İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Bu maddenin birçok teknik yönü var, teknik ayrıntılarına girmeyeceğim. Benim de işaret etmek istediğim husus, anayasal açıdan karşı karşıya bulunduğumuz ciddi sorun. Bu sorun özellikle 2017 Anayasa değişikliğinde "Partisiyle ilişkisi kesilir." hükmü kaldırılmış olsa da Anayasa'dan Parti Genel Başkanlığı sonucunu doğurmaz bu değişiklik çünkü 103'üncü madde açık, Cumhurbaşkanlığı statüsü diğer görevlerinin yanında Anayasa'da öngörülmüş bulunuyor. Bu bakımdan, şu anda Cumhurbaşkanının Parti Başkanlığı ciddi bir sorundur Türkiye'de. Bu, tarafsız bir biçimde görevini yerine getirmesini engellemektedir demiyorum zaten uygulamada getiremediğini görmekteyiz, gözlemekteyiz. Belki de bizzat Cumhur müttefikleri tarafından hazırlanmakta olan Anayasa taslaklarının da bu yönü zannediyorum söz konusudur. Bu bakımdan, Parti Başkanı yoluyla devlet yönetilmektedir şu anda. Bu çerçevede böyle bir yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi, benim ilk konuşmamda değindiğim hususa dönecek olursak askeriyenin yapısı ve yetkileri askeriye içerisinde kullanılmalıdır. Bu açıdan, bu yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesinin sakıncaları söz konusu olacaktır. Ha, şunu söyleyebilirsiniz: Efendim, başkomutan olan kişiye verilmemeli mi? E, zaten bu da yine Anayasa'mızın bir çıkmazıdır çünkü başkomutan haydi haydi tarafsız olmak konumundadır ama biliyoruz ki bugün parti kongreleri bile saraydan yapılmaktadır, Cumhurbaşkanlığı Forsu'nun önünde yapılmaktadır. Bu da zannediyorum sadece bizim, demokratik muhalefet partilerinin sorunu değil, herhâlde bütün vekillerin sorunu, Anayasa'ya sadakat yemini yapmış olan herkesin sorunudur diye düşünüyorum ve bu bakımdan sakıncalı olduğuna bir kez daha vurgu yapmak istiyorum.

Teşekkür ederim.