| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | |
| Dönemi | : | 24 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .03.2015 |
FARUK BAL (Konya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sanıyorum, sonuna geliyoruz. Ben, Komisyonun nasıl olsa bundan sonra önü boş yani şeye kadar boş zaman var, ne derler ona Hazirana kadar boş zaman var; sıkıştıracak bir hâl yok. Sayın Başkanın da nasıl olsa 3 dönem olduğuna göre...
BAŞKAN - Ben rahatım canım.
FARUK BAL (Konya) - ...rahatlığı var. O bakımdan şu gerekçelerle alt komisyona havale edilmesini istiyorum.
Birinci olarak bizim kafamızdaki mesele askerlik meselesidir. Yaş meselesiyle ilgili eleştiriler şöyle veya böyle halledilebilir ancak askerlikle ilgili meselenin PKK'yla ilişkili olduğuna kaniyiz ve bu ilişkinin somut delilleri de elimizde çünkü bu bugün verilmiş bir metin değildir. 2013 yılında Anayasa Uzlaşma Komisyonuna aynısı verildi, BDP de aynısını verdi, üstelik orada askerliği de kaldırıyordu yani askerlik yapma şartını da kaldırıyordu, burada ilişkilendiriyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - O zaman aynısı değildi.
FARUK BAL (Konya) - Şimdi ilişkilendirme hâli yeni hukuki sorunlar yaratacaktır. Örneğin, adam bedelliden yararlandı, yararlanamadı, iş yargıya intikal etti, ne olacak? Yani bu değişiklik yapıldığı zaman, o yargı süreci içerisinde bu kişi askerlikle ilişkili mi, değil mi, yoklama kaçağından, bakayadan hakkında birtakım işler yapılıyor yargıda. Yargıdayken bu ne olacak? Yani Anayasa değişikliği ile hukuki statüsü ne olacak, askerlikle ilişkili mi, değil mi? Bunlarla ilgili kurumlar uygulamayla ilgili görüşleri de alınmalı yani Millî Savunma Bakanlığının, Asker Alma Daire Başkanlığı diye bir Başkanlığı vardır, Askerî Yargıtay vardır, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi vardır, bunların da görüşünü almak lazım. Dolayısıyla, siz böyle ham bir şekilde getirirseniz, geçmişte barış hakkı, hakikat hakkı, savaş tazminatı isteyerek bu önergeyi birlikte vermiş olanların peşine takıldığınız kanaati bizde keskinleşir. Onun için, mesele bu boyutları itibarıyla alt komisyona havale edilsin, muhtemeldir ki oylayacaksınız ve muhtemeldir ki AKP oylarıyla bu reddedilecek, o zaman biz şöyle değerlendireceğiz: 2010 yılında Anayasa değişikliği yapıldığında aslında 3 tane zehirli madde vardı hepiniz biliyorsunuz, yargıyla ilgili, HSYK, Anayasa Mahkemesi ve onların seçimiyle ilgili 3 tane madde vardı. Bunun üzerine, kadına pozitif ayrımcılık, çocuğa pozitif ayrımcılık, engelliye pozitif ayrımcılık, şehit yakınlarına pozitif ayrımcılık gibi laflarla, efendim, kamu çalışanlarına sendika hakkı, toplu sözleşme hakkı gibi laflarla üstünü tatla kapladınız. Bunun içinde zehir olduğunu biz size anlattık. Siz o derece de mahir bir tatlandırıcıyla kapladınız ki, kendiniz içine koyduğunuz zehrin derecesini dahi fark edemediniz.
Şimdi, orada aldığınız sonuç itibarıyla Anayasa değişikliğini yaptınız, geriye, kadına saygıyı suistimal ederek, Türk milletinin kadına saygı duygusunu suistimal ederek referandumda sonuç aldınız, çocuğa sevgi duygusunu suistimal ederek referandumdan sonuç aldınız, engelliye şefkat duygusunu suistimal ettiniz.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Pozitif ayrımcılık getirdik.
FARUK BAL (Konya) - Şehit yakınlarına Türk milletinin muhabbetini suistimal ettiniz, hatta hatta 12 Eylül nefretini bile suistimal ettiniz. O zamanın Başbakanı bizim şehidimiz Mustafa Pehlivanoğlu'nun son mektubunun -başlarını unutarak- bir cümlesini gözyaşları içerisinde okudu, sonradan başka nedenlerden dolayı gözü yaşarmaya başladı, ayrı.
Şimdi, yine gözünüz yaşarmasın. Şimdi, yine başınıza kara belalar almayın diye uyarıyoruz. Gelin, bunu alt komisyona havale edin, alt komisyonda öngörülemeyen sonuçların çıkmasını engelleyecek bir çalışma yapılsın. Çünkü bu pimi çekilmiş bir bombadır, patladıktan sonra hiçbir anlamı yoktur. Çünkü patlayan bombanın etkisini geriye getirecek başka bir düzenek, başka bir seçenek de bulunmamaktadır. Dolayısıyla, ben milletvekili arkadaşlarımın ferasetle konuyu değerlendireceğini umuyor, saygılar sunuyorum.