuz?" dedim, "Böyle bir şey asla mümkün değil." dedi. Yani o bilgiyi ben size teyit ettim.

Ben size asıl şunu sormak istiyorum ve çok önemsedim, "Topraktaki su ve karbon tutma kapasitesini artırmak için atıkların kullanılması lazım." dediniz yani bu çok önemli.

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - Çok...

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Çok önemli çünkü mesela, hakikaten kurak alanlarımız gittikçe artıyor. Netice itibarıyla bizim toprağımızın nemli kalması lazım, biz bunu kullandığımız zaman yani toprağı daha fazla canlı tutabiliyoruz.

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - Ya, Cihan Bey, aslında o kadar enteresan ki... Şimdi, evi düşünün; mutfakta sebze kabukları, meyve kabukları, onların hepsi topraktan geliyor zaten yani toprak içinden bir sürü şey alıyor, size getiriyor. Şimdi, biz onları yapıyoruz...

BAŞKAN VEYSEL EROĞLU - Deniz Hanım, sorsunlar da size en son söz vereceğiz.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Yani bu konuda pilot bir çalışma var mı? Herhangi bir küçük bölge de olsa...

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - Biz yapıyoruz, biz 2 yerde yapıyoruz.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Bu konuda bir bilgi verebilirseniz...

TEMA VAKFI YÖNETİM KURULU BAŞKANI DENİZ ATAÇ - Tamam, o bilgiyi ben size vereceğim.

CİHAN PEKTAŞ (Gümüşhane) - Teşekkür ederim, sağ olun.